
TJA aktivisti: Kadına yönelik katliam bireysel değil yapısal bir sorun
- 09:03 22 Ağustos 2025
- Güncel
İSTANBUL - TJA aktivisti Ayşe Aksoy, yargının failleri cezasız bıraktığını belirterek, “Kadına yönelik sistematik cinayetler görmezden gelinmemeli. Bu, sadece kadınların değil, tüm toplumun sorunudur. Herkes bu sorunun karşısında durmalıdır”dedi.
Devletin kadın kimliği üzerindeki denetleyici politikaları, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren uygulamaları ve en önemlisi de kadın katliamları karşısında sergilediği kayıtsız yargı tutumu, kadınların yaşam hakkını her geçen gün daha da tehlikeli bir hâle getiriyor. Faillerin cezasız bırakılması, adaletin değil faillere koruma sağlayan sistemin bir göstergesi hâline dönüşmüş durumda. Bu durum, kadınların yaşadığı şiddetin yalnızca bireysel vakalar değil, yapısal bir şiddet sorunu olduğunu gözler önüne sererken, Ajansımızın, basına yansıyan haberlerden derlediği verilere göre sadece Temmuz ayında: 28 kadın ve 3 çocuk katledildi. 25 kadın ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdi.
Tevgera Jinen Azad (TJA) aktivisti Ayşe Aksoy, kadına yönelik artan şiddeti değerlendirdi.
Yargı sistemi, katliamları yaygınlaştırıyor’
Kürdistan ve Türkiye’de yaşanan kadın katliamlarının en büyük nedeninin toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunu belirten Ayşe Aksoy, kadın katliamlarının artışın özel nedenlerinden birinin ise "özel savaş politikaları" olduğunu ifade etti. Ayşe Aksoy, “Savaşlar en çok kadın bedeni ve kadın emeği üzerinden yürütülmektedir. Kadın katliamlarının en temel sebebi, yargının failleri aklamasıdır. Yasalar, eril bir zihniyete göre düzenleniyor. Kadına yönelik tüm kazanımlar ortadan kaldırılarak yalnızca erkek egemen anlayışa hizmet eden yasalar uygulanıyor. Ülkenin polisi, savcısı, hâkimi hepsi el birliğiyle kadın katliamlarını meşrulaştırıyor; failin cezasını, iyi hal indirimi gibi gerekçelerle azaltarak katliamların artmasına neden oluyor. Fail, nasıl olsa ceza almayacağını düşünerek bir sonraki suçunda daha da cesur davranıyor ve bu da kadın cinayetlerini yaygınlaştırıyor” dedi.
‘Faillerin aklanıp korunduğu bir toplumda yaşıyoruz’
Kadın katliamlarının son bulmasının ancak toplumsal cinsiyet eşitliğiyle mümkün olabileceğini dile getiren Ayşe Aksoy, bu eşitsizliğin yalnızca kadınların değil tüm toplumun sorunu olduğunu söyledi. Ayşe Aksoy, “Bu bir insan hakları sorunudur ve bu sorunun varlığı, açık bir insan hakkı ihlalidir. Bir diğer önemli mesele ise hükümetin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesidir. Geri çekilmiş olsa bile, kadınları ve çocukları güvence altına alacak yeni bir yasa oluşturulmalıdır. Şu an Rojin Kabaiş’in yaşamını yitirmesinin üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Bir üniversite öğrencisi katledildi. Yaklaşık bir yıldır failler bulunamadı. Son çıkan DNA testlerinde Rojin’in üzerinde iki farklı erkeğe ait DNA bulunmasına rağmen hâlâ somut bir adım atılmadı. Çünkü yargı, failleri koruyan bir pozisyona gelmiş durumda. Mağdurların suçlandığı, faillerin aklandığı bir toplumda yaşıyoruz. Bu durum, medya tarafından da desteklenmemelidir. Kadın katliamlarını meşrulaştıran, sistematik hale getiren yayınlar yapılmamalı; kadını suçlayan medya organlarına kesinlikle yaptırım uygulanmalıdır” diye belirtti.
‘Kadın örgütlülüğü, kadın öz savunmasıdır’
Ayşe Aksoy, “Barış ve Demokratik Toplum Süreci”nde kadınlara önemli görev ve misyonlar düştüğünü vurgulayarak örgütlülüğün önemine dikkat çekti. Ayşe Aksoy, “Kadın örgütlülüğü demek, kadın öz savunması demektir. Örgütlü bir kadın kitlesi olduğunda, kadınlar kendilerini güçlü bir şekilde savunabilir. On yıl önce, Ağustos ayında YJA Star gerillası Ekin Wan şehit düştüğünde, devlet onun bedenine sahip olmakla yetinmemiş, bedenini teşhir ederek Türkiye’nin kadın bedeni üzerinde nasıl bir savaş politikası yürüttüğünü tüm dünyaya göstermiştir. Toplumdaki her kadına dokunmaya çalışıyoruz. Eşit ve adil olmayan koşullarda kadın olarak her alanda mücadele veriyoruz. Kadın katliamlarına ilişkin atölyeler düzenliyoruz. Bu atölyelerde kadınlarla bir araya geliyor, birlikte örgütleniyoruz. Kadın katliamlarına karşı mücadele edeceğiz. Kadına yönelik sistematik cinayetler görmezden gelinmemeli. Bu sorun yalnızca kadınların değil, tüm toplumun sorunudur. Toplumun tamamı bu sorunun karşısında durmalıdır” sözlerini kullandı.