Tülay Hatimoğulları: Kayyımcı anlayışı geri püskürttük
- 12:32 28 Nisan 2024
- Siyaset
ANKARA- DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, tüm hilelere rağmen seçimlerde büyük bir başarı elde ettiklerine işaret ederek, kayyımcı anlayışı geri püskürttüklerini söyledi. Özgür Basın’a dönük saldırılara da değinen Tülay, basın emekçilerinin tamamı cezaevlerinden tahliye edilmesi çağrısında bulundu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin il eşbaşkanları toplantısı öncesinde gündemdeki gelişmelere dair açıklama yaptı. Tülay, toplantıda önümüzdeki sürecin yol haritasını belirleyeceklerini belirtti. Tülay, "Toplum huzura kavuşmak, mutlu olmak istiyor, sorunlarına gerçek anlamda çözüm üretecek bir siyasetin ortaya çıkmasını istiyor. Biz DEM Parti olarak bütün Türkiye halklarına buradan ilan ediyoruz ki, sizin verdiğiniz mesajı gayet iyi anladık, bu mesaj çerçevesinde siyasetimizi yürüteceğiz." dedi.
Şirnex ve Wan direnişleri
Tülay, iktidarın 32 merkeze asker ve polis kaydırarak seçimleri kazanmayı hedeflediğini kaydetti. Tülay, "Ama bizler bunu da bertaraf ettik önemli oranda. 10 merkezimizde kazandığını zanneden AKP, bu seçimlerde bir kazanç elde etmemiştir. Şırnak halkının kayyım seçmene karşı göstermiş olduğu direnişi buradan kutluyoruz. Şırnak’ta 10 bine yakın asker ve polisi gelip oy kullandığı bir yerde 2 bin küsur bir oyla bizler bu seçimleri tırnak içinde kaybetmişiz gibi gözüksek de bu seçimin kazananı DEM Parti’dir" diye kaydetti.
‘Wan ve Şirnex halkına teşekkür ediyoruz’
Wan'daki irade gaspına karşı ortaya konulan direnişe de değinen Tülay "Bu girişimi boşa çıkaran Van halkına ve il örgütüne teşekkür ediyorum. Sizler bizlere bir kez daha şunu göstermiş oldunuz; halkın örgütlü gücüyle bizler bu anlayışı geri püskürtebileceğimizi bir kez daha hatırlamış ve göstermiş olduk" ifadelerini kullandı. Tülay, seçmenlerin otoriterleşmeye, özgürlüklerin kısıtlanmasına, açlığa, yoksulluğa, işsizliğe, hayat pahalılığına, kadın katliamlarına "dur" dediğini ifade etti.
Kobanê Davası çağrısı
16 Mayıs'ta görülecek Kobanê Davası duruşmasına dikkati çeken Tülay, "Bu dava, düşüncenin ve ifade özgürlüğünün ortadan kaldıran en önemli örneklerden biri olarak Türkiye tarihinde siyasete kara harflerle yazılmış olacak bir örnektir. Türkiye’de bu iktidara 'dur' diyen, bu iktidara 'artık yeter' diyen her kesimden destek bekliyoruz. Kobanê Kumpas Davası'na biz Türkiye halkları, ezilenleri ve sömürülenleri olarak dur demeyi başarırsak Türkiye’de aydınlık sayfaların açılmasının zamanı yakın demektir. Kobanê Kumpas Davası'nda dayanışalım ve kararın gerçekten demokrasinin lehine, siyaset yapma özgürlüğünün lehine çıkmasını sağlayalım. Orada haksız ve hukuksuz yere tutuklu bulunan başta Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Ayla Akat ve buradan ismini sayamadığım bütün arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasının gerektiğinin altını çiziyoruz" şeklinde konuştu.
Tarihsel dönemeç
"Bizler Kürdistan’da kayyımcı zihniyeti göndererek başarıya imza attık" diyen Tülay, "En büyük başarılarımızdan biri de bu rejime ve otoriterleşmeye dur deme konusunda ortaya koyduğumuz adımdır. Özellikle Kent Uzlaşısı formülasyonu ile ortaya koyduğumuz tutum DEM Parti’nin Türkiye halklarına sorumluluğunu yerine getirdiği tarihsel bir dönemeçtir. Bizler batıda Kent Uzlaşısıyla çok ciddi sonuçlar elde ettik. Türkiye genelinde ortaya çıkan bu haritada DEM Parti seçmenimizin, Kürt halkının katkısı Kürdistan’da olduğu kadar batıda da çok büyük olmuştur. Bu süreçte bizler bu katkıyı sağlayarak aslında 3’üncü Yol’un ve demokratik cumhuriyetin inşasının yollarını açmak istedik bu konuda büyük bir başarıya imza attık. Asıl işimiz şimdi başlıyor. Şu anda Türkiye’de bahsettiğimiz bütün bu toplumsal alanlarda yaşanan sorunlar, bu iktidarın bu toplumsal alanlardaki sorunları derinleştirmesine karşı şayet seçmen ve Türkiye halkları hep birlikte dur dediyse o halde muhalefetin ve DEM Parti’nin önünü açmış demektir. O halde bizler bu açılan yola doğru girmek, bu kanalları doğru örgütlemek gibi bir görev ve sorumlulukla karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.
