Prof. Dr. Esin Davutoğlu: Sosyal cinayet işleniyor

  • 09:01 18 Ekim 2021
  • Sağlık/Spor
 
Sevim Sütcü
 
ANKARA - TTB’nin Pandemi Çalışma Grubu Üyelerinden Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, önümüzdeki 3 ayda salgının daha da yayılacağını kaydederek aşılamadaki yetersizliğe “sosyal cinayet” işleniyor sözleriyle dikkat çekti. 
 
Türkiye'de Koronavirüs salgının resmi olarak açıklanmasından bu yana 18 ay geçti. Bu süreçte binlerce yurttaş yaşamını yitirirken hükümetin salgın politikaları ve bu kapsamda hayata geçirdiği uygulamalar sık sık tartışma konusu oldu. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre günlük vaka sayısı ortalama 25 ile 30 bin bandında seyrederken, her gün yaklaşık 200’ün üzerinde yurttaş yaşamını yitiriyor. Türk Tabipler Birliği (TTB) Delta varyantı koşullarında aşı takvimini tamamlamış nüfus oranının en az yüzde 85 olması gerektiğini belirtirken bölgeler ve iller arasındaki ciddi eşitsizlikler yaşamını yitirenlerin artmasına neden oluyor. 
 
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapan ve TTB'nin Pandemi Çalışma Grubu Üyelerinden Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, korona pandemisinde son duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Ölenlerin çoğu aşısız’
 
Pandeminin başlamasından itibaren 18 ay geçtiğini ve pandemi sürecinden bu yana güvenli bir kontrolün sağlanamadığını söyleyen Esin, okulların açılmasıyla salgının tırmandığını kaydetti. Esin, “Önümüz kış mevsimi olduğu için ve deltanın özellikleri de bilindiği için ki delta kısmen bağışıklıktan kaçabildiği için daha yüksek bir evreye tırmanmasını bekliyoruz. Son süreçte ölen insanların, çoğu aşısız ve genç. Bu gerçekten çok dramatik bir durum. Çünkü önlenebilecek bir hastalıktan ölüyorlar.  Aşının dışında da başka bir önlem olmadığı için girdiğimiz her kapalı ortam neredeyse riskli oluyor” dedi.
 
‘Aşı karşıtlığının dini ve sosyo-politik sebepleri var’
 
Türkiye'nin aşılamaya takıldığına dikkat çeken Esin, yüzde 50 civarlarında bir bağışık grup olduğunu belirtti. Aşı konusunda detayların çok önemli olduğunu vurgulayan Esin, bölgeler arasında aşı eşitsizliğinin “aşı karşıtllığı” ile orantılı olduğunu kaydetti.  Esin sözlerine şöyle devam etti: “Aslında aşılama tümüyle takıldı. Çünkü ‘popülasyon dinamikleri’ dediğimiz toplumsal dinamikler söz konusu. Burada veriye çok muhtacız. Aşıya karşı tutum ise verilen toplumsal tepkiler farklı. Haziran ayından itibaren aşılar geçte olsa Türkiye'nin her yerine ulaştırıldı. Yani Haziran’dan itibaren Türkiye'nin aşı tedariki ve aşıya ulaşım sorunu yok. Ancak bölgesel olarak insanların farklı tepkileri var. Mesela; aşı karşıtı Güneydoğuda çok var. Bunu salgın yönetimiyle olan bağlarının düzgün kuramamalarına ve verinin açık paylaşılmamasına veya paylaşılan verinin anlaşılır olmamasına bağlıyorum. Genel olarak aşı karşıtı, erişkinlerin aşı ile ilişkisinin çok iyi olmamasına, aşıya tepkili yaklaşmalarına, ilişkilerini önlenebilir hastalıktan öldüğünü bilmemelerine, tabi ki bazı dini ve sosyo politik sebeplere de bağlıyorum.”
 
Türkiye vaka sıralamasında dünyada ilk 3’te 
 
Türkiye’nin vaka sıralamasında dünyada ilk 3, ölüm sıralamasında 6, aşı sıralamasında 23'üncü sırada olduğunu aktaran Esin, “Bu sayılar zaten durumu anlatmaya yetiyor.  Sağlık Bakanlığı salgın yönetiminde hem bilimi hem akademiyi hem sivil toplum kuruluşlarını hem TBB’yi ve bu konuda söz sahibi olabilecek tüm sivil toplum kuruluşlarını veriden mahrum bırakıyor. Öte yandan Sağlık Bakanlığı'ndan randevu talebimize de bir cevap gelmedi diye konuştu. 
 
‘Sosyal cinayet’
 
Önümüzdeki ilk 3 ayın zorlu geçeceğini ve en çok korktukları durumun sağlık sisteminin tıkanması olduğunu kaydeden Esin, “Sağlık sistemi zaten tıkanmıştı. Bu tıkanmanın önümüzdeki 3 ay için sokağa taşmasıyla görünür hale gelmesi gibi bir endişe var. Haziran’dan beri süreci sadece aşılamaya dayalı bir strateji götürülmeye çalışılıyor. Ama ondan da çok başarısız oldu. Çünkü Haziran’da bu tedavi sağlandığından itibaren ilk 3 ayda çok daha yüksek düzeylerde aşılama yapmak gerekirdi. Türkiye'nin harcadığı aşı ve sağlık çalışanı emeğine rağmen varabildiği nokta  aşılamadaki başarısızlığını gösteriyor. Dolayısıyla salgın yönetimi tümüyle başarısız gidiyor. Biz buna ‘sosyal cinayet’ diyoruz. Çünkü maalesef insan ölümleriyle sonuçlanıyor” şeklinde konuştu.