Valentina Skafar: Kadın mücadelesi olmadan gerçek bir devrim olmaz!
- 09:05 18 Ekim 2023
- Siyaset
Melek Avcı-Dilan Babat
ANKARA - Yeşil Sol Parti Kongresi’ni, Kürt halkının mücadelesini ve Orta Doğu’daki savaşı değerlendiren Avrupa Sol Parti Grubu’ndan Valentina Skafar, mücadelede kadınların rolüne dikkat çekerek “Tüm bu küresel tablo içerisinde, kadınların rolünün son derece önemli olduğunu ve özellikle Kürt mücadelesinde Kürt kadınlarının savaşının altını çizmek gerek. Ve sadece şunu söyleyebilirim ki onlar olmadan hiçbir devrim gerçekleşemez. Kadın mücadelesi olmadan gerçek bir devrim mümkün değildir” dedi.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) 15 Ekim’de gerçekleştirdiği 4’üncü Büyük Kongre’de isim değişikliğine giderek yeni ismini Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olarak belirledi. Yapılan kongreye Avrupa, Ortadoğu ve Kurdistan’dan birçok konuk ve parlamenter katıldı.
Kongreye katılanlardan Avrupa Sol Parti Grubu Sekreteri Valentina Skafar, JINNEWS’in sorularını yanıtladı.
“Bahçede, zılgıt çeken kadınları, kongre başlangıcında dans eden, halay çeken insanları gördüm ve müzikleri duydum. Bunların acı çektirilen baskı altında tutulan bir parti tarafından organize edildiği dikkate alındığında, devletin sürekli zulmüne, insan haklarının ve siyasi hakların ihlal edilmesine maruz kalan insanlar tarafından organize edildiğini görmek bence takdire şayan.”
* Yeşil Sol Parti'nin gerçekleştirdiği kongreye katıldınız. Bu kadar hükümet baskısı altında bu kongrenin gerçekleşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet, öncelikle davetiniz için teşekkür ederim ve yaptığınız tüm işler için. Bu harika bir şeydi, bunun için gerçekten tebriklerimi sunuyorum. Sorunuza gelirsek, buraya Yeşil Sol Parti'nin kongresine katılmak için ilk kez geldim ve bu benim için bir onurdur. Burada, Türkiye'de ve dünyada Kürt sorununa yönelik mücadelenizi her zaman destekleyen Avrupa Sol Partisi Siyasi Sekreterliği adına bulunuyorum. Bu yüzden öncelikle kişisel duygularımı ve izlenimlerimi dile getirmek istiyorum. Karşılaştığınız tüm engellere ve zorluklara rağmen gelen bu kadar çok insanın enerjisini görmek benim için muhteşemdi. Bana kongreyi yapacak yer bulma konusunda çok çabaladığı söylendi. Öyle değil mi? Devletin bir partinin siyasi haklarını kullanarak kongre yapmasına izin vermemesi ve buna engeller koyması kesinlikle kabul edilemez bir yaklaşım. Ama yine de, böyle inanılmaz bir enerji gördüm. Bahçede, zılgıt çeken kadınları, kongre başlangıcında dans eden, halay çeken insanları gördüm ve müzikleri duydum. Bunların tümü son derece pozitif enerji barındırıyordu. Bunların acı çektirilen baskı altında tutulan bir parti tarafından organize edildiği dikkate alındığında, devletin sürekli zulmüne, insan haklarının ve siyasi hakların ihlal edilmesine maruz kalan insanlar tarafından organize edildiğini görmek bence takdire şayan. Bu nedenle tüm direnenleri, aktivistleri, siyasileri tüm bu engellemelere ve tutuklamalara rağmen bu kadar çok insanı bir araya getirmeyi başardıkları ve mücadeleyi sürdürdükleri için gerçekten kutluyorum. Demokrasinin ilkeleri ihlal ediliyor, uluslararası hukuk ihlal ediliyor, hapsediliyorlar ve bunlara karşı hala bu mücadeleyi sürdürüyorlar. Evet, bir kez daha kutluyorum.
“Avrupa Sol Parti, siyasi tutukluların serbest bırakılmasına yönelik mücadeleyi güçlü bir şekilde destekleme kararlılığındadır. Çünkü Sayın Abdullah Öcalan siyasi bir tutsak ve bu siyasi bir hapishaneden başka bir şey değildir.”
