Mêrdîn’den seslendiler: İsyanımız sokaklara taşacak

  • 11:17 23 Kasım 2024
  • Güncel
MÊRDÎN - Mêrdîn’de yüzlerce kadının gerçekleştirdiği 25 Kasım yürüyüşüne “Jin jiyan azadî,  azadiya Rebertî” sloganı ile PKK Lideri Abdullah Öcalan’a özgürlük talebi damgasını vururken, kadınlar geri adım atmayacakları mesajı verdi. 
 
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde Mêrdîn'de bir araya gelen kadınlar yürüyüş gerçekleştirdi. Sêrt, Wan ve Amed'in yanı sıra birçok kentten Mêrdîn’e gelen kadınlar, Artuklu ilçesinde bulunan Qoser (Kızıltepe) kavşağında bir araya geldi. Yürüyüşe Halkların Eşitlik Partisi (DEM Parti) milletvekillerinin yanı sıra Mêrdîn ve çevre kentlerden gelen belediye eşbaşkanları da katılırken, "Jin jiyan azadî" sloganı eşliğinde toplanan kadınlar sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçti. Yürüyüşte “Erkek-Devlet Şiddetine ve Kayyım Zihniyetine Karşı Jin Jiyan Azadî” pankartı açan kadınlar, ellerinde Nagihan Akarsel, Gülistan Tara, Hêro Bahadîn, Jîna Emînî, Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez ve katledilen onlarca kadının fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşıyarak, zılgıtlar eşliğinde yürüdü. 
 
Yürüyüş güzergahı boyunca direniş şarkıları seslendiren kadınlar, “Jin jiyan azadî”, “Bijî berxwedana zindanan”, “Bijî tekoşîna Jinan”, “Jin jiyan azadî, Azadîya Rebertî” ve “Jin şer naxwazin, aştiye dixwazin” sloganları attı. Karayolları Parkı’na kadar sürdürülen yürüyüş boyunca bir an olsun sloganlarını eksik etmeyen kadınlar, parkın merdivenlerinde açıklama yaptı. 
 
‘İsyanımız sokaklara taşacak’
 
TJA adına açıklama yapan Hatice Öncü, “Jin jiyan azadî ile kadın katliamlarına dur diyelim” çağrısında bulunarak, “Katledilenleri kadın devrimiyle ölümsüz kılacağız” dedi. PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride dikkat çeken Hatice Öncü, tecridin İmralı’dan başlayarak toplumun tüm hücrelerini yayıldığını ifade ederek, “Tecritten en çok etkilenenler yine kadınlar olmaktadır. 25 Kasımda tecridi kırmak için her sokağı her mahalleyi eylem alanına dönüştüreceğiz. Tecridi kırarak özgürleşeceğiz” ifadelerini kullandı. Sözlerinin devamında siyasi tutsakların durumuna dikkat çeken ve siyasi kadın tutsakların en yoğun baskılarla karşı karşıya kaldığını kaydeden Hatice Öncü, tutsakları özgürleştireceklerini belirterek, “25 Kasım biz kadınlar için sadece şiddete karşı mücadele günü değil;  öz savunmamızı güçlendirme, bilinç yükseltme, kadın ittifaklarını büyütme günüdür” dedi. “25 Kasım’da ‘jin jiyan azadî’ ruhuyla yüreklerimizdeki ateş harlanacak” diyen Hatice Öncü, sözlerini “İsyanımız sokaklara taşacak. Tüm kadınları özgürlük meşalesini yakacağımız alanlara, yürüyeceğimiz sokaklara çağırıyoruz” ifadeleri ile bitirdi. 
 
