İnisiyatiften Meclis’e barış çağrısı
- 11:24 8 Temmuz 2025
- Güncel
ANKARA – “Meclis göreve, kadınlar barış mücadelesine” diyerek Ankara’da buluşan kadınlar, savaşın son bulması ve kalıcı barışa giden yolu açacak yasal düzenlemelerin yapılmasını talep etti.
Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi öncülüğünde bir araya gelen kadınlar, “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısıyla başlayan sürecin ilerlemesi için Meclis’e sorumluluk çağrısında bulundu. “Meclis göreve, kadınlar barış mücadelesine” şiarıyla Ankara Meclis Parkı’nda buluşan kadınlar, kalıcı ve onurlu bir barış için ses yükseltti.
Kürdistan ve Türkiye kentlerinden yola çıkan yüzlerce kadın, sabah saatlerinde Ankara Güvenpark’ta bir araya geldi. Polis, kadınların otobüslerden inmesini engellemeye çalışırken otobüs şoförlerini de tehdit etti. Tüm engellemelere rağmen kadınlar Meclis Parkı’nda bir araya gelerek sık sık “Biji Serok Apo”, “Biji Berxwedana Jina”, “Bê Serok Jiyan Nabe” sloganları atarak barış taleplerini dile getirdi.
Kadınlar, buradan Meclis’in Çankaya Kapısı’na yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş boyunca “Jin Şêr Naxwazin, Aşitîyê Dixwazin”, “Kadınlar Meclis’e, Meclis hemen göreve”, “Zindanlar yıkılsın, tutsaklara özgürlük” sloganları atıldı. Kadınlar, açıklama alanında “Kayyumlar geri çekilsin, siyaset suç olmaktan çıksın”, “Kadınlar barış görüşmelerinde temsil edilsin”, “Terörle Mücadele Kanunu kaldırılsın” yazılı pankartlar açtı.
Açıklamanın Kürtçe metnini KESK Dönem Sözcüsü Zelal Anğay, Türkçe metnini ise İnisiyatif adına Feride Eralp okudu.
‘Tekçi, güvenlikçi anlayış terk edilsin’
Onlarca yıldır farklı zeminlerde barış için mücadele eden kadınlar olarak bir araya geldiklerini söyleyen Feride Eralp, “Toplumsal hareketlerden gelsek de barışa ihtiyacımızda ortaklaşan kadınlar olarak buradayız. Barışı, Kürt sorununda tekçi, güvenlikçi anlayışın, yani bir halkın varlığını ve bugün her türlü itirazı ‘terör’ olarak tarifleyen anlayışın terk edilip demokratik, eşitlikçi bir çözüm geliştirilmesi odağında ele alıyoruz. Ama elbette bunun daha geniş bir bağlamın parçası olduğunun farkındayız. Bununla bugün Suriye’de, İran’da, Gazze’de, Lübnan’da yaşananlar arasında, yani büsbütün coğrafyaları bölüşülecek kaynak olarak gören emperyalist güçlerin çıkarlarına teslim olmamak arasında bir bağ kuruyoruz” dedi.
Savaşın, kanunun ve yaşamın her alanını kuşattığını belirten Feride Eralp, bu anlayışın bu ülkede normalleşmesinin başta Kürt halkına yönelik savaş politikalarıyla olduğunu dile getirdi. Feride Eralp, “Bugün hem kendi sokağımızda hem de Ortadoğu’da başka türlü bir seçenek için barış mücadelesi vermemiz gerektiğini biliyoruz. Tam da bu yüzden, biz kadınlar barışın inşası, Kürt sorununun barış içinde, demokratik ve eşitlikçi çözümüne doğru bir yol açılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden üç somut talepte bulunuyoruz. Bu taleplerin karşılanması bir lütuf değil, demokratik bir zorunluluktur” ifadelerini kullandı.
Açıklamada vurgulanan üç somut talep şu başlıklarla sıralandı:
“*Siyaset suç olmaktan çıksın. Buna zemin sağlayan ‘Terörle Mücadele Kanunu’ gibi kanunlar kaldırılsın, hasta tutsaklar başta olmak üzere siyasi mahpuslar özgür bırakılsın.
