'Erkek devlet şiddetine karşı sokaklardayız'

  • 17:23 25 Kasım 2023
  • Güncel
 
ANKARA - 25 Kasım dolayısıyla açıklama yapan Ankara Kadın Platformu, "erkek devlet şiddetine karşı sokaklarda" olduklarını belirterek, “Mirabel Kardeşlerden Mahsa Amini’ye, Rojava’dan Filistin’e bugün katledilen kadınların, çocukların katillerinin kimler olduğunu çok iyi biliyoruz” dedi. 
 
Ankara Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne ilişkin, “Savaşa, Krize, Yoksulluğa ve Erkek-Devlet  Şiddetine Karşı Bir Aradayız” şiarıyla Kolej Meydan’ında  toplandı. Kadınların yürüyüşüne izin vermeyen polislerin yol kapatmalarına rağmen kadınlar, Sakarya Meydan’ına yürüdü. Sağanak yağışa rağmen yürüyüşünü sürdüren kadınlar sık sık, “Jin jiyan azadî”, “Dünya yerinde oynan kadınlar özgür olsa”, “Siyasi tutsaklar onurumuzdur”, “Katledilen kadınlar isyanımızdır” sloganları attı.  Halkların Eşitlik ve Demokrasi (HEDEP) milletvekilleri Ayşegül Doğan ile Sevilay Çelenk'İn de aralarında olduğu kadınlar, “Katledilen kadınlar isyanımızdır”, “Siyonizme karşı Leyla olacağız”, “Önlenmeyen şiddet” dövizleri taşırken ayrıca, Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel,  Gültan Kışanak, Garibe Gezer ve Süleymaniye’de katledilen Nagihan Akarsel’in fotoğraflarını taşıdı.
 
'Eşitlik kavgamızı büyüteceğiz'
 
Yürüyüşün son bulması ardından yapılan açıklamada, “İstanbul Sözleşmesi'nden tek adamın kararıyla çekilmesinin ardından iktidarın ajandasında şimdi de Anayasa değişikliği, 6284 sayılı kadına yönelik şiddetle mücadele yasası, nafaka düzenlemesi ve aile arabuluculuğunu da içeren Medeni Kanun’da değişiklikler bulunuyor. Kadınlar olarak tırnaklarımızla kazıyarak elde ettiğimiz kazanılmış haklarımıza yönelik saldırılar karşısında bir araya geleceğiz, eşitlik kavgamızı büyüteceğiz” denildi.  
 
‘Failleri cezasızlıkla öldürenleri tanıyoruz’
 
Açıklamada, kadına yönelik şiddeti önleme yükümlülüğü olan devletin, kadınlara yönelik işkenceye varan özel savaş uygulamalarıyla, yoksullaştırma politikalarıyla, erkek yargı mekanizmasıyla, hukuksuz uygulamalarıyla şiddeti yeniden ürettiği belirtildi. Açıklamada, “Sadece bu sene 347 kadın erkek şiddetiyle katledildi. İktidar failleri koruyor ve cezasızlık politikalarıyla ödüllendirmeye devam ediyor. Tüm bunlara rağmen hayatta kalabilen kadınlar ise  erkek yargı tarafından sistematik bir şekilde hedef haline getiriliyor ve hukuksuzca yargılanıyor. Bin 420 gündür kaybedilen Gülistan Doku'nun faili erkek devlet tarafından korunmaya devam ediyor. Gülistan Dokunun,  Zeren'in, Dina'nın, Kübra'nın , Hande'nin, Ceren'in ve diğer bütün kız kardeşlerimizin faillerini de failleri cezasızlıkla ödüllendirenleri de tanıyoruz” diye kaydedildi. 
 
‘Makul kadın sınırlarını kabul etmiyoruz’
 
Açıklamanın devamında şunlara dikkat çekildi: “Tarikatların ve cemaatlerin karanlığına teslim olmayacağız demek için sokaklardayız. Kadını aileden ibaret görenlere sesleniyoruz: Bizler çizdiğiniz makul kadın sınırlarını kabul etmiyoruz. Maruz kaldığımız şiddeti görünmez kılan, failleri cezasızlıkla ödüllendiren, kadınları Aile İrşad Büroları ile susturmaya çalışan erkek devleti tanımıyoruz. Ev içi görünmeyen emek sömürüsüne maruz kalan kadınlar olarak emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz üzerinde kurulmak istenen eril tahakküme karşı mücadele ediyoruz.”
 
‘Güvencesizleştirme politikalarını kabul etmiyoruz’
 
Cinsiyete dayalı emek sömürüsünün, kadınları işyerlerinde taciz, tecavüz ve mobbing olarak karşıladığına işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Bir yandan mülteci kadınları sırf düşük maliyet sağlayabilmek için güvencesiz işlerde çalıştırdıklarını, ayrımcı politikalarla hedef haline getirildiklerini de biliyoruz Biz kadınlar yoksullaştırma ve güvencesizleştirme politikalarınızı kabul etmiyoruz. Barınamıyoruz, geçinemiyoruz, okuyamıyoruz ve artık yaşayamıyoruz diyen üniversiteli kadınlar olarak bugün buradayız. Kapasitesi yetersiz KYK yurtlarında; yediğimiz niteliksiz yemeklerle, kadınların yurtlara giriş çıkış saatlerinin denetlenmesi ile, yurt içinde ve dışında yaşam ve giyim tarzımıza müdahale edişleriyle bizleri kontrol altına almaya çalıştıkları bu sistemde ihmaller sonucu öldürülüyoruz. Defalarca ihbar edilmesine rağmen bakımı yapılmayan asansör Zeren’in ölümüne sebep oldu. İhmaller sonucunda hayatını kaybeden Zeren Ertaş isyanımızdır. İktidarın üniversitelileri yoksullaştırma ve yalnızlaştırma politikaları memleketin yarınından ve kendi yarınından kaygı duyan üniversitelileri intihara sürüklüyor.”
 
‘Erkek devlet şiddetine karşı sokaktayız’
 
Açıklamada son olarak şöyle denildi: “Biz kadınlar bugün, içimizde çığ gibi büyüyen isyanımızı ve öfkemizi haykırmak için buradayız. Her yaşta maruz kaldığımız cinsel şiddete karşı erkekleri teşhir etmek için sokaktayız. İşyerinde, fabrikada, okulda, sokakta ve hatta ailede bizleri taciz eden erkeklere karşı sokaktayız.  Bedenimiz bizimdir kıyafetimiz tacize, cinsel şiddete davetiye değildir diyerek sokaktayız. Erkek devlet şiddetine karşı sokaktayız.”