KDP'ye öfke!

  • 09:07 24 Temmuz 2024
  • Güncel
 
AMED - Türkiye’nin KDP ile işbirliğiyle Güney Kurdistan’a yönelik saldırılarının bir an önce son bulması gerektiğini vurgulayan yurttaşlar, “Sadece basın açıklamasıyla yetinmemek gerekiyor. Kendisini yurtsever olarak atfeden tüm halkların bu mücadeleye ses vermesi gerekiyor” dedi.
 
Türkiye’nin KDP işbirliğiyle Güney Kurdistan’a yönelik saldırıları devam ediyor. Buna karşı Kurdistan ve Türkiye kentlerinden ses yükseltilirken, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed İl Örgütü’nün 21 Temmuz’da gerçekleştirdiği Olağan Kongresi’nde de saldırılara tepki gösterildi.
 
‘Son sözü halk söyleyecek’
 
KDP’nin, Türkiye’nin saldırılarındaki işbirliğinin yeni olmadığını belirten DEM Parti Ankara Altındağ İlçe Eşbaşkanı Güler Aydın, yapılan saldırıların çıkar amaçlı olduğunu kaydederek, “KDP, Kürt halkını temsil eden bir yapıda değil, aile çıkarları üzerine düzen oluşturmuş. Kürtleri temsil eden bir temsiliyeti yok. Gerçek yurtsever olsaydı topraklarının işgaline karşı yapılan bu girişime işbirliği zemininde ortaklaşma yerine, kendi topraklarını savunan bir pozisyonda olması gerekirdi. Bu anlamda yurtseverlikten öte çıkarların konuştuğu bir düzlemde işbirliği devam etmekte ama biz yüzyıllardır bu topraklarda birçok savaş gördük, bu topraklar dökülen kanlara şahit oldu. Son sözü her zaman halk söyleyecektir. Bu toprakları korumak da halklara düşüyor. Kendisini yurtsever atfeden tüm halkların bu mücadeleye ses vermesi gerekiyor. KDP yaptığı işbirliğinde boğulacaktır” dedi.
 
‘Basın açıklamalarıyla yetinmemek gerekiyor’
 
Güler, saldırılara karşı ciddi  bir sorumluluk alınması gerektiğine dair şu ifadeler yer verdi: “Türkiye, Irak ve Suriye coğrafyasına baktığımızda halkların sanki bir kabullenişi varmış gibi lanse ediyor ama sahada olan grup bu değil. Dolayısıyla burada, STK’ların, sivil toplum kuruluşlarının,  siyasi partilerin, gazetecilerin, halkların devam eden bu savaşa dur demesi gerekiyor. Dur demenin yolu da sahalara çıkmak, ses olmak demektir. Sadece basın açıklamasıyla yetinmemek gerekiyor. Zor bir coğrafya, ne yazık ki yıllardır da bedel ödemeye devam ediyor Kürtler ve halklar.  Buradaki en büyük yükümlülük siyasi partilere düşüyor. Nasıl ki Filistin ve İsrail işgaline ses çıkaran bir halk var. Irak topraklarında güvenlik gerekçesiyle sınırda yapacağınız şeyin içe kadar girip ilhak etme durumu oluşturulmuş. Bu da, savunmayı meşru kılıyor. Dolayısıyla halkların bu meşru mücadelesine ses vermek gerekiyor. Bu ses vermek de alanlardan geçiyor.”
 
‘Önümüzü ne kadar kapatsalar da biz ilerleyeceğiz’
 
Yurttaşlardan Rojda Araz da saldırıların ekonomik çıkarlar doğrultusunda yapıldığının altını çizerek, “Yıllardır bizim mücadelemiz buydu. Kadınlara, çocuklarımıza, Türkiye’de bu yaşadığımız psikolojinin mücadelesini veriyoruz. Önümüzü ne kadar kapatsalar da biz ilerleyeceğiz. Türkiye ile halk dilinde, ‘para’ için işbirliği yapılıyor. Partinin içinde çalışma yapan arkadaşlar önde olacak ki halkı bilgilendirecekler. Bu iş onlara düşüyor” dedi.