İstanbul’da kayyım nöbeti: Meydanları terk etmiyoruz
- 22:08 5 Temmuz 2024
- Güncel
İSTANBUL - İrade gaspına karşı İstanbul’da devam eden nöbet eyleminde konuşan DEM Parti milletvekili Özgül Saki, “Sansürle, baskıyla, ablukayla ülke yönetilemez. Birleşik mücadelemizle faşist diktatörlere ve faşist uygulamalara geçit vermemek üzere sokaklardayız ve meydanları terk etmiyoruz” dedi.
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin Colemêrg (Hakkari) Belediyesi’ne kayyım atanmasına karşı Beyoğlu’nda bulunan Şişhane Meydanı’nda başlattığı nöbet eylemi devam ediyor. Katılanların “Kayyım defol” yazılı tişörtler giydiği nöbet eyleminde, "Taksim Hakkari bizim, kayyım defol” yazılı pankart açılarak, “Kayyım gidecek biz kalacağız”, “Bijî berxwedana Colêmerg’ê”, “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı. Nöbet eylemine, Halkların Demokrasi ve Eşitlik Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Özgür Saki başta olmak üzere siyasi parti, emek örgütleri ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.
‘Sansürle, baskıyla, ablukayla ülke yönetilemez’
Nöbette ilk olarak söz alan DEM Parti Kadın Meclisi üyesi Zübeyde İnce, ülkede gelinen aşamada korkunç bir baskının hakim olduğunu belirtirek söz konusu baskının sansür politikalarıyla üzerinin örtülmeye çalışıldığını kaydetti. Zübeyde, “Bugün sanki yolsuzluk, gasp ve tecrit yokmuş gibi tozpembe bir hayat sunarken 3’üncü seferdir belediyelerimize kayyım atanıyor. Hani ‘sandık’ diyorlar ya halk her seferinde sandıkta onları defediyor ve Ankara’ya yolluyor. Ama bunlar utanmadan sıkılmadan aynı gaspı tekrarlıyorlar. Madem doğru bir şey yapıyorlar o zaman bu sansür ne? Sansürle, baskıyla, ablukayla ülke yönetilemez” dedi.
‘Geçit vermemek üzere sokaklardayız’
Daha sonra söz alan DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki ise, İktidarın, Kürt halkının iradesine kayyım atayarak kendi iktidarını korumayı amaçladığını belirtti. Özgül, “Bu topraklarda faşizan ve sömürgeci politikalar yeni değil ama ezilen halkların mücadelesi, kadın hareketi ve Kürt özgürlük hareketi onlardan çok daha köklü. Dolayısıyla biz ‘direnmek yaşamaktır’ diyenler olarak Latin Amerika’dan Kurdistan coğrafyasına kadar ezilen bütün halklar ayakta. Birleşik mücadelemizle faşist diktatörlere ve faşist uygulamalara geçit vermemek üzere sokaklardayız ve meydanları terk etmiyoruz” diye belirtti.
‘Yaşasın kadınların özgürlük mücadelesi’
İktidarın baskı politikalarının atanan kayyımlarla sınırlı olmadığını belirten Özgül, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle haklarında hapis cezası verilen 8 özgür basın çalışanına dikkat çekti. Özgül, “Hakikatin, özgürlüğün ve emeğin sesini tüm dünya halkları ve kendi coğrafyasına duyurmaya çalışan basın emekçilerinin de sesi kesilmeye çalışıyor. Arkadaşlarımız gözaltına alınıyor, sansürler uygulanıyor ama biz her birimiz bu sesi bulunduğumuz her yerde en yaygın örgütlemekle yükümlüyüz. Bu inanış ve direnişle birlikte diyoruz ki; yaşasın ezilen halkların, işçi sınıfı ve kadınların özgürlük mücadelesi” dedi.
Nöbet eylemi, katılanların Kürtçe ve Türkçe şarkılar eşliğinde çektiği halaylarla son buldu.