Vartinis davasına dair gerekçeli karar açıklandı
- 09:10 20 Şubat 2024
- Hukuk
MÛŞ - Kamuoyunda Vartinis katliamı olarak bilinen davanın zaman aşımının ardından duruşmalara katılmayan fail Bülent Karaoğlu hakkında Kırıkkale 1.inci Ağır Ceza Mahkemesi, çıkarılan "kırmızı bülten ve yakalama" kararını kaldırırken, açıkladığı gerekçeli kararında tarihlere göre çıkan kanunlardan failin lehine olanın uygulanacağını hatırlatırken, kesin delilin olmadığını savundu.
Muş’un Korkut ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) beldesinde, 3 Ekim 1993’te, aynı aileden 9 kişinin yakılarak katledilmesine dair dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Bülent Karaoğlu’nun yargılandığı dava zaman aşımı gerekçesiyle düşürülmüştü. Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi, duruşmalara katılmayan fail Bülent Karaoğlu hakkında çıkarılan "kırmızı bülten ve yakalama" kararını kaldırmasına ilişkin gerekçesini açıkladı.
Mahkeme, dosya kapsamında yangının, fail Bülent Karaoğlu’nun emir ve talimatı doğrultusunda meydana geldiğinin değerlendirildiğini, Yargıtay’ın bozma kararından sonra savunmasının alınmamasını öne sürdü.
Suçun işlendiği tarihte yürürlükte değilmiş
Yaşamını yitirenlerin ailelerinin fail hakkında 2005 yılında yürürlüğe giren, "5237 sayılı TCK’nin 76. maddesindeki soykırım suçu ile aynı kanunun 77. maddesindeki insanlığa karşı suçlar hükümlerinden yargılanması" talebinde bulunduklarını hatırlatılırken, talebe ilişkin "suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı kimsenin cezalandırılamayacağının hem uluslararası sözleşmelerde hem de mevcut yasalarda teminat altına alındığı” kaydedildi.
'Kesin delil' bulunmuyormuş
Gerekçeli kararın devamında şunlar belirtildi: "Bu madde, ‘işlendiği zaman uygar uluslar tarafından tanınan genel hukuk ilkelerine göre suç sayılan bir eylem veya ihmalden suçlu bulunan bir kimsenin yargılanmasına ve cezalandırılmasına engel değildir’ şeklinde tanımlanan düzenlemeler nazara alındığında. İnsanlığa karşı suç kavramının ceza mevzuatımıza 12.10.2004 tarihli ve 5237 sayılı kanun ile girdiği ve yürürlüğe giriş tarihinin 01.06.2005 olduğu. Bu suçun mağdurunun yasada toplumun bir kesimi şeklinde ifade edilmesi karşısında, bu suçun yasada (TCK 77) aranan özel kast ile (siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle) işlendiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin delilin bulunmadığı. Diğer yandan kanunîlik ilkesi gereği 5237 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce işlenen yargılama konusu bu eylemin insanlığa karşı suç kapsamına sokulmasının mümkün olmadığı.”
Suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan 765 sayılı kanuna göre, failin üzerine atılı suç yönünden olağanüstü zamanaşımı süresinin 30 yıl olduğunu savunan mahkeme, kararında 2005 yılında yürürlüğe giren kanuna göre bu suçun olağanüstü zamanaşımı süresinin en fazla 45 yıl olduğunu öne sürdü.
Failin lehine olan kanunlar uygulandı
Mahkeme, suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun hükümlerinin farklı olması halinde failin lehine olan kanunun uygulanacağı hükmünü hatırlattı. Mahkeme verdiği zaman aşımı kararında, suçun işlendiği 1993’te yürürlükte ve failin lehine olan kanunları dikkate aldığını ifade ederek, söz konusu kanuna göre failin üzerine atılı “nitelikli kasten öldürme” suçunun olağanüstü zamanaşımı süresinin 3 Ekim 2023 tarihi itibariyle dolduğu ve bu nedenle davanın düşürülmesine karar verildiğini ileri sürdü.
