Halklar ve inançlar 'barış' için buluştu
- 14:21 18 Ocak 2025
- Güncel
İSTANBUL - HDK Halklar ve İnançlar Meclisi, “Halklar ve İnançlar Barış İçin Yan Yana” şiarıyla bir buluşma gerçekleştirdi. Buluşmada, söz alan farklı halklardan ve inançlardan kişiler, barışın ortak mücadele ile inşa edileceğini vurguladı.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar ve İnançlar Meclisi, “Halklar ve İnançlar Barış İçin Yan Yana” şiarıyla Taksim Hill Otel’de buluşma gerçekleştirdi.
Buluşmaya katılan isimler şu şekilde:
“HDK Eş Sözcüleri Meral Danış Beştaş ve Ali Kenanoğlu, İnşa Derneği’nden İhsan Eliaçık, Agos Gazetesi’nden Pakrat Estukyan, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Başkanı Kadriye Doğan, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM PARTİ) Milletvekili George Aslan, Celal Fırat ve Mehmet Kamaç, Havle Kadın Derneği’nden Rümeysa Nur Kara, Asi-Der Başkanı Tevfik Usluoğlu, Demokratik İslam Kongresi (DİK)’ten Bedrettin Günay ve Perva İnal, Hemşin Aktivisti Mahir Özkan, Gürcü Fehmi Uza, Türkiye Alevi Federasyonu’ndan Zeynep Abidin Koç, Alevi Anası Sevim Yalıncak, Süryani Tuma Özdemir, Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği’nden Muhammed Salih Ali, İran Temsilcisi Sepehr Koshanshomal, Akabe Vakfı’ndan Feyzullah Akyol, Rum Katrin Nikola, Bedreddini Alevi Mustafa Can, Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Federasyonu (DGD)’nden Hakim Daş, Jineps Gazetesi’nden Yaşar Güven ve HDK Halklar ve İnançlar Meclisi üyeleri.”
‘Savaşlara karşı halkların, inançların bir tutum sergilemesi gerekiyor’
‘Halkların, inançların bir tutum sergilemesi gerekiyor’
Buluşmada söz alan HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, “Yaşadığımız coğrafya, tüm dinler, inançlar ve halklar açısından zengin bir coğrafya. Ancak bunları kazanıma dönüştürmek yerine iktidarlar tarafından çatışma aracı olarak kullanılıyor. Coğrafyamızda ve Orta Doğu’da yaşanan savaşların önüne geçmek adına halkların ve inançların bir tutum sergilemesi gerektiğine inanıyoruz. Bizim HDK olarak kuruluş amacımız zaten bu. Bu topraklarda yaşayanlarla ortak mücadele hattını oluşturarak varlığımızı korumak adına HDK Halklar ve İnançlar Meclisi ile bunu ilerletmeye çalışıyoruz. Çoklukta birliği savunuyoruz. Ortak mücadeleyi esas alıyoruz. Bütün dinler ve inançlar iyi insanı, ahlaklı toplumu ve barış içinde yaşamayı tahayyül eder. Bizim bir araya gelişimiz iyiyi ve güzeli ortaya çıkarmak içindir. Biz iyiler olarak yan yana gelmeye çalışıyoruz. Hep birlikte barışı söylemek için bir arada durmaya çalışıyoruz” dedi.
‘Öcalan’ın 7 maddelik açıklaması çok şey ifade ediyor’
Farklılıklarla bir arada yaşamanın geliştirilmesi konusunda neler yapılması gerektiği üzerine tartışmak için bir araya geldiklerini belirten HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş şunları söyledi: “Azınlıkların özgürce örgütlenebildikleri demokratik zemin mevcut değil. Dünyada süregelen savaş ve çatışmalarla birlikte 3’üncü dünya savaşının eşiğindeyiz. Artık savaşlar canlı yayında magazin gibi sunuluyor, üzülerek izliyoruz. Suriye, en yakıcı örneklerden biri. HTŞ şemsiyesi altındaki pratikleri geçmişten biliyoruz. Colani’nin azınlıklara yer olmadığı yönündeki geçmişteki açıklamaları hala hafızamızda. Bugün farklı bir dille konuşmaya çalışıyor ama tarih bize olumsuz deneyimleri devreder. Hakikat ve yüzleşme olmadığında tekerrür her zaman mümkündür. Bu politikalara karşı elbette çaresiz değiliz. Farklılıklarımızla bir arada eşit yaşamak ve barışı örmek bizim yan yana duruşumuza ve mücadelemize bağlı.
Bize yönelik dilin zehirli olduğunu düşünüyoruz. Barış arayanları yaftalamak ve görüşmelere muhalefet etmek yönünde bir dil var. Biz hiçbir zaman mücadeleden vazgeçmeyen bir geleneğin parçasıyız. İğne ucu kadar barış ihtimali varsa bunu büyütmek için mücadele etmek boynumuzun borcudur. Bu topraklarda daha fazla ölüm, kan ve şiddet istemiyoruz. Barışı tesis etmek ve kazanmak için bu yolda yürümeye devam ediyoruz. Öcalan’ın 7 maddelik açıklaması çok şey ifade ediyor. Önemli olan bu görüşmelerin devam ettirilmesi. ‘Negatif barış, terörsüz Türkiye’ gibi ifadelere karşı adil, onurlu ve demokratik barış hedefinde yan yana durmak önemlidir.”
