DEM Parti-CHP görüşmesi bitti: Anayasa için samimiyete ihtiyaç var

  • 14:22 3 Mayıs 2024
  • Siyaset
ANKARA - DEM Parti’nin CHP ziyaretinin ardından CHP Genel Merkezi’nde yapılan açıklamada önümüzdeki süreçte diyalogların süreceği mesajı verilirken, DEM Parti Eş Genel Başkanları Anayasa tartışmalarına dair “Samimiyete ihtiyaç var” değerlendirmesinde bulundu. 
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile STK ve Siyasi Partilerle İlişkiler Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Özlem Gündüz’den oluşan heyet CHP’ye iadeyi ziyarette bulunarak, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer yer aldı.
 
‘Yaşadığımız krizler üzerine fikir alışverişi yapıldı’
 
CHP Genel Merkezi’nde gerçekleşen yaklaşık iki saatlik ziyaretin ardından yapılan açıklamada, ilk olarak Özgür Özel söz aldı. Özgür, “Ziyarette etraflıca seçim sonuçlarını değerlendirdik. Şüphesiz tüm siyasetçilerin ve tüm siyasi partilerin seçim sonuçlarından ve yapacakları değerlendirmeler buna yönelik olarak ortaya koyacakları yeni siyaset için seçmenin deyim yerindeyse yazdığı mektuptaki mesajları doğru okuması önemlidir. Bu anlamda  yerel seçim sonuçlarının genel seçime etkileri, Türkiye demokrasisinde yaşadığımız sorunlar krizler ve içinde bulunduğumuz hafta bolca konuşulan gündemler, sayın meclis başkanımızın her iki partiye ve diğer partilere gerçekleştirdiği ziyaretler, dün Sayın Cumhurbaşkanı ile benim gerçekleştirdiğim görüşme; bunların üzerinde fikir alışverişi yapmak, karşılıklı görüş alışverişi yapmak ve değerlendirmelerde bulunma fırsatını yakaladık. Ben sayın eş genel başkanlara yapmış olduğu ziyaret için çok teşekkür ediyorum” sözlerini kullandı.
 
‘Muhalefet daha cesur olmalı’
 
Özgür’ün ardından söz alan Tuncer Bakırhan, yeni dönemde sorumluluk vurgusu yaparak, şöyle konuştu: “Demokrasi ve özgürlükler konusunda ciddi sorunlar var. Henüz seçim sonuçlarında ortaya çıkan siyasi iradeyi kabullenmeme durumu söz konusudur. İşte siyasetin, muhalefetin, siyasi partilerin bir araya gelmesinin sebebi bunlardır. Bunların çözülmesi gerekiyor. Bu da aynı zamanda ana muhalefet partisinin temel görevlerinden birisidir. Önümüzdeki günlerde biz muhalefet olarak daha çok bir araya geleceğiz. Meselelerin diyalogla, müzakereyle çözülmesi için bir çaba içerisinde olacağız. Türkiye halkları da seçimde bu mesajı bizlere vermiştir. Siyaset kurumu rol alsın, sorumluluk alsın. Mevcut sorunların çözümünde yapıcı bir rol üstlensin demiştir. Tabi bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi'ne de büyük görevler düşüyor. Önümüzdeki günler halkın dili olma, sesi olma, halkın, emekçilerin, yoksulların yaşamış oldukları sorunların çözümü için muhalefetin bir arada aynı zeminde buluşması, ortak görüş alışverişinde bulunarak hareket etmesinin değerli olduğunu biliyoruz. Bugüne kadar Türkiye’de uygulanan politikalar derin bir krize neden olmuştur. Gezi Davası, Kobanî davası siyaset üzerindeki baskı politikaları, yargı ve ekonomik alanda yaşanan gelişmelerin tamamı iyi bir durumda olmadığımızı gösteriyor. Önümüzdeki dönem başta CHP olmak üzere diğer siyasi partilerle bir araya gelerek bu sorunların çözümü konusunda görüş alışverişinde bulunacağız. Muhalefet daha cesur olmalı, cesur olacağız. Mesajı doğru okumalı, doğru okumaya çalışacağız. Bir biçimde yaşadığımız meselelerin demokratik yol ve yöntemlerle, müzakereyle, diyalogla çözülmesi için daha büyük bir sorumluluk alacağız.”
 
