Şenyaşar ailesine yönelik saldırı davası görüldü
- 15:15 7 Haziran 2024
- Hukuk
MELETÎ - Şenyaşar ailesine dönük saldırı davasında konuşan Emine Şenyaşar oğlu Fadıl’ın bırakılmaması durumunda nöbeti sürdüreceğini belirtti. Fadıl’ı bırakmayan mahkeme, duruşmayı erteledi.
Riha'nın (Urfa) Pirsûs (Suruç) ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde AKP eski Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından Şenyaşar ailesine yönelik gerçekleştirilen saldırıya dair 4’ü tutuklu 30 kişi hakkında açılan davanın 6’ncı duruşması Malatya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Fadıl Şenyaşar, yaklaşık 6 yıldır tutulduğu Elazığ Cezaevi’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Failler Enver Yıldız, Mekail Şimşek ve Celal Yıldız da tutuklu bulundukları cezaevlerinden SEGBİS ile duruşmada hazır edildi.
Oğlu Fadıl'ın tahliye edilmesi için aylardır Adalet Bakanlığı önünde Adalet Nöbeti'ni sürdüren anne Emine Şenyaşar ile saldırıdan yaralı kurtulan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili Ferit Şenyaşar duruşmaya katıldı. Şenyaşar ailesi avukatları, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hukuk Komisyonu Eşsözcüsü Sevda Çelik Özbingöl ile hukuk örgütlerinden avukatlar da duruşma salonunda hazır bulundu.
Yaşananları anlattılar
Kimlik tespiti sonrası duruşmada ilk olarak tanıklar dinlendi. Tanıklardan Gökhan Serdal, "Olayın üzerinden biraz zaman geçti. Daha önceki ifademi tekrar ederim. Olayın olduğu süreçte jandarmada Urfa’da görev yapıyordum. Hastanede acil kapısını tuttuk. İsmini bilmediğim bir şahısın oksijen tüpüyle dövüldüğünü gördüm. Acil kapısı önünde bay müşahede odası önündeydim. O esnada bayan müşahede tarafından da silah sesleri duydum. Elinde siyah bir silahlı dışarıya çıktı. Bu olaya bizzat şahit olan biri var. Yine tanımadığım bilmediğim insanların ambulansın önünü kesip taşlarla sopalarla saldırdıklarına şahit oldum. Kolluk görevlisinin tam burnuna vurdukları sırada ben arkasındaydım. Vali ve Fakıbaba oraya geldi. Vefat edenleri dışarı çıkarmaya çalışıyorduk. Olaylar yatışana kadar hastanedeydim” sözleriyle yaşananları anlattı.
Mahkeme heyeti, tanığın emniyetteki ifadelerini hatırlattı. Mahkeme, tanığa emniyet ifadesinde yer alan ve silah sesi duymadığı yönünde verdiği ifadeyi sordu. Tanık, “Orada ifadeyi verirken çok acele ifade verdik” dedi.
‘Katliamın yapıldığı yerde temizlik yapıldı’
Avukat Sevda Çelik Özbingöl, tanığın “geldiğimde içeride temizlik yapılıyordu” beyanını sordu. Tanık, "Olay yeri inceleme değil, hastane temizlik personelleri temizlik yapıyordu" dedi.
Avukat Bület Duran, bunun üzerine temizliğin hangi bölümde yapıldığını sordu. Tanık, temizliğin silahlı çatışmanın olduğu bay müşahede odasında yapıldığını kaydetti.
Tanık, ardından tutuklu failleri SEGBİS üzerinden teşhis etti.
