‘Hayatımızdaki diktatörlere karşı sesimizi çıkarmalıyız’
- 09:03 20 Temmuz 2020
- Yaşam
Şehriban Abi
KARS - 12 Eylül’de işkencelerden geçen Halime Subaşı, devlet baskısına karşı olduğu kadar erkek baskısına karşı da mücadele ediyor. Halime, “Kadın baba, eş, abi, erkek çocuk baskısıyla kuşatılıyor. Bunlara karşı birlikte mücadele etmeli, hayatımızdaki diktatörlere karşı ses çıkarmalıyız” diyor.
Türkiye siyasi tarihinin en karanlık dönemlerinden biri olan 12 Eylül 1980 askeri darbesinin işkence sisteminin izleri, geçen 40 yıla rağmen hala var. Bu izleri taşıyan kadınlardan biri de Halime Subaşı. Halime de darbe sürecinde 14 yaşındayken gözaltına alınarak işkence görenlerden. Devlet şiddetine karşı verdiği mücadelenin yanında erkek şiddetine karşı da mücadele ediyor Halime.
14 yaşında gözaltına alındı
Kars’ın Digor ilçesine bağlı Bazarcıx (Dağpınar) beldesinde yaşayan Halime Subaşı 80 darbesinde henüz 14 yaşındadır. Ancak bir gece yapılan baskında gözaltına alınır ve işkencelerden geçer. Halime gözaltında yaşadıklarını, gördüğü işkenceyi anlatırken, “Dile getiremediğim birçok şey yaptılar. Bunlar benim başımı önüme eğdirmedi. Eğdiremez de” diyor.
‘Hem devlet şiddeti hem erkek şiddeti’
Devletin baskı ve işkencelerle kendilerini düşüncelerinden vazgeçirmeye çalıştığını, ancak işkencelerin, fikirlerinin daha da berraklaşmasını sağladığını söylüyor Halime. Kadınların devlet baskısı dışında bir de erk zihniyetin baskılarıyla karşı karşıya olduğuna vurgu yapan Halime, kız çocuklarının evlendirildiğine, “süt parası”, “başlık parası” adı altında nesneye dönüştürüldüğüne işaret ediyor. Birçok kadının “görücü usulü” ya da “berdel” ile evlendirildiğini belirten Halime, tüm bu uygulamalara karşı geliyor. Halime, “Hep erkekler evleneceği kadını seçiyordu ancak ben bu çirkef düzeni bozdum. Çocuk yaşımda evliliği ‘görücü usulünü’, ‘başlık parasını’ kabul etmedim” sözlerine yer veriyor.
'Birlikte mücadele ile özgürleşebiliriz'
Halime, geçimini de kendisi sağlıyor. İneklerinden elde ettiği sütle bugüne kadar geçinen Halime, “Bundan kaynaklı da evliliğimde büyük zorluklarla karşılaşmadım. 56 yaşıma kadar hiç erkek cebine bakmadım. Tam tersine o benden para istiyor. Fakat köylerde hala kadınlara baskı, evlendirme devam ediyor. Bu uygulamalara karşı birlikte mücadele edersek özgürleşeceğiz” ifadelerinin altını çiziyor.
‘Karşı çıktığım için hedef gösterildim’
Erkek düzenine karşı çıktığı için evdeki erkeklerin tepkisini alan Halime, “Abim bir gün bana ‘Bu köyde bir senin sütün para etmedi, başlık parasız evlenen kadınlar değersizdir’ dedi. Tam anlamıyla bir erkeğin söyleyeceği sözler sarf etti. Ben kızlarımı da kendim gibi yetiştirdim ve öyle evlendiler. Bu yüzden köyde dışlandığımız zamanlar oldu. Kadına para ile değer biçiyorlar, sonra kadınlara şiddet, baskı uyguluyorlar, ‘satın alınmış’ muamelesi yapıyorlar. Bunlara bizzat şahitlik ettim” diye anlatıyor.
‘Diktatörlüklere karşı sesimiz çıkartmalıyız’
Kadının baba, abi, eş ve erkek çocuğun baskısı ile dört yandan kuşatıldığını belirten Halime, “Bizler tüm bunlara karşı mücadeleye devam etmeliyiz. Çarşıya çıkmayı özgürlük olarak görmemeliyiz. Özgürlük erkek egemen zihniyete karşı mücadeleyle, baskıları kabul etmemekle gelir. Hayatımızdaki diktatörlere karşı sesimizi çıkartmalıyız” diye ekliyor.