Dersimli kadınlar nasıl bir belediye istiyor?

  • 09:08 16 Mart 2024
  • Siyaset
 
 
Gülistan Gülmüş 
 
DERSIM - Dersim’de kadınlar, kayyım atanan belediyelerin şehre ve kendilerine yeteri kadar hizmet vermediklerini belirterek, yeni dönemde halkla iç içe olacak, sorunları dinleyecek bir belediye istediklerini vurguladı. 
 
Kurdistan ve Türkiye’de 31 Mart’ta gerçekleşecek olan yerel yönetim seçimlerine sayılı günler kalırken, tüm siyasi partiler de seçim çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.  Dersim’de mevcut belediyenin yönetimiyle depreme dayanaksız binalar, kadın kazanımlarına vurulan kepenkler, sokak hayvanlarının haklarının korunmaması, ekolojik dengenin sarsılmaya müsait bir hale terkedilmesi gibi sorunları görmek zor değil. Dersim’de kadınlar yerel yönetim seçimleri sonrasında seçilecek olan belediyelerin halkla bütünleşmiş bir şekilde halkla hizmetlerini sürdürmeleri gerektiğinin altını çizerken, “Özünde halkın içine inilirse, halka ulaşılırsa temelinde olan bütün sorunlar da çözülür” dedi.
 
‘Belediyenin çok eksiği var’
 
Dersim’e üniversite okumaya gelen ve bir süredir burada yaşamını sürdüren Hüsniye Gül Ekinci, kentteki eksikliklere dair, “Bu şehre geldiğimde gözlemlediğim ilk şey tamamen ulaşım sıkıntısı var. Araçlar yarım saatte bir kalkıyor, 10-15 dakikada bir kalkması gerekiyor. Bu konuda belediye yetersiz. Gözlemlediğim bir diğer sorun ise çevrenin kendi haline bırakılmış olması, buna dair çalışma yapılmıyor. Sokak hayvanları için yapılan kulübeler çok kötü halde. Belediyenin çok eksikliği var. Çayın etrafını kontrol etmiyor. Çevre kirliliğine de dikkat edilmiyor. Genel olarak çevresiyle, doğasıyla bilinen bir şehirken ben bu şehirde o doğayı hissetmiyorum” ifadelerine yer verdi.
 
‘Düzenli olarak toplantılar yapılmalı’
 
Kentte depreme dayanıksız yapıların olduğuna dikkat çeken Hüsniye Gül, belediyelerin, ‘Eksiğimiz ne?’ diye sorması gerektiğini vurguladı.  Hüsniye, yeni dönem belediyelerine dair taleplerini, “Atatürk Mahallesi’nde çok eski yapı var. Merkez ve Ali Baba bölgesi de çok zor durumda, ara sokaklar kötü durumda. Hiçbir yol çalışması, yenileme yapılmıyor. Halka açık düzenli toplantılar yapılmalı. Halkın talepleri, ne istedikleri sorulmalı. Halkı gözlemlemeli, daha çok dışarı çıkmalılar. Örneğin Seyit Rıza Meydanı’na belediye çalışanları gelip halkla buluşmalı. Onlara sorunlar sorularak, ‘Eksiğimiz ne?’ diye sorulmalı. Muhtarlarla toplantı yapılması gerektiğini düşünüyorum. Her mahallenin muhtarının düzenli olarak çağrılıp toplantılar yapılması gerektiğini düşünüyorum. Muhtarlar ilgili oldukları mahalleden sorumlu oldukları için o mahallenin sorunlarını daha iyi bilirler. Belediyeler tek başına bir yere yetişemez, o yüzden muhtarlarla iş birliği içerisinde olmalılar” diye anlattı.
 
‘Kadınlar için bir şey yapmıyorlar’
 
Dersim’in genel sorunlarından bahsederken en çok zorluğu kadınların yaşadığına işaret eden Hülya Aydoğdu, çalışma koşullarındaki zorluklara ilişkin, “Dersim’in en büyük sorunu işsizlik. İşsizlikten dolayı ülke dışına göçlerin çok olduğunu, nüfusun artık orta yaşlılardan oluştuğunu söyleyebilirim. Kadınların da en büyük sorunu işsizlik. Kadın istihdamıyla alakalı yapılan hiçbir şey yok. Yaklaşık 10 yıldır stantçılık yapıyorum. Üniversiteyi bitirdim ancak iş olmadığı için kendi memleketime döndüm. Kendi memleketimde de aynı sıkıntıları yaşıyorum, ‘Kadınlar bizim başımızın tacı’ diyorlar ama kadınlar için hiçbir şey yapmıyorlar. Kışın çok zor şartlar altında çalışıyoruz.  Taleplerimizi çok dile getirdik. Biz kadınlara alan tanınmıyor. Çok zor şartlar altında yaşıyoruz” ifadelerine yer verdi.
 