‘Boğazını camla kesmeye çalıştılar’
Ardından tanıklardan Emine Kılınç dinlendi. Suruç Devlet Hastanesi'nde röntgen teknikeri olduğunu ifade eden Emine, "O gün nöbetçiydim. İkindiden sonra yaralılar geldi. Yıldız ailesinden bir kaç yaralı gelmişti. Süleyman Yıldız yaralıydı, onu aldık aşağı inince zaten acil bayağı karışmıştı. Celal Şenyaşar’ı getirmişlerdi. Karşı taraf görünce onu başka bir odaya aldılar. Diğer yaralıları da bay müşahede kısmına getirdiler. Sonra bir kere de silah sesleri duyduk. İçeride resitasyondayken müdahale etmemize izin vermediler. Bayan müşahede odasına 3 yaralı daha getirdiler. Onların Şenyaşar ailesinden olduğunu öğrendik. Adil, Ferit ve Muhammed Şenyaşar’ı getirmişlerdi. Adil Şenyaşar götürülürken Yıldız yandaşları camla boynunu kesmeye çalıştılar. Tam sedyeye alınıp ambulansa bindirileceği sırada silah sesler duyduk ve yere yattık” diye kaydetti.
Hakimin sorularının ardından SEGBİS üzerinden teşhis yapıldı. Aile avukatlarından Hidayet Enmek, SEGBİS üzerinden teşhis yapılmasına itiraz etti.
Emine Şenyaşar: Eylemime devam edeceğim
Duruşmada konuşan anne Emine, oğlu Fadıl’ın serbest bırakılmasını talep ederek, “Oğlumu bırakın ve evimize dönelim. Yoksa Ankara’da eylemime devam edeceğim” dedi.
Ferit, "Her seferinde annenin Türkçe bilmediğine seviniyorum. Çünkü hala taziyemizi kurmadık ve 6 yıldır her duruşmada tanıkları dinlerken aynı acıyı tekrar tekrar yaşıyoruz. Tutuklu (Fadıl) bırakılırsa evimize gidip taziyemizi kuracağız. Bütün ailesi dağıtılan bir anne var burada, bir oğlu da suçsuz bir şekilde tutuklu. Bu anne 6 yıldır çocuğunu bekliyor. Fadıl’ın kızı 6 aylıktı şimdi 6 yaşında hala babasını bekliyor” diye konuştu.
Savcı, tutukluluğun devamını istedi.
‘Katliamı yapanlar dışarıda’
Mütalaaya karşı savunma yapan Fadıl Şenyaşar da şunları söyledi: "6 yıldır bizim ulaşamadığımız görüntüler, nasıl sanık avukatları tarafından sunuluyor. Varsa diğer görüntüleri neden sunulmuyor. Avukat Mehmet Doğan sağ tarafta iki el ateş ettiğimi söylüyor. Her tarafta aileme saldırı yapılıyordu, ben onları dağıtmak için 1 el ateş ettim. Silah zaten bulunmuş olsaydı bunlar ortaya çıkardı. Ama bu silahı ne buldular ne de teslim ettiler. İlçe emniyet müdürü göz yummasaydı bu katliam olmazdı. Birisi göz yummuş, diğeri orada yaşananların gözleri önünde olduğu belli olmasın diye kamera görüntülerini almış. Bildiğimiz gerçekler onların iftiralarından daha fazladır. Bunların asıl faili İbrahim Halil Yıldız’dır. Ama bir ifade verip çekip gitti. Onların dükkanlardan nasıl kaçtıklarını gösteren görüntüleri de sildiler. Katliamı yapan da azmettiren de dışarıda."
Adalet Nöbetini hedef aldı
Enver Yıldız, olay gününde izinle Mersin’den Pirsûs’a geldiğini ve saldırı haberi aldığında dükkana gittiğini iddia etti. Enver Yıldız, Emine Şenyaşar’ın Adalet Nöbeti’ni hedef alarak, “Vurulan 4 kişinin hesabını kim verecek? Adalet olsaydı ben bu cezaevinde olmazdım” dedi.
Fadıl’ın tahliyesi istendi
Savunma yapan avukat Sevda Özbingöl, "Adil yargılanma kapsamında uzun tutukluluk bir hak ihlali. Müvekkilin yasal sınırlarını aşan 6 yıllık tutukluluğunun göz önüne alınmasını ve tahliye edilmesini talep ediyoruz” dedi.