‘Anayasa tartışmaları için bir samimiyete ihtiyaç var’
 
Görüşmede Anayasa tartışmalarının da değerlendirildiğini aktaran Tuncer, “Bu konuda da çok kısa şunları söyleyebilirim. Öncelikle, bir samimiyete ihtiyaç var. Şu andaki mevcut iklime bakıldığı zaman bir samimiyet sorunu görülüyor. Bu konuda bir normalleşmeye, bir yol temizliğine ihtiyaç var. Böylesi bir durumda tabii biz DEM Parti olarak bu konuda üzerimize düşen bütün görev ve sorumlulukları yerine getireceğinizi bekliyoruz. Tekrar sayın başkan heyetinin misafirperverliğinden, ev sahipliğinden dolayı teşekkür ediyorum" diye sözlerini sonlandırdı. 
 
Tülay Hatimoğulları:  Sorunlar güçlü bir koordinasyonla konuşulabilir 
 
Daha sonra söz alan Tülay Hatimoğulları da hem CHP’nin 31 Mart seçimlerdeki başarısını kutlamak hem de bundan sonraki süreçte Türkiye ve bölgedeki siyasi gelişmeleri değerlendirmek üzere görüştüklerini kaydetti. Özgür Özel’i bir kez daha tebrik eden Tülay, “Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik krizin açlığın, yoksulluğun bugün ülkede başta kadınlar olmak üzere farklı halklar ve inançlardan tüm kesimlerin yaşamlarına müdahale eden rejimi ve bugün önümüzdeki süreçte yerel seçimlerin açığa çıkardığı tablo çerçevesinde muhalefete düşen görev ve sorumlulukları geniş bir biçimde değerlendirdik. Ve bizlerin özlemini duyduğu siyasetin ayrıştırmadığı, kutuplaştırmadığı tam tersi toplumsal sorunlar çerçevesinde işçilerin, emekçilerin, yoksulların, kadınların, yaşadığımız ekonomik sorunların can yakıcı olan deprem gibi bir süreci atlatmışken bizler bütün bu sorunların siyasetler arasında güçlü bir koordinasyonla konuşulabileceği, tartışılabileceği ve çözümler üretilebileceğini düşünüyoruz bu topraklarda. Ne yazık ki siyaset hep bugüne kadar ayrıştırdı, kutuplaştırdı. Bizler ümit ediyoruz ki 31 Mart seçimleri sonrası ortaya çıkan seçim sonuçlarından değerli yurttaşlarımızın başta muhalefet olmak üzere bütün kesimlere yüklemiş olduğu görev ve sorumluluğun bilinciyle demokratik bir Türkiye, demokratik bir cumhuriyet için hep birlikte çalışmalarımızı sürdürebiliriz” şeklinde konuştu. 
 
Konuşmaların ardından gazetecilerin soruları yanıtlandı.
 
‘Bayrak ve sembollerle ilgili sorunumuz yok’
 
DEM Parti’nin belediyelerine ilişkin bayrak ve sembollerin kaldırıldığı iddialarına dair soruyu yanıtlayan DEM Parti Eş  Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları şöyle dedi:“Bu konuda her iki eşbaşkan ve yerelde belediyelerimiz açıklamalarını yaptı. Bizlerin bayrakla sembollerle hiçbir biçimde hiçbir sorunu yok. Yansıtılan haberler asla doğru değildir. Bunu kayyım atamak için bir zemin hazırlama olarak okuyoruz. Bir yönlendirme ve dezenformasyon olarak okuyoruz.. Asla DEM Parti olarak bayrakla sembollerle hiçbir sorunumuz yoktur. 31 Mart seçimlerinde halkın iradesi tecelli etmiştir. Halkın iradesi sandıklara yansımıştır. Halkın iradesine karşı hiç bir gücün müdahil olmaması gerekiyor. Bugün sizlerin huzurunda Van konusunda bizlerle dayanışma gösteren Türkiye’deki bütün siyasi parti ve demokrasi güçlerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Kayyımla ilgili bu konudaki hassasiyetin toplumda ne kadar geliştiğini, bu konudaki duruşun ne kadar güçlü olduğunu bizler bir kez daha gördük. Burada bayrak başta olmak üzere bu vb dezenformasyonla DEM Parti belediyelerine kayyım atama zeminini hazırlama konusunda bayrağı dahi söz konusu eden anlayışın yanlışlığının altını çiziyoruz. 31 Mart’ta halk tercihini yapmıştır, DEM Parti’yi seçmiştir. Halkın iradesinin sonuna kadar tanınması gerektiğinin altını bir kez daha çizmek isterim."