‘3’üncü Yol siyasetini tüm belediyelerde uygulayacağız’

  • 09:09 14 Kasım 2023
  • Siyaset
 
 
 
Dilan Babat – Öznur Değer 
 
ANKARA – Öncelikli hedeflerinin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması olduğunu söyleyen Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu üyesi Rozerin İldan, yerel yönetim seçimlerinde ise, Kurdistan’da tüm belediyeleri almak, Türkiye’de ise oy farkıyla kaybettikleri belediyeleri kazanmak,  ayrıca 3’üncü Yol siyasetini alacakları tüm belediyelerde uygulamak ve bu siyaseti halka anlatmanın diğer hedefleri arasında olduğunu vurguladı. 
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) "Bi Jin Jiyan Azadiyê Ber Bi Rêveberiyên Xwecihî Yên Azad ve!” (Jin Jiyan Azadî ile Özgür Yerel Yönetimlere!) şiarıyla Balgat binasında Demokratik Yerel Yönetimler Kadın Konferansı’nı 11 Kasım’da Ankara’da gerçekleştirdi. Konferansta, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü, yeni yaşamı inşa etme, ‘3’üncü Yol’ siyasetini her alana yayma ve eşit temsiliyet mücadelesini yükseltme gibi birçok konu başlığı öne çıktı. Ankara’da gerçekleşen iki günlük konferans öncesinde ise Amed, Şirnex, Mêrdîn, Wan ve daha birçok kentte ise atölyeler ve bölge çalıştayları gerçekleştirilirken, birçok soruna dikkat çekildi ve çözüm önerileri sunuldu.
 
HEDEP Demokratik Yerel Yönetimler Kurul üyesi Rozerin İldan, bölgede gerçekleştirdikleri çalıştaylar ve konferansta öne çıkan başlıklara dair değerlendirmelerde bulundu.
 
Tartışılan başlıklar: Liberalizm, özel savaş, 3’üncü Yol siyaseti…
 
İki yıl önce gerçekleştirilen kadın konferansında alınan kararlarla yeni bir sürecin başladığını söyleyen Rozerin, genel seçimlerin ardından yerel yönetimler seçim sürecinin de startının verildiğini kaydetti. Yerel yönetim seçim sürecinin başlangıcını, daha çok atölye ve kadın çalışmalarıyla başladıklarını paylaşan, Rozerin,  “2019 tarihindeki gaspçı kayyımdan sonra özelde kadın kazanımlarına dönük bir saldırı süreci başladı. Kadınlar olarak, bu kayyım zihniyetine karşı; ‘saldırıyı nasıl karşıladık, nasıl cevap verdik?’ tartışmaları üzerinden Silopi'de iki günlük kadın çalıştayları düzenledik. İki günlük tartışma sürecinden sonra, dört bölgede atölyeler düzenledik. Önümüze koyduğumuz konular; liberalizm, özel savaş, 3’üncü Yol siyaseti, ittifaklar ve erkek egemen zihniyetin belediyeler üzerindeki etkisini tartıştığımız bir dizi atölye çalışmaları başladı. Atölye çalışmalarımızın ardından dört bölgede konferanslar düzenledik. Amed, Serhat, Botan ve Türkiye’de konferans çalışmalarımız oldu. Bölge konferansları, tartıştığımız konuların yanı sıra örgütlenmedeki etkilerini değerlendirdiğimiz ve çözüm önerilerimizi sunduğumuz konferanslar oldu” dedi.
 
