Licik’te canlı ölümleri başladı: Burası tüm ekolojistlerin sınavı!
- 09:02 23 Şubat 2024
- Ekoloji
Melike Aydın
ERZÎNGAN - Yaşanan liç kaymasının ardından bölgede canlı ölümlerinin başladığını ve Licik halkının abluka altına alındığını belirten yaşam savunucusu Füsun Kayra “İliç ekoloji aktivistlerinin sınavıdır, ülkedeki en büyük ekoloji kırımının yaşandığı süreçte herkesin burada bulunması gerekiyor” dedi.
Erzîngan’ın Licik (İliç) ilçesinde Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin 2010 yılı Aralık ayından itibaren siyanürle altın üretimi yaptığı Çöpler Altın Madeni’nde 13 Şubat günü toprak kayması meydana geldi. Burada çalışan 9 işçiye günlerdir ulaşılamazken kazayla ilişkili olarak saha sorumlularının içinde bulunduğu 9 kişi gözaltına alındı, şirketin lisansı iptal edildi. Ancak 4 kez kapasite artırımına gidilen ve en az Sivas, Meleti ve Dersim illerini kapsayan bir bölgeyi etkileyecek olan madenin hemen yakınında Bağıştaş Barajı bulunuyor ve Fırat Nehrine çok yakın.
Licik’teki kaza nedeniyle yine Licik halkının cezalandırıldığını buna karşılık Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, şirket üst düzey yetkililerinin, iktidar mensuplarının yargılanmadığını dile getiren Ekoloji Birliği Kadın Meclisi Sözcüsü Füsun Kayra, Licik halkının yalnız bırakılmaması gerektiğinin altını çizdi.
‘Licik’te derin bir sessizlik ve yas var’
Licik’in insanların yaşadığı bir yerleşim alanı olmaktan çıktığını belirten Füsun “Burası maden kasabası değil, madenin ta kendisi olmuş. Burada kasvet var kimse kimseyle konuşamıyor. Taziye evlerini, işçilerin evlerini ziyaret ettim. Cenaze olmadığı için başınız sağ olsun bile denemiyor. Derin bir sessizlik var. Göçüğün altında İliç kalmış gibi” şeklinde konuştu.
‘Licik abluka altında’
İstanbul’dan gelen ekoloji ve emek hareketinden katılımcılar olarak Sivas sınırında durdurulduklarını ve sınır dışına itildiklerini belirten Füsun, bulundukları yerde basın açıklaması yapılmasının yeterli olmadığını dile getirdi. Licik’e Meleti üzerinden gidebildiğini ve çok kez durdurulduklarını dile getiren Füsun “Buradaki insanlarla temas kurması muhtemel gazeteci aktivist veya herhangi birini dahi durduruyorlar. İliç’e sadece İliçli girebiliyor. Sürekli durduruldum ve sorgulandım” şeklinde belirtti.
‘Licik halkının yalnız bırakılmamaya ihtiyacı var’
Licik’li yurttaşların hissettiklerinin anlaşılmasına ve yanlarında olunmasına ihtiyaçları olduğunu dile getiren Füsun “Aslında bizim eko-kırım suç mahalli olmaya aday alanlarda yapmamız gereken onlara ‘yalnız değilsiniz başarabilirsiniz, durdurabilirsiniz’, durduramamışlarsa da böyle felaketlerde gene ‘yalnız değilsiniz, bu felaket yalnız sizi değil bizi de ilgilendiriyor’ demek” şeklinde ifade etti.
‘Licik halkı ekonomik çıkarlar ve rüşvetle tuzağa düşürüldü’
Cenazesine ulaşılamayan 9 işçinin ailelerinin durumun farkında olduğunu ifade eden Füsun “Ortada cenaze yok, bir cenaze töreni yok. Kabul etmek istemiyorlar. İnkar var. Bir umut var ama o da sönmüş durumda. Çok hazin durumda İliç. İliç ekoloji aktivistlerinin sınavıdır, ülkedeki en büyük ekoloji kırımının yaşandığı süreçte herkesin burada bulunması gerekiyor. Nasıl yaparlar bilmiyorum ama geliniyor. Burada ses çıkarmak bu mücadeleye bir şekilde yapılacak her hareket provakasyon gibi algılatılabilir. Şirket her yere yetişiyor. Gerçekten inanılmaz paralar dökülmüş. İnanılmaz maaşlar alınıyor. İnsanlar inanılmaz şekilde satın alınmışlar ve utanıyorlar” dedi.
