Sahi neydi barış?

  • 09:12 7 Mart 2025
  • Kadının Kaleminden
  
 
"Özgürlük güneşi etrafında toplanmış bir halk  ve kulağa gelen ilk ses, Barış, barış, barış… onurlu bir barış!"
 
Helin Ayhan 
 
Sahi neydi bu barış? Bitmek bilmeyen bir savaş mıydı? Barut kokan bir hava, simsiyah bir gökkuşağı mıydı? Sahi neydi bu barış? İşgal edilmiş, yakılmış, yıkılmış topraklar mıydı? Bedeni kargoyla gönderilen evlatlar mıydı? Evlatlarının yasını tutamayan analar mıydı? Sahi neydi bu barış? 
 
Anaların yüreğindeki mücadelenin sesiydi barış. Anaların gözlerindeki hasrettir barış. Beritan, Delila, Tekoşin,Ronahi, Agit ve binlercesiydi barış… Anaların olduğu her alanda kulağa gelen ilk sesti barış… Barışın ihtiyacı olan dünyaya olan özlem bitmez. Barışın iyiliğe ve iyileşmeye ihtiyacı olan memlekete olan özlem bitmez. Barış, bir halkın yüreğinde kabuk tutmuş yara, insanlığın neden olduğu yıkımların yol açtığı acılar ve o acılardan etkilen bir halkın serzenişi… çığlık çığlığa bir serzeniş… anaların, mücadelesiyle, özlemiyle, hasretiyle, yasıyla karışık bir tonda, Barış, barış, barış… onurlu bir barış! 
 
Bugünü en anlamlı biçimde dillendirenlerin başında baskı, zulüm ve sürgün politikalarına rağmen boyun eğmeyen, savaşlara, katliamlara, cezaevlerine rağmen diz çökmeyen, onurlu duruşlarını her zaman her alanda göstermiş anneler geliyor. Yaşadıkları onca acıya rağmen barış karalılıklarından vazgeçmeyen anneler, yüreklerinde evladının ve evlatlarının acısıyla yıllardır onurlu bir barışın gelmesi için aynı dirençle mücadeleyi sürdürüyor.
 
Bugün tekrardan barış için uzatılan el ve akabinde ard arda iktidar ittifakı tarafından yapılan açıklamalar, birçok kişi için yeni bir barış süreci mi başlıyor sorularını akıllara getirmişti. Kuşkusuz her savaşın bir barışı vardır. Kürdistan’da son 40 yıldır kesintisiz devam eden bir savaşta ağır bedeller ödendi. Kürt Halk Önderliği ta 93’lerdeki ilk ateşkeste, on binlerce insanın canına mal olmaması için sorunun barışçıl ve demokratik çözümü dahilinde silahların tümden devreden çıkabileceğini söylemişti. Ondan sonraki 30 yıl boyunca da sürekli bir barış ve çözüm arayışı içinde olundu. Gelinen aşamada, “29. İsyan” olarak tabir edilen son büyük savaşın özgürlük temelinde onurlu bir barışla sonuçlanmasının yolu açılmıştır. Halkların eşitlik temelinde kardeşçe bir arada yaşayabilmeleri için umutların yeniden canlandığı bir sürece girmiş bulunmaktayız. Devlet ve iktidar tarafının, Kürt sorununun siyasi ve demokratik çözümüne ciddi yaklaşması durumunda gelişecek yeni sürecin başarıya ulaşması kaçınılmazdır. 
 
Evet barış söylemlerinin sıklıkla zikredildiği bugünlerde, yaşam filizlenir mi bilinmez ama bilinen tek bir şey var bu mücadele, bizlere yalnızca zaferi değil özgürlüğü de getirecektir.