Êzîdîler’den mektuba cevap: Onun özgürlüğü bizim özgürlüğümüzdür

  • 09:04 22 Nisan 2025
  • Güncel
Şehriban Aslan 
 
AMED - TAJÊ üyesi Riham Hesen, İmralı'dan kendilerine gönderilen mektubun onlar için ön açıcı bir niteliğe sahip olduğunu ve bundan sonra yapılan çalışmalarda Kürt Halk Önderi’nin fiziki özgürlüğünün esas alınacağını belirterek, “Serok Apo’nun özgürlüğünü kendi özgürlüğümüz olarak görüyoruz” dedi. 
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 27 Şubat’ta İmralı Heyeti ile yaptığı görüşmenin ardından “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı yapmıştı. Ardından Abdullah Öcalan, geçtiğimiz ay Êzîdî toplumuna, “73 Êzidî fermanına da bir cevaptır. Başlattığımız süreç, en fazla da Êzîdî halkımızın varlık ve özgürlüğünü sağlayacak. Bu çağrı bir Rönesans’tır ve en çok da Êzîdî halkımızın Rönesans’ı olacaktır” mesajının ardından, Êzîdî halkı geleceği için direniş ve mücadelesini daha da büyüteceklerini aktardı.
 
Êzîdî Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ) üyesi Riham Hesen, kendilerine dönük gönderilen mektubu değerlendirdi. 
 
‘Serok Apo’dan haber almak için bizler de mücadele yürüttük’
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, Êzîdîlere mektup gönderdiğini anımsatan Riham Hesen, mektubun özellikle kadın ve gençler için olmasının kendileri için ayrı bir önem atfettiğini kaydetti. Riham Hesen, “Mektubun bize gönderilmesi ve elimize ulaşması da verilen büyük mücadeleler sonucuydu. İmralı’dan tutalım Zap’a, Zap’tan tutalım 4 parça Kürdistan’a, 4 parça Kürdistan’dan dünyanın dört bir yanından verilen mücadele ve direniş yürütüldü. Tüm bu mücadelenin amacı Önderlikle görüşmelerin gerçekleşmesi ve fiziki özgürlüğüydü. Bizde diğer halklar gibi bu mücadeleden payımızı aldık. Bizlerde, Êzîdîler olarak Serok Apo’dan haber almak için büyük bir mücadele yürüttük” dedi. 
 
Mektubun önemi 
 
Son 10 yıldır Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Êzîdîler’de fikirlerinin yayılıp tanındığına dikkat çeken Riham Hesen, “Kurum ve kuruluşlarımızda Serok Apo’nun felsefesini esas alarak kadın özgürlüğü noktasında büyük bir mücadele yürütüyoruz. Êzîdîler üzerinde yürütülen soykırımın çözümlemesini gören ve buna göre Êzîdî halkına perspektif sunan Serok Apo’dur. Êzîdî halkının kurtuluşunun anahtarı Serok Apo’nun fikir ve felsefesidir. Onun fiziki özgürlüğü noktasında büyük çalışmalar yürütüldü ve hala devam ediyor. Êzîdî halkı başta olmak üzere diğer tüm halkların yeni bir perspektife ihtiyacı vardı. Serok Apo’nun mektubu da tamda bu zamanda geldi. Ve çözüm yolu sunulmuştu” diye ekledi. 
 
‘Demokratik ulus paradigmasını esas aldık'
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 26 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulduğunu hatırlatan Riham Hesen, devamında şunları söyledi: “Ağır tecrit koşullarına rağmen tüm halkların geleceğini düşünerek, yeni yol ve yöntemler sunmuştur. İmralı’yı dört duvardan ibaret görmemek gerekiyor. Orada ağır işkence koşullarında bir yaşam direnişi söz konusu. Serok Apo kaleme aldığı tüm savunma ve yazılarında kadının özgürlüğüne vurgu yapmıştır. Şengal’de bu zamana kadar inşa ettiğimiz bütün yapılarımızda Serok Apo’nun demokratik ulus paradigmasını esas aldık.”
 
‘Kadınlar söz sahibi oldu’ 
 
Riham Hesen, Demokratik Ulus’un önemine değinerek, “Önceki süreçlerde kadınlar, kurumlarda yer alıyorlardı, ancak özgür kadın bilinciyle değillerdi. Oluşturulan kadın meclisleri ve özgün kadın çalışmalarıyla kadınların kendi iradeleriyle söz sahibi olmaları sağlandı. Özelde Şengal’de oluşturulan sistemle birlikte halkta bir güven durumu oluştu. Bunun her geçen yıl daha da güçlendiğini görüyoruz. Serok Apo’ya özgürlük, Kürt halkına statü kampanyası birçok yerde başladı. Şengal’de de bu kampanya başlatıldı. Evet başlatılan bu kampanya ile birçok yol kat edildi. Serok Apo’nun bize sunmuş olduğu perspektifle özgürlüğe daha yakın olduğumuzu görüyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz'
 
Gönderilen mektubun Êzîdîler için önemli olduğuna dikkat çeken Riham Hesen, 2007’de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Êzîdî halkına yaptığı çağrıyı hatırlattı. Riham Hesen, "Êzîdî halkının kendi özsavunma ve örgütlülüğünü yaratma noktasında önerisi vardı. O süreçte yapılan çağrıyı doğru okuyamadığımız için büyük bir ferman ile karşı karşıya kaldık. Gönderilen mektupla beraber bizlere bir kez daha sorumluluklarımız hatırlatılmıştı. Bize de bu noktada sorumluluklar düşüyor, yerine getirmek için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. TAJE olarak; Serok Apo’nun özgürlüğünü kendi özgürlüğümüz olarak görüyoruz. Serok Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlanana kadar bizimde direnişimiz devam edecektir" şeklinde konuştu.