İktidar salgını fırsata çevirdi: Sit alanlarını talana açtı

  • 09:02 29 Mart 2020
  • Ekoloji
Melike Aydın
 
İZMİR - İktidarın koronavirüs salgınını fırsata çevirerek koruma altındaki alanlara ilişkin yönetmelik çıkardığını belirten Ekoloji Birliği Sözcüsü Süheyla Doğan, “Bu yönetmelikle doğal sit alanları madencilik sanayiye verildi. Korunan alanlarının acımasızca kent ve talana açılması, salgın hastalıklara davetiye çıkarması anlamına geliyor” dedi. 
 
Koronavirüs salgını Türkiye’de giderek yayılırken, bugüne kadar çok sayıda kişi yaşamını yitirdi. Salgına karşı sosyal izolasyon birinci korunma yöntemi olarak gösterilirken, tüm yurttaşlara “Evde kal” çağrısı yapılıyor. Ancak bu durumun hükümet tarafından fırsata çevrildiğini belirten Ekoloji Birliği Dönem Eşsözcüsü Süheyla Doğan, 16 Mart’ta korunan alanlara ilişkin yönetmelik yayımlanarak maden ve sanayiye fırsat yaratıldığını söyledi. 
 
‘Sokakları yıkamak son derece yanlış’
 
Söz konusu salgının zaten kapitalizmin doğaya karşı talan eden tüketen anlayışının neden olduğuna dikkat çeken Süheyla, Üçüncü Havalimanı’ndan kaçan domuzların Sarıyer’e inişini hatırlattı. Bu domuzların kendi yaşam alanlarında var olan mikroorganizmaların da insanın yaşam alanlarına ulaştığını belirten Süheyla, “Bu tür hastalıkların daha da artacağını biliyoruz ama koronavirüsten korunayım diye bakterileri de yok etmeyelim. Sokakları yıkamak son derece yanlış. Bu kimyasallar doğaya zarar verecek. 30’a yakın kurum, hijyen koşulları bu şekilde sağlanmayacağına dair imza kampanyasına destek verdi. Sosyal medya üzerinden iktidara çağrı yaptık. Hastane, gıda merkezleri, toplu taşıt araçları temizlenebilir sokaklar değil” dedi.
 
‘Sosyal izolasyondan istifade yasalar geçiriliyor’
 
Salgın nedeniyle sivil toplum kuruluşlarının ve yurttaşların sokağa çıkamamasının, bildiri dağıtma, imza toplama gibi faaliyetlerin yasaklanmasının sonucu olarak sosyal medya eylemleri yapmak zorunda olduklarını söyleyen Süheyla, “Devlet de bunu fırsat biliyor. Birçok yasayı çıkarmaya çalışıyor çıkardı da hatta. Korunan alanlarla ilgili bir yönetmelik yayınladı 16 Mart’ta. Bu konuda kampanya da başlattık. Bu yönetmelikle doğal sit alanları madencilik sanayiye verildi. Bu, çok önemli bir değişiklik. Bu korunan alanların da acımasızca kent ve talana açılması salgın hastalıklara davetiye çıkarması anlamına geliyor. Ekoloji Birliği olarak basın açıklaması yayınladık, ‘yönetmelik iptal edilsin’ dedik. Dava açmak için iki aylık süremiz var. Dava açacağız” diye belirtti. 
 
‘Halka dönük taleplerimiz devam edecek’
 
Sosyal izolasyonun yaşandığı bu süreçte dayanışma ağlarının kurulmasının önemli olduğunu ve Ekoloji Birliği’nin de bu ağlara katkı sağlayabileceğini kaydeden Süheyla, “İktidarın açıklayacağı pakette işe gidemeyen, günlük çalışanlar, işini kaybedenleri düşünmesi gerekirdi. Ama sermayeden yana talepler karşılanmaya başlandı. KDV oranları düşürülmesi, beyannamelerin, vergilerin geri bıraktırılması gibi. Ama halktan yana bir durum yok. İşsiz, aşsızlar ne olacak, hapishanelerde binlerce insan var. Halktan yana talepleri oluşturup vermeliyiz. Nasıl ki Ramazan aylarında gıda veriliyor aş evleri ile işsiz insanların beslenmesi sağlanabilir. Musluklardan içilebilir temiz suyun akması sağlanabilir. Biz bunları talep etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Herkes bu krizini sonuçlarını yaşayacak’
 
Kurulan dayanışma ağları içinde ekolojik yaşam şeklinin de örülebileceğini söyleyen Süheyla, bu krizin daha fazla zarar vermemesi için yapılması gerekenleri en iyi ekolojistlerin bildiğini, aşırı üretim nedeniyle oluşan bu tür krizleri yok etmek için de ekolojik yaşam deneyimlerinin paylaşılması gerektiğini dile getirdi. Süheyla, “İklim krizi dediğimizde bizle dalga geçenler durumu krizin sonuçlarını yaşayınca anladılar. Herkes bu krizin sonucunu yaşayacak” diye konuştu. 
 
‘Salgının yükünü kadınlar çekmesin’
 
Yaşanan sosyal izolasyonun ve krizin tüm yükünün kadının sırtına yüklendiğine dikkat çeken Süheyla son olarak, “Savaşın yükünü kadınlar çeker diyorduk. Şimdi de salgının yükünü kadınlar çekmesin. Ev içinde de demokrasi yaşansın hem erkekler hem çocuklar bu yüke ortak olsunlar istiyoruz. Evlerde de demokrasi çağrısı gerekiyor. Hasta bakımı, temizlik işleri kadınlara çektirilmesin o nedenle de ev içi emeğin ortaklaşmasının sağlanması gerekiyor” dedi.