2 bin aktivist ve çevreciden saldırılara karşı çağrı
- 19:00 24 Kasım 2024
- Güncel
HABER MERKEZİ - Rojhilatlı 2 bin çevreci ve aktivist, Türk devletinin Güney Kürdistan ve Rojava’ya yönelik saldırılarına karşı kampanya başlattı.
Rojhilatlı 2 bin çevreci, sivil ve siyasi aktivist, ‘Türk Devletinin Kürt Soykırımına ve Demografik Değişimine Son’ başlıklı bir kampanya başlattı. Kampanya hakkında açıklama yayınlandı.
Uluslararası topluma, vicdan sahibi insanlara, uluslararası kurumlara, ilgili taraflara, Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı komitelere, insan hakları örgütlerine, Sınır Tanımayan Doktorlara, NATO üyesi ülkelerin dışişleri bakanlıklarına ve BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerine ithaf edilen açıklamada 2 bin çevreci, sivil ve siyasi aktivistin imzası yer aldı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Türk rejimi Kuzey ve Doğu Suriye ile Irak’ın kuzeyindeki Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırılarını ve işgalini yoğunlaştırdı. Medya boykotu ve uluslararası kamuoyunun sessizliği nedeniyle yaşanan bu ihlaller, bölgesel güçler arasında yapılan gizli anlaşmalar yüzünden görmezden geliniyor. Gazze ve Lübnan’daki çatışmaların dünyanın dikkatini çektiği bir dönemde Türk devleti, bunu Rojava halkının iradesine dayalı siyasi yapıyı yok etmek için kullanıyor. Aynı senaryo farklı gerekçelerle Güney’deki Kürdistan Bölgesi’nde de yıllardır yürütülüyor. Bu çatışmalı ortamda Türkiye aniden ‘Kürtlerle barış’tan söz etti ve hatta PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması gündeme getirildi.”
Açıklamanın devamında aşağıdaki maddelere yer verildi:
*Türk devletinin saldırılarını ve komşu bölgelere yönelik işgalini şiddetle kınıyor ve işgal altındaki bölgelerin terk edilmesi gerekliliğini vurguluyoruz.
* Rojava Özerk Yönetimi’nin siyasi düzeyde bölge halkının hukuki ve siyasi temsilcisi olarak kabul edilmesi gerekliliğini ifade ediyoruz.
* Türkiye’nin işgalini ve saldırılarını çeşitli yönleriyle izleyecek ve yeterli ve belgeli bir rapor hazırlayacak tarafsız bir komite ve komisyonun gerekliliğini ifade ediyoruz.
* Türkiye ve silahlı müttefiklerinin işgal altındaki topraklarda işlediği suçlarının boyutunu değerlendirmek adına insan hakları kurumlarının, kadın ve çocuk hakları savunucularının ve çevre örgütlerinin varlığı ve katılımının önemli olduğunu ifade ediyoruz.
* Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkının uluslararası toplum ve uluslararası örgütler tarafından tanınması ve bunun uygulanmasına yönelik tüm yöntemlere geniş destek verilmesini gerekli görüyoruz.