Ne olmuştu?
Olay, Muş’un Korkut (Têlî) ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) beldesinin kırsal alanında yaşanan bir çatışmada bir astsubayın ve PKK üyesinin yaşamını yitirmesinden sonra 3 Ekim 1993’te gerçekleşti. Dönemin Hasköy İlçe Jandarma Yüzbaşı Bülent Karaoğlu askerin cenazesiyle birlikte Vartinis’ten geçerken, “Bu gece gelip köyünüzü yakacağız” diyerek bölgeden ayrılmıştı. Olaydan bir gün sonra, 3 Ekim'de beldeye gelen askerler, "örgüte yardım ettikleri" iddiasıyla belde halkına ait samanlıklar, ot yığınları, ahırların ve maktul Mehmet Nasır Öğüt'ün evinin ateşe verdi.
Kamuoyunda Vartinis Katliamı olarak bilinen olayda baba Mehmet Nasır Öğüt, anne Eşref Öğüt ile çocukları Cinal Öğüt, Cihan Öğüt, Mehmet Şakir Öğüt, Mehmet Şirin Öğüt, Sevda Öğüt ve Sevim Öğüt yanarak hayatlarını kaybetti. Katliamda ölen çocukların en küçüğü 3, en büyüğü ise 14 yaşındaydı.
Katliamdan kurtulan tek kişi olan Aysel Öğüt, ailesinin kaldığı evin askerler tarafından yakıldığını belirterek suç duyurusunda bulundu. Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı, “terör eylemi” olarak nitelendirdiği olayın, “failleri belli olmadığı” gerekçesiyle soruşturma dosyasını kapattı.
2003 yılında yapılan yasal düzenlemeler ardından Aysel Öğüt’ün tekrar suç duyurusunda bulunması üzerine soruşturma dosyası tekrar açıldı. Muş Cumhuriyet Başsavcılığı, 2013 yılında soruşturmayı tamamladı. İddianamede, Dönemin Jandarma Yüzbaşı Bülent Karaoğlu, Hasköy İlçe Jandarma Komando Bölük Komutanı Piyade Kıdemli Üsteğmen Hanefi Akyıldız, Muş Emniyet Müdürlüğü Özel Harekât Şube Müdürü Şerafettin Uz ve Gökyazı Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş Turhan Nurdoğan hakkında, “kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan iddianame hazırladı. İddianamede, 4 şüphelinin, fikir ve eylem birliği içerisinde 9 sivilin yakılarak öldürülmesini olayını azmettirdikleri ve atılı suçları işlediklerinin sabit olduğu ifade edildi.
Dava güvenlik gerekçesiyle 2015 yılında Mûş’tan Kırıkkale’ye nakledildi. Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 2016 yılında tüm faillerin beraatına karar verdi.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, faillerden Turhan Nurdoğan, Hanifi Akyıldız ile Şerafettin Uz hakkında verilen beraat hükümlerini 2021 yılında onadı. Bülent Karaoğlu hakkında verilen beraat kararını ise bozdu. Yargıtay bozma gerekçesinde, tanık ve mağdur anlatımlarına göre olaydan önce beldeye gelen Bülent Karaoğlu’nun “Bu gece gelip köyünüzü yakacağız” dediği, operasyondan sorumlu olması nedeniyle yangının failin emir ve talimatları doğrultusunda meydana geldiğini kaydetti.
Yaşamını yitirenlerin ailelerinin avukatlarının talebi üzerine davaya bakan mahkeme, fail Bülent Karaoğlu hakkında 2021 yılında tutuklama kararı verdi. Mahkeme, 2022 yılında fail hakkında kırmızı bülten kararı çıkartırken, fail yakalanmadı.
Mahkeme, 4 Aralık 2023’te görülen son duruşmada, zaman aşımı süresinin dolduğuna karar vererek, davayı düşürdü.