* Diğer yandan Kürt halkının lideri olarak gördüğü PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmeler 2 yıldır engelleniyor. Bu tecridi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Az önce de belirttiğim gibi, bu tecrit Türkiye'de ve başka yerlerde Kürt siyasetçilere yönelik sistematik zulmün bir başka örneğidir. Hatırladığım kadarıyla Türkiye tecridin suç olduğuna imza atan ülkelerden. Ama bir yandan da kendi düzenlemelerini yerine getirmiyor, uymuyor ve yine suç işliyor. Yani tutukluların avukatlarıyla iletişime geçebilmeleri, aileleriyle iletişime geçebilmeleri, kendilerini savunabilmeleri demokrasinin uluslararası hukuk standartlarının bir gereğidir. Bu yoksa insan haklarının ihlali söz konusudur. Demek istediğim yani eğer dış dünyayla bağlantınız yoksa herhangi bir konuda kendinizi nasıl savunabilirsiniz? Biz Avrupa Sol Parti olarak, bunu hukuk dışı nitelendiriyoruz. Demokratik bir ülkede siyasi haklara, demokratik muhalefete saygı gösterilmelidir. Yani bu kabul edilemez ve şunu söylemeliyim ki, Avrupa Sol Parti siyasi tutukluların serbest bırakılmasına yönelik mücadeleyi güçlü bir şekilde destekleme kararlılığındadır. Çünkü Sayın Abdullah Öcalan siyasi bir tutsak ve bu siyasi bir hapishaneden başka bir şey değildir. Ben ayrıca Slovenya'da bulunan partim Sol Levica adına da katılıyorum ve yakın zamanda biliyorsunuz ki Sayın Öcalan'a destek için bir kampanya başlatıldı, bir kaç gün öncesinde. Biz de bu kampanyayı destekledik ve kendisinin haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini ve ayrıca haklarını hakkıyla savunmasına izin verilmesi gerektiğini belirttik.
“Tüm bu küresel tablo içerisinde, kadınların rolünün son derece önemli olduğunu ve özellikle Kürt mücadelesinde Kürt kadınların savaşının altını çizmek gerek. Ve sadece şunu söyleyebilirim ki onlar olmadan hiçbir devrim gerçekleşemez. Kadın mücadelesi olmadan gerçek bir devrim mümkün değildir.”
* Tecritle bağı olan Ortadoğu’daki savaş hali ortada ve en çok kadınlar bu savaştan etkileniyor. Her taraftan gelen görüntüleri görüyoruz. Kadının savaştaki yerine ilişkin ne dersiniz?
Bu gerçekten çok üzücü. Tüm bu durum son derece üzücü. Şu anda Filistin'de, Rojava'da, diğer çatışma yerlerinde gördüğümüz, neo-liberal kapitalist sistemin tüm insanlık değerlerini çiğnediğidir. Yürek parçalayıcı bir durum. Çünkü bunun artık ideolojiyle dahi alakası yok. Bu artık bir insanlık meselesidir. Ne görüyoruz, ne yapıyoruz, gerçekten ne istiyoruz; uymamız gereken değerler var. Tüm bu küresel tablo içerisinde, kadınların rolünün son derece önemli olduğunu ve özellikle Kürt mücadelesinde Kürt kadınların savaşının altını çizmek gerek. Demokrasiyi savunan, insan haklarını savunan, tüm bu değerleri savunan, dünyanın her yerindeki bu katliamları değiştirmek için Kürt savaşçı aktivist kadınların yaptıklarından o kadar çok şey öğrenebiliriz ki… Bu bahsettiklerim uğruna savaşılan insanlık değerleridir. Bu değerler savunulduğunda herkes barış içinde, insan haklarına, siyasi haklara saygı çerçevesinde yaşayabilir. Bu yüzden tüm bu kadınlara gerçekten büyük saygı duyuyorum. Ve sadece şunu söyleyebilirim ki onlar olmadan hiçbir devrim gerçekleşemez. Kadın mücadelesi olmadan gerçek bir devrim mümkün değildir.
“Elbette şunu söylemeliyim ki, hangi taraftan olursa olsun, hangi örgütten olursa olsun her türlü saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Masum insanları öldürüyor ve hukukun üstünlüğüne, uluslararası hukukun üstünlüğüne saygı duymuyorlar. Fakat şunu anlamalıyız ki, bir kez taraf tutarsak, bu durumun çözümüne yardımcı olamayız.”
* Orta Doğu ve Kurdistan'da bitmek bilmeyen bu savaşlara karşı barışın geliştirilmesi için çözüm ve yöntem sizce nedir?