‘Geri adım yok’ mesajı
 
 
Ardından söz alan Mêrdîn Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Devrim Demir de, dünyanın dört bir yanında direnen kadınları selamlayarak, başladığı konuşmasında kayyım politikalarına dikkat çekti. Kadın kırımına karşı mücadele ettikleri bugünlerde Kürt halkının iradesinin bir kez daha kayyımlar atanarak, gasp edildiğini dile getiren Devrim Demir, kayyımın kadın kazanımlarını yok etmeyi amaçladığını söyledi. Kayyımın yaptıkları ile kadın kırımının bir parçası olduğunu ortaya koyduğunu örnekler vererek anlatan Devrim Demir, bu nedenle kayyım sistemine karşı en büyük mücadeleyi de kadınlar olarak kendilerinin vereceğini söyledi. Kadınların binlerce yıldır erkek egemen sisteme karşı büyük bir mücadele verdiğini ve büyük bedeller ödediğini dile getiren Demir, “Nasıl ki; kadınlar bugüne kadar erkek egemen sisteme karşı mücadele ettilerse, varlık savaşlarından bir adım geri adım atmadılarsa bugün de erkek egemen sisteme karşı, inkar ve soykırım politikalarına karşı, kayyım politikalarına karşı, halkın, kadınların iradesine dönük saldırılara karşı özgürlük mücadelesinden vazgeçemeyecek. Bizler bir kere özgürlüğü tattık, bu nedenle bu kirli politikalara, bu özel savaş politikalarına karşı geri adım atmayacağız” dedi. 
 
‘Kayyım rejimi boşa çıkarılmış bir rejimdir’
 
Ardından söz alan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu da, kayyım rejiminin erkek devlet şiddetini sistematik hale getiren bir rejim sistemi olduğuna dikkat çekerek, kayyımların kadınların yaşamına nasıl saldırdığını anlattı. Kadınların seçme ve yönetme hakkına dönük bir saldırı ile karşı karşıya bırakıldıklarını dile getiren Halide Türkoğlu, kayyım atamaları ile yapılan irade gaspının talanın, rantın, çalmanın, kırımın politikası haline geldiğini söyledi. Kayyım atamaları ile halkın var olma mücadelesinin, kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesinin, gençlerin geleceğe dair kurduğu örgütlenme mücadelesinin ortadan kaldırılmak istendiğini söyleyen Halide Türkoğlu, “Bugün üçüncü defa denenen kayyım rejimi, halkımız tarafından da kadınlar tarafından da boşa çıkarılmış bir rejimdir” dedi. 
 
‘Direnişimizi büyüteceğiz’
 
Devletin sömürge hukukuna karşı kadınların mücadelesinin de özgürlük mücadelesi olduğuna vurgu yapan Halide Türkoğlu, “Kadınların özgürlük mücadelesi, Kürt halkının onurlu barış mücadelesi, bu ülkede tek adam rejiminin de faşist rejimini de, kayyım siyasetini de boşa çıkaracak, gönderecek olan mücadeledir. Yegane mücadeledir” dedi. İktidarın kayyım atamalarını hukuk ile savunduğunu ancak yapılanların hukuksuzca olduğunun ortaya çıktığını ifade eden Halide Türkoğlu, “Bunun bir hukuk olmadığını artık biliyoruz. Bunun bu ülkenin rejim meselesi olduğunu söylüyoruz. Kayyım rejimi faşist rejimin var olma biçimidir” dedi. Kayyımın kadına yönelik şiddet biçimi olduğunu kaydeden Halide Türkoğlu, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kadına dönük tüm şiddet türleri ile mücadele edeceklerini, direnişlerini büyüteceklerini ifade etti. 
 
‘Barış Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kalkması ile mümkün’
 
Türkiye’nin savaş politikalarına karşı barışı savunmaktan vazgeçmeyeceklerini dile getiren Halide Türkoğlu, “Biliyoruz ki; barış politikaları Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ile mümkündür. Sayın Öcalan’ın barışa dair oluşturduğu söylemin kendisi bu ülkeye çok ciddi bir fırsat veriyor. Ama ne yazık ki, bu ülkeyi yöneten iktidar bu fırsatı değerlendirmek yerine kayyım atamasıyla şiddeti ve savaş politikalarını besleyerek, bu fırsatın da ellerinden kaçmasını istiyor. Ama bizler her yerde ısrar edeceğiz. Yıllarca mücadele ettiğimiz gibi ödediğimiz bedel ne olursa olsun barış mücadelesini, eşitlik ve özgürlük mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz” dedi. 
 
Açıklama alkış ve sloganlarla sona erdi.