İradeye Saygı Yürüyüşçüleri: Kayyım eşbaşkanlık sistemine saldırıdır

  • 09:06 4 Temmuz 2024
  • Güncel
 
Zelal Tunç-Dilan Babat
 
WAN -‘İradeye Saygı’ yürüyüşüne iki koldan ve farklı kentlerden katılan eylemciler kayyım atanmasının eşbaşkanlık sistemine saldırı olduğunu vurgulayarak, örgütlü mücadele ile bu saldırılara karşı direnecekleri mesajını verdi. 
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Colemêrg Belediyesi'ne kayyım atanmasına karşı başlatılan 6 günlük “İradeye Saygı Yürüyüşü” startı için Marmara ve Ege’den başlayarak Ankara, Adana, Sêrt, Amed, Muş, Xarpet, Bedlîs üzerinden gelenler Wan’da ilk gününü geride bıraktı. 7’den 70’e kitlesel olarak Musa Anter Barış Park’ında karşılanan eylemciler, kente bağlı Payîzava (Gürpınar) ilçesine doğru yola koyuldu. Şarkı ve sloganların bir an bile durmadığı yürüyüş Payîzava ilçesinde birinci gününü tamamladı. Burada konaklayan eylemcilerin geldiği bölgeler farklı olsa da atanan kayyıma karşı tepkileri ortak.
 
‘Kayyıma karşı mücadelemiz sürecek’
 
Beş gündür yolda olan ve çocuğuyla Tekirdağ’dan yürüyüşe katılan Songül Demir, Colemêrg halkının iradesine atanan kayyıma karşı yola koyulduğunu belirtti. Wan’dan yürüyerek Payîzava ilçesinde konakladıklarını kaydeden Songül, “Kayyım kararından vazgeçene dek yürüyüşümüze devam edeceğiz. Halkımızdan isteğimiz ellerini, kollarını, fikirlerini buluşturarak hep birlikte kayyıma karşı itirazı yükseltmeliyiz. Kayyımı gönderene dek mücadelemiz sürecek” dedi.
 
‘Burası bizim evimiz, toprağımız kayyımı kabul etmiyoruz’
 
Songül, “Ben de bir kadınım, Kürdüm. İrademize atanan kayyıma karşı yürüyüşteyim. Buralar bizim evimiz, bizim toprağımız kayyım atanmasını kabul etmiyoruz. Kızımla birlikte yola koyulduk. Kızımda benimle birlikte kayyımı protesto etmek için özellikle yürüyüşte yer almak istedi. Kızım hiçbir şekilde durmuyor, yorgunluk nedir bilmiyor. Küçük olmasına rağmen atanan kayyıma karşı tepkisini benimle birlikte yürüyerek gösteriyor. Kayyım zülümdür. Bizler bu zulmü kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘Colemêrg halkının yanındayız ‘
 
Başlattıkları yürüyüşe dair “Çok anlamlı; bir yandan çok coşkulu, bir yandan anlamlı” sözlerini kullanan DEM Parti İzmir İl Eşbaşkanı Vezan Karabulut sözlerinin devamında, “ Çünkü bir halkın iradesi hiçe sayıldı. Bir halk var ki kendi milletvekili, seçilmiş belediye başkanı cezaevlerine gönderiliyor. Meclisinin seçtiği belediye meclis üyesi kabul edilmiyor. Kayyımlar atanıyor. Bu baskı, zülüm, yönetiminin, faşizmin, fiili olarak OHAL dönemi pratiği sergilemesidir. Bugün burada işlenen yasalar bir OHAL’dir. Tüm Türkiye halkları bunun için buradayız. Bir araya gelerek bir yolculuk başlattık. ‘iradeye Saygı’ yürüyüşü ve Hakkari halkının irade gaspına ilişkin onların yanında olduğumuzu, anlatmak ve tüm Türkiye’nin sesimizi duyması için yolculuğa çıktık” sözlerini kullandı.
 
‘Eşbaşkanlık ile evden çıkan kadınlara karşı kayyım atandı’
 
Kayyıma karşı tepkiyi en fazla kadınların gösterdiğini belirten Vezan, “Bu yolculukta özellikle biz kadınların yükü çok ağır. Çünkü atanan kayyım en çok kadın iradesine atanıyor. Bizim eşbaşkanlık sistemimizle kadınlar kendilerini buluyor. Kadınların özgürleşmesine yol açan, yoksul kadınların belediye hizmetlerinden yararlanmasına vesile olan bir araçtır belediyelerimiz. Kadına verilen önem biliniyor bu nedenle hükümet yani AKP ve MHP bloğu buna tahammül edemiyor. Çünkü onların amacı kadınları evlere hapsetmek. Kadın özgürlüklerini kısıtlamaktır. 6284 sayılı yasayı kaldıran, Kadın Bakanlığını kaldıran, ‘Kadın mıdır, kız mıdır’ diyen bir iktidardan söz ediyoruz. O yüzden DEM Partili Kürdistan belediyelerimiz özelde bu boyutuyla iktidarı çok rahatsız ediyor. Bu nedenle bir kez daha ‘susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Eşbaşkanlık sistemine saldırıdır’
 
DEM Parti Muğla İl Eşbaşkanı Neşe Şah Çetinkaya ise, “Kayyım eril zihniyetli devletin Kürtlere ve özelde kadınlara yönelik bir uygulamadır. Çünkü toplumda yeniden bir şeyleri inşa etmek istiyorsan bu Eşbaşkanlık sistemidir. Doğanın kendisi düalizm üzerine kuruludur. Var olan haksızlık, hukuksuzluğu değiştirecek olan da kadındır. Devlet buradan iki tür yara alıyor. Hem eşbaşkanlık sistemimize, hem de Kürt kimliğimize saldırıyor. Hedef alınan aslında kadın kimliğidir. Çünkü Rojava bir kadın devrimidir. Kürt kadın mücadelesi dünyaya örnek olmuş bir mücadeledir. Yüz yıldan beri bu kadar kadının siyasette yer alması bizim politikamız nedeniyledir. Egemen sistem hiçbir zaman kadının örgütlü olmasını istemez. Çünkü kadının örgütlü mücadelesi her zaman yaşama dairdir. ‘Jin Jiyan Azadi’ sloganın atıldığı ilk yer serhildan mezarlığıdır. Egemenler bunu kabul etmediği için çok boyutlu bir kuşatmanın altındayız. Kayyım atanması eşbaşkanlık sistemine karşı bir saldırı olarak görüyoruz. Sadece Kürt kadınların değil, tüm kadınlar sahip çıkmalı. Bizlerinde bugün burada başlattığı yürüyüş erkek egemene karşı saldırıdır. Bizler her alanda erkek egemene saldırmaya devam edeceğiz” dedi.