Evet, bu önemli soru. Öncelikli çözüm savaşı durdurmaktır. Bu çatışma bölgelerine silah sağlamayı durdurmak için derhal ateşkes sağlanmalı ve müzakerelere geri dönmemiz gerekiyor. Hepsinden önemlisi, tüm bu çatışma ortamında uluslararası toplumun ve içinde bulunduğum Avrupa Birliği'nde nasıl ele alındığını ifade etmek isterim. Avrupa Birliği'nin bu konuya, olay örgüsüne, savaşın gelişimine ve süreçlerine tepkisinin aslında tek taraflı olduğunu söylemem gerekiyor. Filistin- İsrail çatışmasında yaşananları kınıyor ve İsrail'e destek veriyorlar. Şimdi ise Hamas'ın yaptıklarından dolayı Gazze'deki sivilleri cezalandırıyorlar. Elbette şunu söylemeliyim ki, hangi taraftan olursa olsun, hangi örgütten olursa olsun her türlü saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Masum insanları öldürüyor ve hukukun üstünlüğüne, uluslararası hukukun üstünlüğüne saygı duymuyorlar. Fakat şunu anlamalıyız ki, bir kez taraf tutarsak, bu durumun çözümüne yardımcı olamayız. Bu yüzden tarafları bir an önce gerçekten bir araya getirip müzakere yolunu açmalıyız ve özellikle Filistin konusunda. Biliyorsunuz, hakkında çok şey duyuyoruz, iki devletli çözümden yanayız ve sürekli bunun için konuşuyoruz, ama bu çok paradoksal. Çünkü eğer bir tarafın devleti yoksa nasıl iki devletli bir çözümden bahsedebilirsiniz ki? Avrupa Sol Partisi olarak da bizim esasımız, öncelikle Filistin'i bir devlet olarak tanımamız gerektiğidir. Bu, eşit ortakların diplomatik diyalog konusunda konuşabilmesinin ve diyalog kurabilmesinin ön koşuludur. Durumun nasıl çözüleceği ve kendi haklarını hak eden ulusları barış içinde bir araya getirmeye çalışmak, insani ve siyasi haklarını yerine getirebilmek ve en önemlisi cinayetleri durdurmak ve savaşı durdurmak öncelikli olmalıdır. Çünkü yaşanan savaş gerçekten korkunç.
“Avrupa Sol Parti açısından bizim dayanışmamıza sahip olduğunuzu, bize güvenebileceğinizi, yalnız olmadığınızı, aynı mücadeleyi verdiğimizi bir kez daha vurgulamak isterim. Deyim yerindeyse düşmanımız aynı ve ancak baskı altındaki tüm halkları ve adaleti sağlamaya ve bu sorunları çözmeye çalışan tüm insanları birleştirerek birlikte çalışırsak güçlü durabiliriz.”
*Son olarak nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
Barış için hak uğruna mücadele eden insanlara karşı burada verdiğiniz tüm mücadelelere karşı gerçekten en derin hayranlığımı ifade etmek isterim. Orada bulunan tüm siyasi tutsaklara, ailelere, tüm bu büyük resimlerde adaleti sağlamak için mücadele edenlere, bu son derece zor zamanlarda elinden geleni yapan, ısrar eden, direnen herkese dayanışma dileklerimi sunuyorum. Avrupa Sol Parti açısından bizim dayanışmamıza sahip olduğunuzu, bize güvenebileceğinizi, yalnız olmadığınızı, aynı mücadeleyi verdiğimizi bir kez daha vurgulamak isterim. Deyim yerindeyse düşmanımız aynı ve ancak baskı altındaki tüm halkları ve adaleti sağlamaya ve bu sorunları çözmeye çalışan tüm insanları birleştirerek birlikte çalışırsak güçlü durabilir ve huzurlu bir yol inşa edebiliriz. Biz, sizin tarafınızdayız ve bu yüzden sadece birlikte değil, bazen çok umutsuz görünse de bu mücadeleyi kazanabiliriz. Bugün benim için Avrupa'ya geri döndüğümde ve bu büyük enerjiyi hissettiğimde, başta da söylediğim gibi, beni yeniden canlandırdı. Herkes için daha iyi bir dünya için bu mücadeleyi sürdürebilmemiz için bir ödül gibi ihtiyacımız olan enerjiyi ve motivasyonu bana yeniden verdi. Özellikle kadınlar ve tabii ki çocuklar ve olup bitenlerde hiçbir suçu olmayan tüm masum insanlar, dünya gerçekten kötü bir yere giderken umut verdi.