‘Tutuklananlar da İliçli’
Yurttaşların madenin kapatılması söz konusu olduğu için de endişeli olduğunu ifade eden Füsun “Bir yıl kapatılsa 4 bin 200 kişi ne yapacak? Tutuklananlar da İliçli, bizim evlatlarımız diyorlar. Tabi ki üst düzey şirket yetkilisi ya da bakanlık, siyasi iktidar, bürokratlar sorumluluk almayacaklar. Burada toplamda 7 kişi tutuklandı ama onlar da İliç’in çocukları, İliçliler cezalandırılıyor” şeklinde konuştu.
‘Yapılan testler güvenilir değil’
Madene ait liç yığınının Bağıştaş Barajı’nın olduğu Çöpler köyüne ve kompleks madenin taşındığı vadinin bitimine konduğunu belirten Füsun, “Oradan bir heyelan devam etse baraja geleceği gibi Çöpler köyünün olduğu yere gelecek. Yer seçimi de absürt. Alelacele testler yapıldı. Su hava topraktan alınan testlerde kirlenme yok dendi. Ama bunların Anagold’un bağlantısı olmadığı bağımsız bilirkişiler olması gerekirdi, Odalar tarafından yapılması gerekirdi. Ama yapılmadı” diye belirtti.
‘Canlılar hayatını kaybetmeye başladı’
Ekoloji hareketlerinin ciddi bir şekilde taleplerini sunması ve acilen toprak hava ve sudan analiz örnekleri alarak değerlendirmesi gerektiğine dikkat çeken Füsun yakınca canlı ölümlerinin başlayacağını hatta balık ölümlerinin başladığını belirtti. Füsun “Kazanın olduğu sahaya giren köpeklerin bayıldığını biliyoruz. Siyanür sızmaya devam ediyor. Ört bas edilecek bir durum değil. Örtbas etmelerini ortaya çıkaramayacaksak ekoloji aktivistleri olarak bu işi bırakalım. Burada olmak zorundayız. Bir şekilde iletişim kurmak buradaki olan biteni buradaki halktan duymak yaymak zorundayız. Yalnızlığına itilmiş, bu coğrafyanın kaderi bu olamaz” dedi.
‘Lisans iptali yetmez, madenin tamamen kapatılması gerekiyor’
Madenin 4 kapasite artışı ile Sivas, Meleti ve Munzur Dağları’na dek genişlediğini ve bütün bölgeyi kapsadığını kaydeden Füsun “İlicin yanında Kemaliye var. Toprağın kirlenmesinden endişeli oldukları için sesleri çıkmaya başladı. Bizim yıllardır anlatmaya çalıştığımız şeyin görüntüsüydü. Tehdidin daha farkındalar. Bütün bölgeyi ilgilendiren bir şey. Bu madenin koşulsuz kapatılması gerekiyor. Lisans iptaliyle olmaz. 6 tane işletme ruhsatı var hepsinin iptal edilmesi lazım”
‘Yaşam savunucusu tehdit ediliyor’
Licik’e gelmenin zor olsa da mümkün olduğunu dile getiren Füsun “Ülkenin başına gelmiş en büyük suç mahalline ekoloji aktivistlerinin ulaşması, temas etmesi gerekiyor. Biz hiç gelmezsek biz hiç yokmuşuz gibi oluyor. Burada bireysel olarak bir mücadele eden Sedat Cezayirlioğlu var. Onun yanında olmak gerekiyor, büyük tehditler alıyor ve ikinci Büyüknohutçu vakası yaşamak istemiyorsak onu da yalnız bırakmamak gerektiğini düşünüyorum. Ekoloji aktivistlerinin sınavıdır. Bunu duyurmak tek gündemimiz olmak zorunda” dedi.