‘Daha fazla örgütlenme iradesi ortaya çıktı’
 
Konferanslarda, kadınların öz iradelerinin açığa çıkması, söz kurmada daha fazla etkin olmaları, daha fazla örgütlenme iradesinin ortaya çıkması gerektiği üzerine kararların ortaya çıktığına dikkat çeken Rozerin, tartışma süreçlerinde ise örgütlenmenin daha fazla ihtiyaç duyulduğunun sıkça dile getirildiğini ekledi. Rozerin, “Bunların yanı sıra sağlık, ekoloji, kadına yönelik şiddet ağı gibi birçok konuda geniş tartışmalar yürüttük. Tüm bu tartıştığımız başlıklarda konferanslara daha güçlü katılım sağlandı. Bütün yerel yönetim seçilmişleri, kadın kurulu, partimizle birlikte bu yoğun çalışmalarımız yerel yönetim seçimlerine kadar devam edecek” diye belirtti.
 
‘3’üncü Yol siyaseti halklara anlatılacak’
 
Önümüzdeki süreçte kadınların temel hedeflerinden birinin toplumsal inşanın sağlanması olduğunu kaydeden Rozerin şöyle devam etti: “Kurdistan ve Türkiye’de temel sorunlarımızdan birisi, toplumsal inşanın yaşama geçirilememesinden dolayı yaşadığımız sorunlar var. Bu sorunları toplamak, güçlü ve örgütlü olmak amacıyla toplumsal inşayı güçlendirmemiz gerekiyor. Yerel yönetim seçimlerinde de  Kurdistan özelinde alamadığımız ya da küçük bir oy farkıyla kaybettiğimiz belediyeleri tekrar almak, yeniden bir güç olarak Kurdistan ve Türkiye’de üçüncü yolu, halklara, topluma ve Türkiye’ye yansıtma gibi durumumuz olacak. Kadınlar açısından ise ekonomiyi, sağlığı, Kurdistan’da yaşanan doğa tahribatına karşı ekolojik düzenlemeyi hayata geçireceğiz. Özellikle 6 Şubat depreminde gelişen çarpık kentleşmenin yıkıcı bir duruma nasıl dönüştüğünü gördük. Buna karşı ekolojik kentleşme projeleri önümüzde var. Kadına yönelik şiddete karşı ise daha fazla kadın ağı geliştirme, kadın ekonomisini geliştirmek için de kadın birimlerini oluşturma, belediyelerde kadın ekonomi müdürlerini oluşturma hedefimiz var. Eşbaşkanlık mor çizgimizdir dedik. Var olan sistemin eşbaşkanlığa dönük saldırılarını deneyimledik ve bu saldırılar hala devam ediyor. Sonuna kadar eşbaşkanlık sistemimizi koruma sözü verdik.” 
 
'Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğünü sağlayacağız’
 
Eşbaşkanlık sisteminin sadece kadınları ilgilendiren bir durum olmadığını, tüm toplumu ilgilendirdiğine işaret eden Rozerin, “Bunları tartışırken, Kurdistan ve Türkiye’de gelişen bir savaş süreci var. Özellikle geliştirilen bir baskı süreci var, özel savaş politikaları, Rojava’ya dönük saldırılar hala devam ediyor. Cezaevinde rehin tutulan arkadaşlarımızın yanı sıra, İmralı'da bir tecrit sistemi var. Bu tecrit sistemi tüm topluma yayılmaya devam ediyor. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin sadece bir bireyin değil, toplum üzerinde geliştirildiğine dair gördüğümüz farkındalıkla önümüzdeki süreçte Sayın Öcalan’dan artık bir haber almaktan ziyade fiziki özgürlüğünü sağlamak bizim için temel bir nokta. Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanmadan Türkiye’de demokrasi inşasının sağlanmayacağı bir gerçeklik var önümüzde. Önümüzdeki süreçlerde kadın olarak; kendi renklerimiz, hedeflerimiz ile yeni bir yaşamı kurma iddiamız var. Bu iddiamızı sonuna kadar götüreceğiz, çünkü kadın renginin, örgütlülüğünün ve çalışmalarının kriminalize edilmeye çalışıldığı bir süreç var, bu sürece karşı örgütlülük düzeyimizle mücadele etmeye kararlıyız” diye konuştu.