*Sınır ötesi harekâtlara, özel güvenlik bölgesi uygulamalarına, askeri yığınağa derhal son verilsin.
*Tüm kayyumlar geri çekilsin.”
‘Savaşa son verme sorumluluğu sizdedir’
Kürt siyasetçi ve TJA aktivisti Gültan Kışanak açıklamada söz alarak, Meclis’in önünde toplanarak Meclis’teki her bir kadın milletvekiline ayrı ayrı seslendiklerini söyledi. Gültan Kışanak, “Meclis’te olmak, halkın iradesiyle seçilmek, bu meclise gelmek sorumluluk almaktır. Bu ülkenin en büyük sorunu, anaların yüreğini dağlayan savaşın yarattığı acılardır, buna son verme sorumluluğu sizin üzerinizdedir. Bu sorumluluk bizleri bugün burada bir araya getirdi.
Burada genç kadınlar var, evladını yitirmiş analar var, burada kadınların vicdanının sesi var. Sizleri de yüreğinizi ve vicdanınızın sesini dinlemeye davet ediyoruz. Daha iki gün önce 12 genç insanın yaşamını yitirdiğini yapılan açıklamalardan öğrendik. Bu ülkede askerler, gerillalar, sivil insanlar çok acı çekti. Toprağa binlerce canı gönderdik, artık yeter diyoruz. Bir tane daha can yitirmeye tahammülümüz yok” diye konuştu.
‘Bir an önce yasal düzenlemeler yapılsın’
Yaşamını yitiren askerler için başsağlığı dileklerini de ileten Gültan Kışanak şu ifadeleri kullandı: “Artık analar cenaze taşımak ve yas tutmak istemiyor. Bu ülkede barış halayları kurmak istiyoruz. Yan yana, eşit ve kardeşçe yaşayabiliriz. Bunun imkânlarını yasalarla açığa çıkarma sorumluluğu da Meclis’tedir. Bugün başlayan bir süreç var. Tek taraflı olarak PKK kendini feshetme ve silahları bırakma kararı aldı. Bunun gereklerini de adım adım yerine getiriyor. Meclisin, hepimizi ve anaları temsil eden Meclisin sorumluluk alması, bir an önce silahların devreden çıkması için gereken yasal düzenlemeleri yapması gerekiyor. Bu yasal düzenlemeler hepimize özgürlük alanı açacaktır. Biz özgürlük yasaları çıksın istiyoruz. Siyaset suç olamaz, demokratik siyasetin önünü açalım diyoruz. O zaman demokratik siyaset özgürlükle yürütülebilir. Cezaevindekilerin, dağdakilerin, yurtdışına gitmek zorunda kalanların, herkesin gelip demokratik siyasete katılmasının önünü açacak yasal düzenlemeleri yapma sorumluluğu vardır.”
‘Bir günlük değil, kalıcı ve onurlu barış istiyoruz’
Gültan Kışanak, devamında şunları belirtti: “Biz barışı bir gün değil, bir ay değil, bir yıl değil, ömür boyu yaşamak istiyoruz, çünkü biz kalıcı barışı inşa etmek istiyoruz. Bu barış yolundan artık dönülmesin, toplumsal barışın köprüleri gönülden gönüle kurulsun istiyoruz. Biz kadınlar biliyoruz ki çok büyük özgürlük ve demokrasi sorunlarımız var, bunların hepsini bir anda çözmeyeceğimizi de biliyoruz, demokrasi bir mücadele yolculuğudur. Her zaman egemen olmak isteyen, otoriter rejimler kurmak isteyenler olabilir. O yüzden demokrasi mücadelesi bizim için ilkeseldir. Bir an önce geciktirmeden, savaş politikalarını gündemimizden çıkaracak, kalıcı barışa giden yolun önünü açacak yasal düzenlemelerin yapılmasıdır. Kadınlar olarak bulunduğumuz her yerde, mahallede, iş yerinde birinci gündemimiz kalıcı ve onurlu bir barıştır. Bu yolu yürümeye kararlıyız.”