‘Çözüm öz yönetim’
- 09:02 15 Ocak 2024
- Siyaset
MUĞLA - Merkezi yönetimlerin yerel yönetimler üzerinde giderek artan denetimi ve mekanizmalarına karşı çözümün öz yönetim olduğunu ifade eden HDP Bodrum İlçe Eşbaşkanı Zuhal Macit, demokrasi için ayrıca eşit temsiliyetin de elzem olduğunun altını çizdi.
Mart ayında yapılacak yerel yönetim seçimleri için partiler hazırlıkları devam ediyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) belediye eşbaşkan adaylarını belirleme yöntemi ile bir ilki gerçekleştirirken yerelden yönetim-özyönetim, eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet perspektifini hayata geçirme ile de dikkatleri çekiyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muğla’nın Bodrum İlçe Eşbaşkanı Zuhal Macit, yerelden yönetim, öz yönetim, eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet konularını değerlendirdi.
‘Merkezden alınan kararlar değil yerelde yaşayanların öz iradeleri’
Demokratik yerel yönetimin yerelde yaşayan halkların kendilerini ilgilendiren sorunlarla ilgili karar mekanizmalarında var olmalarıyla sağlanabileceğini ifade eden Zuhal, o bölgede yaşayan bütün toplumsal kesimlerin kendi renkleriyle, kendi özgün fikirleriyle ve kente yaşadıkları yere dair çözüm meselesinin de kendilerinin doğrudan üretmesi ile ilgili olduğunu ifade etti. Zuhal, “Meclisler kanalıyla yapılan mahalle meclisleri ya da farklı konularda farklı alanlarda örgütlenmiş meclislerin bütün bu karar mekanizmalarının kendi ürettikleri yöntemlerle yer almasıdır. Mesele merkezden alınan kararların değil, bizzat orada yaşayan tüm halkların öz iradeleri ve öz bilgisi ile yönetime ortak olmalarıdır. Haliyle bunu yapabilmek aslında bizim dediğimiz gibi sadece devlet mekanizmalarını demokratikleştirme ile değil, aslında yerel yönetimlerin yerinden demokratikleşmesidir. Aslında demokrasinin en önemli ve başlangıcı budur” şeklinde konuştu.
‘Evrensel bir kavram olarak öz yönetim batı şehirleri için de şart’
Kurdistan’da hayat bulmuş veya ifade edilmiş gibi görünse de öz yönetim kavramının evrensel bir kabulü olduğunu belirten Zuhal, bu kavramın Türkiye’de ideolojik formasyonun yaratılış şekli, iktidarın ve devlet sisteminin ifade ediş şekli, baskılaması nedeniyle bölünme ile ortak bir algıya getirildiğini ifade etti. Aslında tersine ülkenin demokrasi ile yönetilmesi anlamına geldiğini dile getiren Zuhal, “Merkezi sistem, erkek egemen sistem aynı zamanda. Orada tek bir adam var ve o karar veriyor. Bodrum’daki endemik bitkilerin yaşadığı, insanların hayvanlarını otlattığı biraz nefes aldığı binlerce dönüm araziyi bir imza ile bir Kanun Hükmünde Kararname ile yapılaşmaya açıyor. Burada yaşayanlara sormadan, yaşayanların gerçekliği ile uymayan tek bir imza ile bir Çevre ve Şehircilik Bakanlığı geliyor veya vakıf kuruluyor valilik işin içine giriyor ve bunlar kendileri karar alıp yaşadığımız karar mekanizmalarını biz yaşayanların elinden alıp bize bu kararları talan olarak rant olarak önümüze getiriyor” dedi.
