DEM Parti Wan Kadın Meclisi’nden örgütlenme mesajı
- 12:49 29 Temmuz 2024
- Siyaset
WAN - “Özgür ve Eşit Yaşamda Israrcıyız, Örgütleniyoruz” kampanyası kapsamında konferans düzenleyen DEM Parti Wan Kadın Meclisi, erkek devlet zihniyetine karşı mücadeleyi büyütme ve daha fazla örgütlenme mesajı verdi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Kadın Meclisi, “Özgür ve Eşit Yaşamda Israrcıyız, Örgütleniyoruz” kampanyası kapsamında aynı şiarla konferans düzenledi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Wan Şubelet Platformu Aziz Vural Toplantı Salonu’nda düzenlenen konferansa Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Tevgera Jinên Azad (TJA), Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Aryen Kültür Sanat, Wan Barış Anneleri Meclisi, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Kadın Komisyonu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Kadın Hakları Komisyonu, DEM Partili belediye eşbaşkanı kadınlar ve meclis üyeleri ile çok sayıda kadın katıldı.
Konferans özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren kadınlar anısına bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
‘Kadınların mücadelesi her alanda büyüyor’
Konferansın ilk oturumda söz alan TJA aktivisti Zeynep Kaya, erkek egemen sisteminin Orta Doğu ve dünyada yürüttüğü savaş ve çatışmaların artarak sürdüğüne dikkat çekti. Zeynep, savaşa karşı halkların, kadınların, demokratik ve özgür bir yaşam için değişim talebi ve mücadeledeki ısrarının da büyüdüğünü ifade ederken, mücadelenin aynı zamanda otoriter, tekçi, cinsiyetçi ulus devlet yapılanmalarına karşı toplumsal bir itiraz olduğunu vurguladı. Zeynep, “Bu itirazın öncülüğünü de kadınlar yürütüyor. Erkek egemen iktidarların bu saldırılarına karşı; kadınlar hayatlarından, haklarından, özgürlüklerinden bir adım dahi geri atmıyor. Mücadeleyi, direnişi, bulundukları her yerde her an büyüterek seslerini yükseltip, isyanlarını haykırıyor” dedi.
‘Verilen cezalar kadın özgürlük mücadelemize veriliyor’
İktidarın varlığını; tecrit politikalarıyla, hukuksuzluklarla, adaletsizliklerle, yolsuzluklarla, kadına yönelik şiddet ve katliamlarla, kumpas davalarıyla sürdürdüğünü kaydeden Zeynep, “ Politikalara karşı 31 Mart yerel seçim sonuçlarında da görüldüğü gibi kadınların örgütlü mücadelesi ve direnişiyle geçit verilmeyeceği gösterilmiştir. Bizler şunu çok iyi biliyoruz ki; Kobanê Kumpas Davası’nda arkadaşlarımıza verilen yüzlerce yıllık cezalar; yükselen kadın özgürlük mücadelemize verilmiştir. Kobanê’de IŞİD çetelerine karşı Kürt halkıyla birlikte mücadele eden enternasyonalist mücadeleye verilmiştir. Bu saldırı ‘demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü’ paradigmamızadır. Paradigmamız etrafında örgütlenen eşitlik ve özgürlükten yana ısrar eden kadınlara verilmiş bu cezaya karşı bizlere düşen, var olan kadın özgürlük direnişimizi yükseltmektir. Sevgili Figen Yüksekdağ şahsında cezaevlerinde rehin tutulan, tüm kadın yoldaşlarımızın özgürlüğü için örgütlenmede ısrar ederek mücadelemizi büyütmektir. Tecritti bir rejim olarak sürdürmek için savaş ve şiddet politikalarında ısrar eden iktidar bloğuna karşı savaş karşıtlığını büyütmek, toplumsal barışın inşasını gerçekleştirmektir” dedi.
‘Tecrit politikalarının son bulması gerekir’
Ardından konuşan DEM Parti Wan İl Eşbaşkanı Gülşen Kurt da iktidarın baskı, inkar, imha politikalarına karşı özelde kadınlar olarak büyük bir mücadele verdiklerini belirterek, “Kadınların fikirleri bizim için çok önemli. Rojava başta olmak üzere kadın öncülüğünde büyüyen bir mücadele var. Kadınlar olarak savaşa ve kadınların, annelerin ağlamaması için her alanda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Savaşın bitmesi çatışmaların son bulması, barışın sağlanması için Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrittin bir an önce son bulması gerekir” şeklinde konuştu. Gülşen, Wan’da 14 belediyenin kazanımında kadınların emeklerinin büyük olduğuna işaret ederek, tartışmaya açılan eşbaşkanlık sistemine karşı kadınların tartışmaların önünde durduğunu kaydetti.
‘Her kadının söz kurması gerekir’
Son dönemde artan kadın katliamlarının sorumlusunun iktidarın politikaları olduğunun altını çizen Gülşen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelinen şiddet ve katliamlara karşı artık tahammülümüz kalmadı. Bu politikalarla bağlantılı olarak özel savaş politikaları her alanda devreye konulmuş. Bizler sokakta, mahallede, evde, işyerinde özel savaş politikalarına karşı tepkimizi yükseltmeliyiz. Buradan çıkan ortak fikirlerle bu savaş, katliam ve baskıcı politikalara karşı örgütlülüğümüzü nasıl büyütebiliriz? Sizlerin önerileri çok önemlidir. Her arkadaşın bu anlamda söz kurması gerekir.”
Konuşmalardan sonra konferans basına kapalı olarak sürdü.