AK ve AİHM Türkiye'den ne istedi, Türkiye ne dedi?

  • 09:06 17 Eylül 2024
  • Güncel
 
Dilan Babat 
 
HABER MERKEZİ – AİHM ve Avrupa Konseyi'nin (AK) Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı” konusunu gündemine alması beklenirken, şimdiye kadar yapılan talepler Türkiye tarafından karşılanmadı. Türkiye'nin Abdullah Öcalan’a yönelik tutumu ise AK tarafından eleştirilmeye devam ediyor.
 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 18 Mart 2014 tarihinde PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın şartlı salıverilme imkânı olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesini (umut hakkı) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı buldu ve Türkiye’den bu konuda düzenleme yapmasını talep etti. Türkiye, geçen 10 yıla rağmen bu konuda henüz bir adım atmış değil. 
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, bugünden başlayarak 19 Eylül'e kadar sürecek toplantılarda Abdullah Öcalan'ın "umut hakkı" konusunu ele alacak.
 
Peki AİHM ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (AK), Türkiye'den hangi taleplerde bulundu ve Türkiye bu taleplere nasıl yanıt verdi?
 
AİHM, Abdullah Öcalan'la ilgili olarak adil yargılanma hakkı, cezaevi koşulları ve Türkiye’nin insan hakları ihlallerine dair iddialarını inceledi.
 
AİHM kararları şöyle: 
 
*12 Mayıs 2005, adil yargılanma hakkı ihlali: AİHM, 12 Mayıs 2005 tarihli kararında, Abdullah Öcalan'ın 1999 yılında Türkiye'de yargılanmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesine aykırı olduğuna hükmetti. Mahkeme, Abdullah Öcalan’ın askeri bir mahkemede yargılanmasının adil olmadığına ve savunma haklarının tam olarak sağlanmadığına karar verdi. Buna karşın, Abdullah Öcalan’ın idam cezasının ömür boyu hapse çevrilmesiyle yaşam hakkı ihlali olmadığına hükmetti.
 
*18 Mart 2014, tecrit koşulları: AİHM, 18 Mart 2014 tarihli kararında, Abdullah Öcalan'ın İmralı Cezaevi'ndeki tecrit koşullarına ilişkin başvurusunu değerlendirdi. Mahkeme, Abdullah Öcalan’ın tecrit altında tutulmasının insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele kapsamında olmadığını, ancak cezaevi koşullarının zaman zaman bu duruma yaklaştığını belirtti. Ayrıca, Abdullah Öcalan’ın diğer mahkûmlarla temas kurabilmesinin sağlandığı dönemden sonra tecrit koşullarının iyileştirildiğine karar verdi.
 
*18 Mart 2014, müebbet hapis cezasının gözden geçirilmesi: Aynı yıl AİHM, Abdullah Öcalan'ın Türkiye'de aldığı müebbet hapis cezasının insan hakları açısından gözden geçirilmesi gerektiğine dair bir karar verdi. Mahkeme, Abdullah Öcalan’ın ömür boyu hapis cezasının gözden geçirilme olasılığının bulunmamasının, AİHS'nin 3. maddesi olan 'işkence ve insanlık dışı muamele yasağı'na aykırı olduğuna hükmetti. Bu karar, Türkiye’nin müebbet hapis cezalarının gözden geçirilmesini sağlayacak yasal düzenlemeler yapması gerektiğini işaret etti.
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin talepleri:
 
*Müebbet hapis cezasının gözden geçirilmesi: Bakanlar Komitesi, AİHM’in 2014 tarihli kararına dayanarak Abdullah Öcalan’ın müebbet hapis cezasının gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Bu gözden geçirme, hapis cezasının belirli bir süresini tamamladıktan sonra, mahkumun davranışları ve topluma yeniden entegrasyon potansiyeli dikkate alınarak yapılmalıdır.
 
*Gözden geçirme mekanizması: Türkiye’den, müebbet hapis cezasına çarptırılan kişilerin cezalarının gözden geçirilmesi için somut bir yasal düzenleme yapması talep edildi. Bakanlar Komitesi, bu mahkûmların durumlarının belirli aralıklarla incelenmesini sağlayacak bir mekanizma kurulmasını istedi. Böylece mahkûmlar, belli bir süre sonra serbest kalma ya da ceza indirimi gibi olasılıklarla değerlendirilebilecektir.
 
*Şartlı tahliye imkânı: Ömür boyu hapis cezasının koşulsuz ve geri dönüşü olmayan bir biçimde uygulanması, AİHM tarafından eleştirildi. Bakanlar Komitesi, Türkiye'den, müebbet hapis cezası alanların uygun şartlar altında tahliye edilebilme olasılıklarının yasal güvence altına alınmasını talep etti. Bu düzenlemeler, cezanın gözden geçirilmesine ve mahkûmun topluma yeniden kazandırılma şansına dayanmalıdır.
 
*İnsan hakları standartlarına uygun reformlar: Türkiye’nin ceza sistemi içinde reform yaparak AİHM’in 3. maddesi (insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı) kapsamında gerekli yasal düzenlemeleri uygulaması gerektiği belirtildi. Bakanlar Komitesi, Türkiye’deki müebbet hapis uygulamalarının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi standartlarına uygun hale getirilmesini talep etti.
 