‘Şehri hep birlikte kalkındıralım’
 
Hülya, Dersim’de doğanın çok fazla tahrip olduğunun altını çizerek şehirdeki sorunların belediye ve halkın iç içe hareket etmesiyle düzeleceğini sözlerine ekledi. Hülya, “Doğa yeteri kadar korunmuyor. Özellikle yazın buraya gelen tatil ve piknik yapanlar doğayı çok kötü şekilde bırakıyorlar. Bu konuda da yine önlemler yok.  Bir dönem önlem alındı ama aynı şekilde devam ediyor. Doğayı koruyamıyoruz, bakmıyoruz. Doğa da bunun sonuçlarını çok kötü bir şekilde gösteriyor. Belediye başkanlarının halkın arasında olup, onların sorunlarını dinlemesini, bu şehre ortak bir şekilde ne yapılabileceği üzerine konuşulmasını beklerim.  Şu ana kadar belediyenin halkın arasına girip onların sorunlarını dinlediğini görmedim. Bu şehri hep birlikte kalkındıralım, geliştirelim. Herkesin fikir alışverişi içerisinde olmasını istiyorum” dedi. 
 
‘Dersim’e sahip çıkılsın’
 
Belediyecilik adına kentte herhangi bir faaliyetin yapılmadığını söyleyen Songül Yıldırım, yeni dönemde seçilecek olan belediye yönetiminden şu taleplerde bulundu: “Dışarıdan gelen insanların anlattığıyla bizim yaşadığımız belediye ayrı. Hiçbir sorun giderilmiyor. Çarpık düzen ve çarpık kentleşme oluşmaya başladı. Uğruna mücadele ettiğimiz Dersim’de değersiz kaldığımız bir ortam oluşmuş. Artık günü kurtarma çabası içine girmişiz. Biz Dersim’de herhangi bir gelişme görmüyoruz. Daha güzel bir ortam oluşsun, kültürümüz gelişsin, çocuklarımız kendi dilleriyle büyüsün. Bu alanda hiçbir gelişme, hiçbir çalışma yok. Sonra bunlar bize mal ediliyor. Dışardaki insanlar, ‘Dersim kültürüne sahip çıkmıyor’ deniliyor. Biz Dersim’e, kültürümüze sahip çıkmaya çalışırken bize ortam hazırlayan bir belediye bulamıyoruz. Ortam kuran bir kurum ve kuruluşla yüz yüze gelemiyoruz. Yollara, sulara, öğrencilere her şeyden önce gençlere sahip çıkan bir belediye istiyorum. Temizlik, hizmet yok. Herkes kullandığı alanı genişletip kendine mal ediyor. Sosyal aktivitelerin oluşturulduğu bir ortam yapılsın.  Belediyeden isteğim, Dersim’e sahip çıkılsın.”
 
‘Dur!’ demenin zamanı geldi
 
Bir diğer yurttaş Perihan S., Dersim’de uyuşturucu kullanımına dair gençlerin durumuna işaret ederken, üniversiteli öğrencilerin yurtlarında yaşadıkları sorunlarına çözüm bulunması gerektiğine de değindi. Perihan, “Memleketimizin başlıca sorunu işsizlik.  Ben de bir kadın olarak iş bulmakta zorlanıyorum. Memleketimizde eksiklerimiz çok. Çevreye dair çok eksiklik var. Çevre düzeni, park alanları olsun, çöp konteynerleri olsun bu konuda çok eksik var. Doğal olarak bunlar da çevre kirliliğine neden oluyor.  Bir kadın olarak burada güvende hissetmiyorum. En kısa zamanda bu konuya bir el atılmalı. Gençlerimiz, kadınlarımız adına belediyeden beklentimiz yüksek. Ulaşım sıkıntıları, yurt sorunları, çıkan yemekler rezalet. Çocuklara güzel, sağlıklı bir ortam yaratılmalı. Uyuşturucu da başını almış gidiyor. Utanç verici bir şey, daha önce burada görülmemiş bir şey. Buna bir, ‘Dur!’ demenin zamanı geldi ve geçiyor da” diye belirtti. 
 
‘Kadınlar için belli projeler yapılabilir’
 
Kadınlara çalışma hayatlarında yeteri kadar alan tanınmadığını vurgulayan Duygu Dinler de, bütün sorunların belediyelerin halk ile birlik olunarak aşılacağını kaydetti. Duygu şöyle konuştu: “Belediye dediğimiz ekip işidir. Belediye ve ekibin de yeterli geldiğini düşünmüyorum. Özellikle kadın sorunlarına çok değinilmiyor. Sözlü, görüntülü bir şey olsa da gerçek anlamda bir şey olmuyor, zayıf kalıyor. İnsanların eleştirileri var, sistemsel olarak düzenli bir işleyiş yok. Ortada eksik kalan bir hizmet var. Yerel yönetime gelecek olan insanın gerçek anlamda halkın sorunlarına inebilmeli. Bunu yapamıyorlar, bire bir halkın sorunlarına inemiyorlar. Sahnenin bir ön bir de arka yüzü var. Biz hep sahnenin ön yüzündeyiz. Ben bir kadın olarak ekonomik olarak çok zorluk çekiyorum ve temizlik yapıyorum. Herhangi bir kurum, kuruluştan destek almadan başardım. Bu noktada kadınların ne kadar zorluk çektiğini kendimden yola çıkarak görebildim ve bu şekilde çok fazla kadın var. Özellikle kadınlar için belli projeler yapılabilir. Onun dışında da çevrede kanalizasyon ciddi anlamda problem. Özünde halkın içine inilirse, halka ulaşılırsa temelinde olan bütün sorunlar da çözülür.”