‘Mesajı gayet iyi anladık’
Tülay, "Toplum huzura kavuşmak, mutlu olmak istiyor, sorunlarına gerçek anlamda çözüm üretecek bir siyasetin ortaya çıkmasını istiyor. Biz DEM Parti olarak bütün Türkiye halklarına buradan ilan ediyoruz ki, sizin verdiğiniz mesajı gayet iyi anladık, bu mesaj çerçevesinde siyasetimizi yürüteceğiz. Bu seçimlerde Kürt halkı ortak yaşam konusunda bir yandan, ‘Ben irademe sahip çıkıyorum’ dedi bir yandan, ‘ortak yaşam konusunda ısrarcıyım’ dedi. Türkiye halkları olarak da Kürt halkının bu mesajını en iyi şekilde almak değerlendirmek ve önümüzdeki dönem siyasetini bu çerçevede şekillendirmek gibi bir görev ve sorumluluğu var siyasetin. DEM Parti olarak bu konuda üzerimize düşen bütün görev ve sorumluluğumuzu yerine getirmeye hazırız. Elimizi taşın altına koyduk bu çalışmaları yapacağız" şeklinde konuştu.
Anayasa tartışmaları
Yeni anayasa tartışmalarına değinen Tülay, "Evet yeni ve demokratik bir anayasaya ihtiyaç var. Az önce ortaya koyduğumuz bütün bu toplumsal sorunların çözümünde demokratik anayasanın oynayacağı rol çok önemlidir. Bu mevcut iktidar, mevcut 82 anayasasını dahi uygulamayan bir iktidardır. Bu iktidar şimdi diyor ki biz anayasa yapacağız. Şimdi söyleyeceğimizi iktidar muhalefet ve bütün toplumsal dinamikler lütfen can kulağı ile dinlesin; Biz DEM Parti olarak anayasa tartışmalarını toplumla birlikte yapmak üzere hazırlıklarımıza başladık. Anayasa tartışmalarının yeni kapı gibi iktidarın can simidi olmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Toplumun hakiki ihtiyaçları üzerinden anayasa tartışmaları ilerlemelidir. Siyasi partileri aşan en geniş mutabakatı hedefleyen anayasa tartışmaları hedeflemeliyiz" diye kaydetti.
Bayrak iddialarına yanıt
İktidar medyası tarafından "bayrak indirildi" iddiasıyla belediyelerin hedef alınmasına da tepki gösteren Tülay, şunları söyledi: "Bu külliyen yalandır. Bizim sembollerle, bayrakla bir sorunumuz yoktur. Türkiye kamuoyunu olası bir kayyım gaspıyla ilgili hazırlamaya çalışıyorlar. Bunun için bir algı yaratmaya çalışıyorlar. Bu yalan yanlış haberler bu yalan ifadelerin nedeni budur. Bunlar bayrağı kullanarak bir rant alanı yaratmak istiyorlar" dedi.
1 Mayıs çağrısı
1 Mayıs kutlamalarına işaret eden Tülay, "8 Mart’ın, Newroz’un ve 31 Mart seçimlerinin ruhunu 1 Mayıs alanlarına taşımak gibi bir görev ve sorumluluğumuz var. ‘1 Mayıs’ta emeğin ve özgürlüğün ülkesini kurmak için geliyoruz’ şiarıyla Taksim’de, Van’da, Batman’da, Amed’te, Çukurova’da, Karadeniz ve İç Anadolu’da Türkiye’nin dört bir yanında emek ve meslek örgütleri ve demokrasi güçleriyle birlikte alanlarda olacağız. Alanlardan bizler şunu bir kez daha haykıracağız; Savaşa değil, barışa, işe, aşa, ekmeğe bütçe istiyoruz. Bu talepte bulunan milyonlarca insanın alanlarda meydanlarda birlikte olmak için 1 Mayıs alanlarında olalım" çağrısı yaptı.
Özgür Basın’a dönük saldırılara tepki
Özgür Basın çalışanlarına dönük saldırı ve gözaltılara da tepki gösteren Tülay, "Şimdi sarayın tekelini sağlamlaştırmak ve gerçek haber alınmasını engellemek için operasyon gerçekleşti. Bu operasyon sadece özgür basına yönelik değildir. Yurttaşın haber alma hakkını engelleyen bir operasyondur. Bu operasyon, gözaltı ve tutuklamaları kınıyoruz. Son operasyonda tutuklanan gazeteci arkadaşlarımızın da derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Türkiye gazetecilerin en fazla hapiste olduğu bir ülkedir. Bütün bunlar yaşanırken kim hangi anayasadan bahsedebilir? Demokratik bir anayasadan bahsedeceksek başta basın özgürlüğü olmalıdır. Basın emekçilerinin tamamı cezaevlerinden tahliye edilmelidir" ifadelerini kullandı.