Avukat Hidayet Enmek de, tanık ifadelerini hatırlatarak şunları söyledi: “Hiç kimse durduk yere bu olayı çıkarmaz. Herkes kendi işindeydi, bir gün sonra bayram olacaktı. Fadıl için konuşuyorum; o kardeşlerinin saldırıya uğradığını öğreniyor. İş yerine gidiyor ve kardeşlerinin demir sopalarla dövüldüğünü, silahla hedef alınarak vurulduğunu görüyor. Bu saldırının en başından meşru müdafaa kapsamında ele alınması gerekirken, biz 6 yıldır bu mahkeme duruşmalarında bunu dile getirmeye çalışıyoruz. Fadıl oraya gitmeseydi, Ferit Şenyaşar da hayatını kaybedecekti. Mehmet Şah elinde silahla onları vurmaya çalışıyor. Kamu personeline iş yaptırmamak, kamu malına zarar, kamu personelini darp etmekten kimse yargılanmadı. Müvekkilimizin tahliye edilmesini istiyoruz."
‘Deliller karartıldı’
Şenyaşar ailesi avukatlarından Bülent Duran, Şenyaşar ailesine dönük saldırının "insanlık suçu" olduğunu belirtti. Delil tespitlerinin yapılmadığına dikkat çeken Bülent, “Biz burada korkunç bir şey görüyoruz. Sadece aile üyeleri değil, adalet de katledildi. Orada sadece yıkanıp temizlenmedi duvarlar, boyandı. Orada oksijen tüpleri depodan çıkarılıyor, üzerlerinde buluntu yok. Oksijen askılıklarından bahsedildi. Katliamın yapıldığı 6’ncı ayın 20’sinde geliyorlar deliler için. Tanık delilleri biyolojik deliller karartıldı. Görüntüler olmasına rağmen mahkeme bunu yanlış okudu yanlış değerlendirdi” diye konuştu.
Bülent, tanıkların beyanlarına işaret ederek, Celal ve Adil’in hastaneye getirildiğinde yaşadıklarını hatırlattı. Bülent şunları söyledi: “Meşru müdafaa hakkı olduğu çok açık bir dosya bu. İddianamede 'sinsice girdi' beyanları yer almıştı. Bu bir hukuk katliamıydı. Mahkeme heyetinin bu dili kabul etmemesi gerekiyordu ama kabul edildi ve o iddianame ile yargılama yapıldı. Kast öldürmek değil, saldırıyı bertaraf etmeye dönük bir eylem. Bu dosyanın ayrılarak açılmasının tek sebebi Fadıl Şenyaşar’ı tutuklamaktı. Müvekkilim bırakıldığında onunla birlikte burada adalet aramaya devam edeceğiz. Biz özgürlük hakkının iadesini istiyoruz.”
HDP’liler hedef alındı
Faillerin avukatlarından Bayram Kuş, "Adalet Nöbeti adı altında eyleme başlaması ardından, devlet bu dosyayı başından attı. Devlet 3 buçuk yıldır bu tutuklamalar için neden bekledi?” diye sordu. “Celal bey bir çok kez PKK tarafından suikast maruz bırakıldı. Müvekkilime bir kumpas yapıldı. Celal’in suçu PKK’ye karşı dik durması mı? Müvekkilimin tek suçu Yıldız ailesinden olmak mı?” diyen fail avukatlarından Bünyamin Çelik, Şenyaşar ailesini ziyaret eden dönemin HDP milletvekillerini hedef aldı.
Mahkeme heyeti, duruşmaya 40 dakika ara verdi. Mahkeme, aranırken Mersin'de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren sanık İbrahim Yıldız hakkında düzenlenen yakalama emrinin kaldırılmasına karar verdi. Tutuksuz yargılanan failler hakkında uygulanan imza atma yasağı kaldırıldı. Mahkeme, diğer isimlerin tutukluluğunun devamına karar verdi.
Bir sonraki duruşma 12 Temmuz’a ertelendi.