‘Çözümün adı öz yönetimdir’
Talanın farkında olan herkesin Akbelen’den Cudi’ye aynı mücadeleyi verdiğini ifade eden Zuhal, sadece doğanın talanının değil rantın sokulduğu her yerde işçilerin yaşamlarının da zorlandığını kaydetti. Zuhal, şunları belirtti: “Mesela Bodrum’da kiralar artıyor, fakirler dışarı atılıyor, kiralarını ödeyemez, geçinemez duruma geliyor. Bunun karşısında olması gereken şey şu değil mi: Bir adamın, bir merkezin ağzından yürüyecek coğrafya olabilir mi? Dünya ya da bizim ülkemiz. Her yerde farklı halklar, faklı inanışlar var, kadınlar var, ekoloji meselemiz var. O zaman biz tüm bu büyün şehir yasası ile kurdukları tek elden yönetilen sistemin yerine başka bir şey koymak zorundayız. Burada bu yerelde yaşayan halkların kendi yaşadıkları yere ait sözleri nedir? Bu konuda da yaşayanların yetkin olduğunu düşünüyoruz. O zaman da bunun adı bir öz yönetimse, biz kendi öz irademizle, bilgi ve bilincimizle kendi şehrimizde karar alabiliyorsak bunun adı aslında evrensel anlamda böyledir; öz yönetimdir yerel özerkliktir.”
‘Batı şehirleri sanıldığı gibi demokrat değil’
Kadınların yerel yönetimlerde temsil edilmediğini, yerelde hakim olan baskın siyasette yerel yönetim seçimlerinde kadın adayların birkaç kişiyi geçmediği gibi eşbaşkanlık sisteminin ise bulunmadığını ifade eden Zuhal, “Ama kadınlar hiçbir zaman bu mekanizmaların içine girmez, giremez. Tamamen erkek egemen bir yapı ile devam eder bir de kişilerin üzerinden, çıkarların üzerinden, rantın üzerinden yürünür. O sebeple her ne kadar batı daha demokrat daha çağdaş insanların yaşadığı bir şehir gibi görünse de kadına geldiğinde bu mekanizmalarda kadına pek yer yok. Diyelim ki mahalle muhtarı seçimi olacak, 36 mahallesi olan ilçede 5 kadın muhtar adayı olduğunda sevinir durumdayız” sözleri ile batıda kadınların temsiliyet durumuna dikkat çekti.
‘Eşit temsiliyet dönüştürür’
Kadının özgürleşme meselesinin bütün yerel yönetimlere yansıması gerektiğini dile getiren Zuhal, yerel yönetimlerin yeniden kurgulandığında önce eşit düzlem kurmak gerektiğini kaydetti. Zuhal, “Çünkü özgürleşme eşitlikle başlar. Eğer bu yola bu mekanizmalara 5-0 arkadan giriyorsak ve erkek egemen sistem bize daima bunu dayatıyorsa o zaman yerel yönetimlerde şunu mutlaka gerçekleştirmemiz gerekiyor. Kadın özgürlükçü bir anlayışı bunun içinde bizim partimizin yarattığı ve çok da büyük dönüştürücü, erkekleri de dönüştüren bir güce sahip olan eşbaşkanlık sistemini yerel yönetimlerde mutlaka hayata geçirmemiz gerekiyor. Buralarda biz bu mücadeleyi sürdürüyoruz ama mutlaka yerel yönetimlerde eşit temsiliyetin ve kadının sözünün olması gerekiyor. Çünkü o zaman bazı şeyler dönüşüyor. Çünkü kadın bakış açısıyla geliştirilmiş bir yerel yönetimin hem toplumsal anlamda hem yerel yönetimlerde şehrin tüm estetiğine dair bile yansıyacak bir gücü olduğunu biz kadınlar biliyoruz. Bunu biraz erkek egemen sisteme de göstermek gerekiyor” dedi.
‘Kadın dostu değil kadın belediyeciliği’
Kadın belediyeciliğini savunduklarını belirten Zuhal, “Eşbaşkanlığın olduğu, karar mekanizmalarında olduğu belediyecilik. Burada kullanılıyor, bazen kadınlar da o yanlışı kullanıyor; mesela Bodrum için kadın dostu kent diyorlar. Kadın dostu kent; erkek egemen zihniyetin burası bir erkek şehri de biz de kadınlara dostuz demek. Tersine biz kadının karar mekanizmalarında olduğu kentlerden söz ediyoruz bunun adı erkeklerle yan yana eşit koşullarda eşbaşkanlıkla başlayan ve yerel yönetimlerde her mekanizmada kadının olduğu belediyecilik diyoruz” değerlendirmesi yaptı.