30 Temmuz 2006: Feminist yazar Duygu Asena yaşamını yitirdi

  • 10:33 30 Temmuz 2019
  • Tarihte Bugün
HABER MERKEZİ - Türkiye kadın hareketinin öncülerinden olan feminist yazar ve kadın hakları savunucusu Duygu Asena, 30 Temmuz 2006 günü yaşamını yitirdi. 
 
Türkiye kadın hareketinin öncülerinden olan feminist yazar Duygu Asena, 30 Temmuz 2006 günü hayatını kaybetti. 1990’lı yıllarda kadın-erkek eşitliği meselesini gündeme getiren Duygu, yaşamı boyunca kadın hakları savunuculuğu yaptı. 1972 yılında Hürriyet'te gazeteciliğe başlayan Duygu, yazılarında "Şirin" imzasını kullandı. Ayrıntılı Haber Gazetesi'nde muhabirlik yaptı. 1976-1978 yılları arasında Man Ajans'ta metin yazarıydı. 1978'de Gelişim Yayınları'nda çalışmaya başladı. Kadınca (1978), Onyedi, Ev Kadını, Bella, Kim ve Negatif (1992) dergilerini yönetti. TRT-2'deki "Ondan Sonra" programını hazırlayıp sundu (1992-1997). 1992'den 2002'ye kadar Milliyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı.
 
İlk kitabı: Kadının adı yok
 
Gazeteciliğin yanında yazarlığını da sürdüren Duygu, 1987’de yayınlanan ilk kitabı “Kadının Adı Yok” ile adını duyurdu. Kitapta, bir kadının yaşadıklarını, her kadının tanık olabileceği ortak bir macerayı, bir kadının ağzından anlatıyordu. 1988 yılının Nisan ayında ise “Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu”, Duygu’nun kitabını “müstehcen” bularak küçüklere zararlı yayın ilan etti ve poşette satılmasına karar verdi. Uzun süren dava sonucunda, 1991’de yayımına izin verildi. Kitap, aynı yıl yönetmen Atıf Yılmaz tarafından filme alındı. Kitap, Almanya, Hollanda ve Yunanistan'da çevrilerek yayımlandı. İlk baskıları kısa sürede tükendi.
 
Feminizmin mücadele alanları üzerine durdu
 
Duygu’nun ikinci kitabı “Aslında Aşk da Yok”, “Kadının Adı Yok”un devamı niteliğindedir. Duygu’nun 36’ncı baskıya ulaşan bu kitabı, 1993’de Hollanda’da, 1994’te ise Yunanistan’da yayımlandı. Duygu, sadece kitaplarıyla değil yaşam tarzıyla da kadınlara güç verdi. Kadınları hayatlarına sahip çıkmaları için cesaretlendirdi. “Kadınca” ve “Kim” dergilerinin yayın yönetmenliğini yapan Duygu, yayın hayatı uzun yıllar süren bu dergilerde sürekli olarak kadınların hayatları ve feminizmin mücadele alanları üzerine durdu. Feminizmin güçlenmesinde, feminizmin sözlerine kulak verilmesinde Duygu’nun bu dergilerde yazdığı yazıların büyük etkisi oldu. 1990’lı yıllarda kadın-erkek eşitliği meselesini gündeme getiren Türkiye kadın hareketinin öncülerinden olan Duygu, “Mutluluk ve özgürlük, kendini yaşamın akışına bırakıp dertlenmekle gelmiyor” diyen ve kadın hakları konusunda mücadeleyi bırakmadan çalışan, yazılarında sürekli bu konuları gündeme getiren bir gazeteciydi. 
 
30 Temmuz 2016’da yaşamını yitirdi
 
Duygu, hastalığı teşhis edilene kadar Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde dergicilik dersi verdi. 2004 yılında beyin tümörü rahatsızlığı ortaya çıkan Duygu, Vatan gazetesinde yazmış olduğu köşesinde hastalığını okurlarına şu yazıyla duyurdu: "Bir gün birisi size, o birisi bir doktordur elbette, beyninizde bir şeyler olduğunu söyleyebilir. Evet bir beyin MR’ı çektirmişsinizdir ve beyninizde bir şeyler vardır. İşte o andan itibaren hayatınız tamamen değişecektir. Mesela beyninizdeki o şeye biyopsi için girip, bir lokmacık şey alıp baksınlar mı, yoksa ciddi bir ameliyat gibi girip ne varsa alsınlar mı? Buyurun bakalım, bu kararın ne kadar ciddi olduğunun farkındasınız herhalde."
 
Duygu, bu mesajından kısa süre sonra Ekim 2004’te ameliyat edildi. Beyin tümörü nedeniyle tedavi görmekte olduğu Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi’nde 30 Temmuz 2006 günü hayatını kaybetti ve Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.
 
Her yıl Duygu adına ödül veriliyor
 
Duygu’nun ölümünün ardından 2007 yılından bu yana PEN Türkiye Yazarlar Derneği Duygu Asena Ödülü’nü verdi. İlki 2007 yılında İpek Çalışlar’ın “Latife Hanım” adlı çalışmasına verildi. Duygu Asena Ödülü bu yıl ise Cumartesi Anneleri’nin oldu.