Yaşamını yitiren hasta tutsağın ailesinden açıklama

  • 13:55 21 Ekim 2023
  • Güncel
 
İZMİR - Cezaevinde geçirdiği kalp krizi nedeniyle yaşamını yitiren Yılmaz Özalp’ın ailesi, İHD’de yaptığı açıklamada, Yılmaz'ın maruz kaldığı hak ihlallerine dikkat çekti. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, İzmir Şakran 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulduğu sırada 5 Ağustos'ta geçirdiği kalp krizi sonucu kaldırıldığı Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaşamını yitiren Yılmaz Özalp’a ilişkin dernek binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. Basın toplantısına Yılmaz Özalp’ın ailesi de katıldı. 
 
‘Hak ihlali silsilesi var’
 
Toplantıda söz alan İHD İzmir Şubesi Eş Başkanı Zilan Gümüş, Yılmaz Özalp’ın ailesinden gelen başvuru üzerine konuya dahil olduklarını söyleyerek Yılmaz’ın sağlıklı bir şekilde cezaevine girdiğini, ancak cezaevindeki hem psikolojik hem de fiziki baskılar nedeniyle hastalanması sonucu yaşamını yitirdiğini ifade etti. Zilan, “Burada birçok hak ihlali silsilesi var. Özalp’ın ailesine çok geç haber veriliyor. Hastaneye götürüldükten sonra aile görüşme yapmak için savcılıktan izin almak zorunda kalıyor. Gerek hastane yönetimi gerekse de diğer görevlilerin aileye farklı muamelesi oluyor. Özalp, elleri kelepçeli bir şekilde tedavi görüyor. Bu, insan hakları ihlalidir. Özalp’ın hastane sürecinde ve yaşamını yitirmesinin ardından gerekli yazışmaları yaptık. Ancak bize gelen herhangi bir yanıt olmadı. Biz İHD olarak bundan sonraki süreçte de konun takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi.
 
‘Bize haber verilmedi’
 
Ardından söz alan Yılmaz’ın babası Ekrem Özalp, oğlunun birçok hak ihlaline maruz kaldığını hatırlatarak şöyle konuştu: “Oğlum cezaevine girdikten iki üç ay sonra kalp krizi geçirdi. Hastaneye kaldırdılar. Orada anjiyo oldu ve hastanede sadece bir gün kaldıktan sonra onu tekrar cezaevine götürdüler. Oğlumla görüştüğümüzde bize, ‘İlaçlarım bana verilmedi. Hastane yönetimine tedavi talebinde bulunduğumda bana zaten çıkacaksın dışarıda tedavi olursun” dediğini söyledi. 7 ayı bittikten sonra tekrar kalp krizi geçirdi ve hastaneye götürüldü. Bize 20 dakika boyunca kalp masajı yaptıklarını söylüyorlar. Ama biz rahatsızlandıktan sonra ne kadar sürede hastaneye götürüldü bilmiyoruz. Bize haber vermediler.  Ancak, gündüz 11.00’da bize haber verdiler. Oğlum o haliyle elleri ayakları kelepçeli bir şekilde tutuldu. Savcılıktan izin almaya gittiğimizde ancak 1 kişiyi bıraktılar. Kızım gitti ve onu kapıda bir buçuk saat beklettiler. Elleri ayakları kelepçeli tutuluyordu. Cumhuriyet Başsavcılığına, CİMER’E, İHD’ye suç duyurusunda bulunduk. Ancak infazı ertelendikten sonra kelepçeleri çıkarıldı. Doktor demedi mi ben bu insanı kelepçeli bir şekilde nasıl tedavi ederim diye? Yaklaşık iki ay kaldıktan sonra biz oğlumuz nefes alıyor diyorduk. Ancak kördük görmüyorduk. Oğlum zaten ölmüştü. Makinelere bağlı bir şekilde yaşıyordu” şeklinde konuştu. 
 
‘İnfazı ertelenene kadar kelepçeleri çıkarılmadı’
 
Annesi Nazime Özalp da, oğlunun cezaevine sapa sağlam girdiğini ancak kendilerine cenazesinin verildiğini dile getirerek, “Ben hastanede oğlumu ziyarete gittim. Ellerinin kelepçeli olduğunu gördüm. Ben onlara oğlum buradan uçacak mı ki siz ellerini, ayaklarını bağlamışsınız diye. İnfazı ertelenene kadar kelepçeleri çıkarılmadı. Daha sonra tekrar gittim ellerimi yüzüne sürdüm. Eve döndüğümde çocuklarıma dedim benim oğlum ölmüş diye. Doktorlar da oğluma iyi bakmadı.  Oğlumu öldürdüler” dedi.