‘Barış güzel ama mücadele gerekiyor’
Agos Gazetesi’nden Pakrat Estukyan, “Emperyalizm önce ekmeğin yarısını aldı, sonra ‘bana asker vereceksin’ dedi. Bugün de dünya dengesi bunun üzerine kurulu. Dünyadaki bütün mazlumlar, egemenlere karşı savaşa girişmesiyle barışa ancak ulaşılır. Barış güzeldir ama ciddi mücadeleyi göze almadan elde etmek mümkün değildir. Bütün yaşananlar ciddi bir savaşı kaçınılmaz kılıyor ama savaş dediğim şey topla, tüfekle alakalı değil; benim dediğim kararlılık, bilinç yükseltme, örgütlenme üzerinedir” dedi. Pakrat Estukyan, son olarak Ermenice konuşarak, “Barış, teneffüs ettiğiniz hava ve yediğimiz ekmek kadar yaşamsal anlam ifade ediyor. İnsanlığın sürekliliği için” dedi.
‘Barışı birlikte inşa edeceğiz’
Devamında söz alan Jineps Gazetesi’nden Çerkes Yaşar Güven, “Barış çok zor ama çok kıymetli. Çerkesler, ciddi bir soykırım yaşadıktan sonra Türkiye’ye göç etti. Bundan dolayı Çerkesler, barışın önemini çok iyi biliyor. Barışı birlikte inşa edeceğiz. Yaşasın barış” diye belirtti.
‘Dünya büyüktür, hepimize yeter’
Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği’nden Muhammed Salih Ali, Kürtçe ve Arapça selam verdi. Muhammed Salih Ali, “Barış mukaddes bir kelime. 100 milyondan fazla mülteci var. Hepimiz mülteciyiz. Mültecilik tercih değil, zorla olur. Kimse toprağını, kültürünü bırakmayı kolay kolay kabul etmez. Savaş sonucu mültecilik yaşanıyor. Milyarlarca dolar silahlara harcanıyor. Dünyanın her yerinde savaş var. Bu savaşlar, iktidarların savaşıdır. Suriye’de yıllarca masa altında savaş vardı, sadece 13 yıldır gün yüzüne çıktı. Ben de 26 yıl önce Esad’dan kaçıp Türkiye’ye geldim. Kürtçe dilinden, Lazların haklarından neden korkuyorlar? Dünya büyüktür, hepimize yeter” ifadelerini kullandı.
‘Bir barış ortamı sağlanabilir’
Hemşinli Mahir Özkan, “Her gün operasyonlar yapılıyor ama aynı zamanda barış söylemi kullanılıyor. Bunlar, barış sürecinin ne kadar dikkatli yürütülmesi gerektiğine dair bir uyarı. Halkların nasıl bir dünyada yaşamak istediği talebini ortaya koymaması, yeni sürecin heba olma riskini taşıyor. Barıştan yana tutumu daha güçlü ifade etmek gerekiyor. Barış, sadece silahların susması anlamına gelmiyor. Savaşı ortaya çıkaran koşullar konuşulduğunda gerçekten barış gelir. Barışı konuşalım ama savaşı ortaya çıkaran koşulları konuşmayalım anlayışı söz konusu. Halkların dilleri, kimlikleri, inançları güvence altına alınırsa bir barış ortamı sağlanabilir. Bizi asimile etmeye yönelik politika devam etmeyecekse barış olabilir. Yoksa barış içinde yok oluruz” dedi.
‘Zalimin zalimliğinden vazgeçmesi gerekir’
Yalıncak Sultan Ocağı Yol Yürütücüsü Sevim Yalıncakoğlu, “Barış inşa edilecekse öncelikle zalimin zalimliğinden vazgeçmesi gerekir, aksi takdirde bir mücadeleden vazgeçmek mümkün değildir. Bizim için barış; coğrafyamızda yaşayan cümle halkların, azınlıkların ve çoğunlukların kendini ifade edebildiği, ibadetini gizlemek zorunda kalmadığı bir dünya ancak barışın tam anlamıyla tesis edildiği bir dünyadır. Zalimin, Demokles’in kılıcı gibi tepemizde salladığı gücün karşısında inatla durmak gerekir. Suriye’deki Alevilere yönelik saldırılar üzerinden buradaki Alevilere de çok ciddi saldırılar yapılmaya başlandı. Sosyal medyada yoğun saldırılar yaşanıyor.
Elbette siz Yavuz Sultan Selim olursunuz, biz de Pir Sultan oluruz, Kalender Çelebi oluruz. Siz zalimlikten vazgeçmediğiniz sürece, biz de Yezid’in karşısında dimdik durmuş Zeynep Ana olmaktan vazgeçmeyiz” sözlerine yer verdi.
Buluşma, basına kapalı olarak devam ediyor.