Bugün haber bulamadım Yeni Yaşam’a sarayım bari…
- 09:01 18 Ekim 2020
- Medya Kritik
Gülşen Koçuk
HABER MERKEZİ - Haftaya, yine şaşkınlığımızı gizleyemediğimiz bir “mevzu” ile giriş yaptık. Sabah. Kendisinin tam zıttı, yani iktidar odaklı değil, halk haberciliği yapan Yeni Yaşam’ı hedef alan gazete, bu kez bir level daha atlamayı başardı…
Bu yazıya konu olan haberi “yaratan” gazetenin sabah gündem toplantılarını nasıl yaptığını bilemiyorum. Daha doğrusu bu “yaratıcı” fikirleri kimin, hangi ihtiyaç ile ortaya attığını bilemiyorum. “Sen bugün HDP’ye saldıracaksın”, “Sen, şunları yazacaksın” mı oluyor yoksa, “Bugün ne haberi yapsam? Gündem bulamadım… Bi’ şu Yeni Yaşam’a sarayım bari” mi oluyor?
12 Ekim günü hayatlarımızın üstüne çöken(!), “Vay be Yeni Yaşam! Sen ne sübliminal mesajlar veriyormuşsun da biz anlamıyormuşuz!” duygusunu veren başlık işte bu: “Son Dakika Haberi: Hatay'daki orman yangını ile ilgili dikkat çeken ayrıntı! Yangın çıkarma talimatı gazete üzerinden mi verildi?” Başlık Sabah gastesine ait. Sabah, yememiş içmemiş, bizi “aydınlatmayı” kafasına koymuş. Bu yüzden de her yola başvurmakta kararlıymış.
Yayıncılık ve yaratıcılık konusundaki “ilkeli” duruşlarını bildiğimizden hemen açtım ve okudum. Ancak itiraf etmeliyim ki anlamakta oldukça zorlandım. Yeni Yaşam gazetesinin verdiği mesajı değil ama. Sabah’ın mesajını anlamakta zorlandım. Kurduğu bağı, “Hatay yangın talimatının nasıl verilmiş olabileceğini” anlamakta zorlandım. Oysa gazetenin birinci sayısı takipçilerinin, okurlarının geneli tarafından kabul gören bir çizgiyi gösteriyordu: Antidemokratik uygulamalara karşı bir tutumu ifade eden bir başlık, altında ise ABD’nin Kaliforniya eyaletinde yazın başından bu yana devam eden orman yangınlarının bilançosuna dikkat çekiliyor. Merak edenler buradan bir göz atabilir.
Yangınların yanından geçmeden yazmak
Sırf gazeteyi hedef göstermek adına ne yapacağını, neresinden yakalayacağını şaşırmış, bölgede, Kürt coğrafyasındaki doğa katliamını ya “operasyon” adıyla vermiş ya da “hiç görmemeyi” yayın politikası edinmiş bir gazete, Lice’deki yangını da Kaliforniya’daki yangını da gazetecilik etiklerine dayanarak önemseyip birinci sayfasına taşımış bir yayın organını hedef alıyor. Bir coğrafyayı, sadece “dev operasyonlarla” gören bir gazete, “bir yangının bilançosuyla eylem talimatı” verildiği gibi akıl almaz, “haber” sıfatıyla bir yazı yayımlayabiliyor.
Her an “dev terör operasyonu” başlıklarıyla tık almaya çalışan, ancak artık bunların da kesmediği yayıncılığında Sabah, Yeni Yaşam’ın manşet haberi ile birinci sayfa foto altı haberini birleştirmeyi “başarmış”. Öyle ki, HDP’ye yönelik operasyonlara HDP’nin yanıtını manşetine taşıyan gazetenin bu tercihi, “Hatay 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin 25 Eylül 2020 tarihinde Yeni Yaşam’ın internet sitesine getirdiği erişim engelinin intikamı” dercesine haberde işleniyor. İktidardan yana olmayan her kesimin, kalemine biat ettirilemeyen basın kuruluşlarının bir türlü yakasından düşmeyen bu “yaratıcı haber geleneği” daha hangi akla ziyan örneklerle karşılaşmamıza vesile olur bilinmez, ancak gelinen son radde burası şimdilik.
Öneri…
Kurgu haberlerle karşılaşırken, okurken aklıma gazeteci Celal Başlangıç’ın bir yazısı gelir. Celal Başlangıç’ın 27 Eylül 2015 tarihinde T24’te yayımlanan yazısında sipariş üzerine kaleme aldığı operasyon haberinin hikayesini bizimle paylaşıyor ve ekliyor: “O yıllar, ‘devletin aleyhinde olmadıkça sallamak serbest gazeteciliği’ revaçtaydı. Ben de o gün 40 yıllık gazeteciliğimde ilk ve son yalan yazma hakkımı kullanmıştım.”
Yandaş gazeteciliğinin hiçbir zaman değişmeyen tek çizgisidir bu: “Kürtler, muhalifler, kadınlar aleyhine sallamak serbest” gazeteciliği.
Bunun karşısında ise hala “umudu diri tutan” karartılmaya çalışılan gerçekleri gün yüzüne çıkaran gazeteciler ve gazeteler var. İyi ki de var…