TTB: Bölgeler ve iller arasında aşı eşitsizliği derinleşti
- 15:24 8 Ekim 2021
- Sağlık/Spor
ANKARA - TTB’nin “18 ayın ardından pandeminin neresindeyiz” başlığıyla düzenlediği basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, bölgeler arası aşı eşitsizliğin derinleştiğine dikkat çekerek, yeni salgınları körükleyen durumlara “dur” demenin herkesin sorumluluğu olduğuna işaret etti.
Türk Tabipleri Birliği (TBB) Pandemi Çalışma Grubu“18 Ayın Ardından Pandeminin Neresindeyiz” başlıklı basın toplantısı düzenledi. TTB Genel Merkez binasında düzenlenen toplantıya TTB Pandemi Çalışma Grubu üyeleri Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol , Dr. Arif Müezzinoğlu, Prof. Dr. Vedat Bulut ve Dr. Kubilay Yalçınkaya katıldı. Toplantıya katılamayan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve çok sayıda Çalışma Grubun üyeleri ise zoom üzerinden online bağlandı.
‘İstatistikler iktidarın yönet(e)memesine işaret ediyor’
Basın metnini okuyan Prof. Dr. Esin Davutoğlu salgın döneminde bilgi kirliliğinin yaratmış olduğu tereddüdün giderilmesi gerektiğini belirten Esin, aşı süreci başta olmak üzere tanı tedavilerinde vatandaşların zihninde oluşan soru işaretlerinin giderilmesinin önemli olduğuna dikkat çekti. Esin, “Kamu otoritesinin halk sağlığı perspektifi ile sağlıklı iletişim yöntemleri kullanarak üstlenmesi gereken rol yetersiz, çekinik kalmıştır. Bunun politik bir tercih olarak benimsendiği, salgına dair öncelikler hiyerarşisinin Covid-19 dışı sağlık hizmetlerine erişim konusunda neler yaşanmıştır? Özel sağlık kurumlarına başvuru sayısında kısmi bir azalma, kamu hastaneleri ve üniversite hastanelerine başvuru sayılarında ise ciddi bir düşüş meydana gelmiştir. Covid-19 ile ilgili veri ve bilgilerin saklanması konusunda öyle bir noktaya gelinmiştir ki yayınlanan Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2020 Haber Bülteni'nde Covid-19'a yer dahi verilmemiştir. Ancak paylaşılan istatistikler dahi pandeminin etkilerine ve iktidarın yönet(e)memesine işaret etmektedir” dedi.
‘Bölgeler ve iller arasında ciddi eşitsizlikler söz konusu'
“Aşılama süreci açısından durumumuz nasıl?” sorusuna cevap veren Esin, şöyle devam etti: “Ülkemizde halihazırda iki farklı Covid-19 aşısına erişilebilir. Sağlık Bakanlığı verilerine göre uygulanan toplam aşı miktarı 110 milyon dozu aşmıştır. Gerek ilk doz gerekse ikinci doz ve tanımlanmış gruplarda takviye doz için günlük aşılanma oranlarındaki azalma kaygı vericidir. Aşılanma oranlarının bakanlığın tablolarda sunduğu gibi 18 yaş üzerini değil tüm nüfusu dikkate alır oranlarla sunulması gerçekçi değerlendirme için şarttır. Tam aşılı olarak sayılan iki doz aşısını olmuş yurttaşların bir kısmının süreler dikkate alındığında ‘tam aşılı’ tanımından çıkmış olduğunun hesaplara dahil edilmediği görülmektedir. Dünyada aşının uygulamaya geçmesi sonrasında dolaşımda ‘egemen varyant’ olarak bildiğimiz ‘Delta varyantı’ koşullarında aşı takvimini tamamlamış nüfus oranının en az yüzde 85 olması gerektiği öngörülmektedir. Bölgeler ve iller arasında ciddi eşitsizlikler söz konusudur ve hareketliliğin böylesine artmış olduğu bir çağda hiçbir il ya da bölgenin tek başına kendi koruma oranlarıyla salgından korunmasını gerçekleştireceğini bekleyemeyiz.”
‘Covid-19 halen meslek hastalığı olarak tanımlanmadı'
Türkiye’de yapılan çalışmalarda salgının sınıfsal karakterinin ortaya konulduğuna vurgu yapan Esin, “Şiddetin bir politik enstrüman olarak tercihi hayatın her alanında olduğu gibi sağlık alanında da şiddeti beslemiştir. Tükenişin eşiğinde özveriyle çalışan sağlık çalışanlarının özlük haklarında değil iyileştirme, budamalar söz konusudur. Bu koşullarda Covid-19, başta sağlık çalışanları olmak üzere, bir dizi alan ve çalışma koşulları bakımından halen meslek hastalığı olarak tanımlanmamıştır” ifadelerini kullandı.