Türkiye’nin gönderdiği belgeler
 
Türkiye, Abdullah Öcalan ile ilgili olarak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne belirli belgeler ve bilgiler sunarak AİHM kararlarının uygulanmasına yönelik bazı adımlar attığını iddia etti. Özellikle, AİHM’in Abdullah Öcalan’ın "umut hakkı" ile ilgili kararına yanıt olarak Türkiye, Bakanlar Komitesi’ne çeşitli raporlar ve düzenlemeler sunarak “uyum sağladığını” göstermek amacıyla belgeler iletti.
 
İşte bu süreçte Türkiye'nin sunduğu belge ve bilgilerin bazıları:
 
*Cezaların gözden geçirilmesine dair yasal düzenlemeler: Türkiye, müebbet hapis cezası alan mahkûmların cezalarının gözden geçirilmesine olanak tanıyan yasal düzenlemelere dair bilgileri Bakanlar Komitesi’ne sundu. Bu belgelerde, Türkiye’nin ceza yasasında yaptığı değişikliklerle belirli mahkûmların cezalarının düzenli olarak gözden geçirilebileceğine dair taahhütlerde bulunduğu belirtildi. Ancak, bu düzenlemelerin Abdullah Öcalan’ın durumu üzerinde nasıl bir etkisi olacağı konusunda yeterince net olunmadı.
 
*Cezaevi koşulları ile ilgili raporlar: Türkiye, İmralı Cezaevi’ndeki Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarına ilişkin düzenlemeler hakkında bilgi verdi. Bu raporlarda, Abdullah Öcalan’ın tecrit koşullarının hafifletildiği, diğer mahkûmlarla belirli dönemlerde temas kurabildiği ve sağlık gibi temel haklarının korunmasına yönelik adımlar atıldığı iddia edildi. Ayrıca bu raporların, AİHM’in 2014 yılında verdiği karar sonrası sunulduğu belirtildi.
 
*AİHM kararlarına yanıt olarak ilerleme raporları: Türkiye’nin, AİHM’in verdiği kararlar doğrultusunda yaptığı iyileştirmeleri ve cezaevi koşullarındaki ilerlemeleri içeren raporları Bakanlar Komitesi’ne düzenli olarak sunduğu kaydedildi. Bu raporlarda, hem Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşulları hem de müebbet hapis cezasının gözden geçirilmesi konularında Türkiye’nin attığı adımların detaylandırıldığı iddia edildi.
 
*İnsan hakları reformları: Türkiye, insan hakları alanındaki reformlara ilişkin genel bilgileri de Bakanlar Komitesi’ne iletti. Bu belgeler, ceza infaz sisteminin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile uyumlu hale getirilmesine yönelik reform adımlarını ve müebbet hapis cezasına dair yapılan düzenlemeleri içerdi. Reformların, Abdullah Öcalan gibi mahkûmların ceza infaz süreçlerine nasıl etki ettiğine dair bilgiler de sunuldu.
 
*AİHM kararlarının uygulanmasıyla ilgili yasal çerçeve: Türkiye, AİHM’in Abdullah Öcalan kararı sonrası müebbet hapis cezasına ilişkin hükmün uygulanmasına yönelik yasal çerçeveye dair bilgi içeren belgeler sundu. Bu belgelerde, AİHM kararlarına yanıt olarak yapılan anayasal ve yasal değişiklikler de belirtildi.
 
Talepler yerine getirilmiyor 
 
AİHM’in adil yargılanma hakkı ihlali kararı sonrasında, Abdullah Öcalan’ın yeniden yargılanması yönünde talepler gündeme gelse de, Türkiye’de bu süreç resmî olarak uygulanmadı. Bu kararlar, Türkiye’nin cezaevi koşulları ve insan hakları ihlalleri konusunda uluslararası alanda tartışmalara yol açtı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, zaman zaman Abdullah Öcalan ve Türkiye'de benzer şekilde ömür boyu hapis cezası verilen diğer kişilerin "umut hakkı" ile ilgili Türkiye'den bazı taleplerde bulunsa da, bu talepler yerine getirilmedi.
 
Eleştirinin ötesine gidilmedi 
 
AİHM ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Abdullah Öcalan'a ilişkin olarak Türkiye'den özellikle "umut hakkı" ile ilgili taleplerde bulunmaya devam ediyor. Bu talepler, AİHM'in 2014 yılında verdiği karara dayanarak, müebbet hapis cezası alan mahkûmların cezalarının gözden geçirilmesi ve belirli şartlar altında serbest bırakılma olasılıklarına dair yasal düzenlemeleri içeriyor. Bakanlar Komitesi, bu taleplerin takibini sürdürürken, Türkiye'den periyodik olarak rapor talep ediyor. Raporlar gönderilmesine rağmen, Abdullah Öcalan’ın tecrit durumu bu raporlarda yeterince ele alınmıyor ve uluslararası mekanizmalar bu durumu takip etmeyi reddediyor. Türkiye, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne ve AİHM'e bazı yasal düzenlemeler ve ilerleme raporları sunmuş olsa da, özellikle Abdullah Öcalan’ın "umut hakkı" konusunda yeterli ve somut adımlar atmadığı yönünde eleştirilmekle kalınıyor.