Uzman çavuş tacizine tepki: Saldırı özel savaşın parçası
- 09:03 21 Nisan 2024
- Güncel
Pelşin Çetinkaya
AMED - Şirnex’te bir uzman çavuşun kadına yönelik cinsel tacizde bulunmasına dönük tepkiler sürerken, konuya dair konuşan kadınlar, bunun iktidarın özel savaş politikalarının parçası olduğunu ve saldırının, yükselen kadın mücadelesine duyulan korkudan kaynaklandığını vurguladı.
Kadınların her türlü şiddete maruz kaldığı son yıllarda, Kurdistan’daki özel savaş politikaları da kadınları hedef alıyor. İktidarın ilk olarak hedefine aldığı kadınlar, sistem tarafından şiddetin her boyutu ile toplumdan uzaklaştırılıp eve kapatılıyor. Bunun en yeni örneklerinden biri de 12 Nisan’da Şirnex’te (Şırnak) yaşandı. Şirnex merkeze bağlı Dicle Mahallesi Orman Caddesi’nde uzman çavuş Zekeriya Çelik'in yolda kadınlara cinsel saldırıda bulundu. Tacize karşı tepkiler büyürken olaya dair kadınlara mikrofon uzattık.
‘İktidarın ilk hedefi kadınlar’
Şiddet grafiklerine bakıldığında özellikle kadın ve kız çocuklarına yönelik üniformalı şiddetin arttığını gördüğünü dile getiren Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Amed 2 Nolu Eşbaşkanı Duygu Özbay, “Şırnak’ta uzman çavuşun kadına yönelik cinsel istismarı aslında bölgede giderek yaygınlaşan bir politika olarak karşımıza çıkıyor. Buna bir nevi ‘irade kırım’ politikası da diyebiliriz. Maalesef ki erkek iktidarın ilk hedefi kadınlar oluyor ve dolayısıyla önce kadını hedefe koymayı, yozlaştırmayı, iradesini düşürmeyi ve aynı zamanda da kadın üzerinden zihniyet köleleştirmesini gerçekleştirmek istiyor” ifadelerini kullandı.
‘Kadını özne olarak görmeyen anlayışın uygulamaları’
Duygu, “Kadına şiddet uygulayan, tahakküm altına alan, onu bir özne olarak görmeyen ve özel alan içerisine sıkıştırmaya çalışan bir anlayışın, iktidarını güçlendirmek için bu alanlarda da sürekli aktif bir şekilde hareket etmek zorunda kaldığını” söylerken, “Bu yüzden kadına yönelik şiddet her alanda yeniden üretiliyor. Birçok failin cezasız kalması da bu olayların önünü açarak artmasına sebep oluyor. ‘Evet, siz istediğinizi yapabilirsiniz. Bir kadını taciz de tecavüz de edebilirsiniz ama bunun karşılığında bir ceza almayacaksınız’. Dolayısıyla bu fikir, anlayış, politika kadın cinayetlerini arttıran bir yerden hareket ediyor” ifadelerine yer verdi.
‘Yasanın sınırları şiddetle çizilmiş’
Şirnex’te yaşanan olayla birlikte filozof Walter Benjamin’in hukuka bakışına atıfta bulunarak “Hukuk, şiddeti dışlamak yerine aslında onu hizmetine almış” diyerek bu yaklaşımın haklılığının bir daha kanıtlandığını belirten Duygu, “Hukuk şiddeti dışlamak yerine aslında onu hizmetine almış. Aslında, yasanın sınırları şiddetle çizilmiş dolayısıyla bu yasaların erkekler tarafından üretildiğini ve kadınları korumaktan çok çok uzakta olduğunu düşünüyoruz. Yeni bir şeyler inşa etmek gerekiyorsa tabi ki bugün irade kırımına dönük politikalar karşısında yaşamın bütün alanlarında kadın örgütlülüğünü ve mücadelesini büyütmek gerekiyor” şeklinde konuştu.
Cezasızlık politikası
Özellikle Kurdistan’da uygulanan özel politikaların giderek arttığına değinen İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Avukat Berfin Elçi, üniformalıların Kürt kadınlara yönelik cinsel saldırı suçlarının devamlı bir şekilde uzun yıllardır cezasız bırakıldığına ya da göstermelik ceza verildiğine dikkat çekerken, devamında şunları söyledi: “Bu cezasızlık politikaları da faillere cesaret vermekte ve yeni suçlara bir nevi zemin hazırlamakta. Bu olayın da bundan dolayı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bu tamamen devletin etkin soruşturma ve yargılama, fail cezalandırma yükümlülüğünü yerine getirmemesiyle alakalı bir durum söz konusu.”
‘Bu politikalara karşı kolektif biçimde mücadele edilmeli’
Benzer suçların engellenmesi için kolektif bir biçimde mücadelenin gerekli olduğunu savunan Berfin, “Bu sorunların çözülmesi için öncelikle bu cezasızlık politikasından vazgeçip failin etkin bir soruşturma sonunda caydırıcı cezalandırılması gerekir. Bunun sonucunda da Kurdistan bölgesinde kolluğun Kürt kadınlarına yönelik cinsel saldırı ve taciz suçlarının bu kadar olamayacağını ve azalacağını düşünüyoruz. Devamında bununla ilgili herkesin kolektif bir biçimde mücadele etmesi de çok önemli bir unsur olabilir” dedi.
Yükselen kadın mücadelesine karşı iktidarın saldırıları
Şirnex’teki olayın ilk defa yaşanmadığını ve iktidarın kadınların yükselen mücadelesine karşı bu politikaları uyguladığını söyleyen İş yeri temsilcisi Fatma Yıldız, “Dünyanın her yerinde kadın bu tür olaylara, şiddete maruz kalıyor ama Kurdistan’da yeni gelişen üniformalı şiddet olayı, kadınları düşürme ve kullanma üzerinden gelişen noktadır. Olay, münferit bir olaymış gibi anlatılıyor. Sanki ilk defa yaşanıyormuş gibi. Bu kadar tepkinin yükselmesinin nedeni de ilk defa yaşanmamış olması. Bunun bir devlet politikası olduğu kadını mücadeleden, yaşamdan uzaklaştırmanın sistem tarafından yapılan bir politika olduğunu da çok iyi biliyoruz. Bu olayların Kurdistan’da büyük ölçüde yaşanmasının sebebi Kurdistan’da yükselen ve sadece Kurdistan’a değil, tüm dünyaya da yayılan bir kadın mücadelesinin olması. Bu yüzden Kurdistan’da daha fazla işlenmesinin nedeni de sistemin kadınları mücadeleden uzaklaştırması” sözlerine yer verdi.
‘İktidar politikalarıyla Kürtleri yok etmek istiyor’
Son olarak konuya ilişkin konuşan Halkları Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed İl Yöneticisi Emel Sümbül Yetkin, Kürt halkının yıllarca soykırım kıskacından geçtiğini söyleyerek, şunları kaydetti: “40 yılı aşkın zamandır Kurdistanlı kadınlar üniformalılar tarafından tacize, tecavüze maruz kalıyor. Bu da iktidarın cezasızlık politikalarından kaynaklanıyor. Üniformalılar bunlardan güç alıyorlar. İktidarın tam da istediği bu aslında. Bu, Kürtleri taciz, tecavüz, uyuşturucuyla yok etmektir.”