Marta Sömek

 

İSTANBUL – Tüm saldırılara karşı İstanbul’da iddialı olduklarını söyleyen HEDEP’in yeni İstanbul İl Eşbaşkanı Gonca Yangöz, “HEDEP’siz bir alternatif düşünülemez. Yerinde ve yerel demokrasiyi hayata geçireceğiz. 19’unda da İstanbul’da devam edecek Gemlik Yürüyüşü’ne, barışı savunan herkesi davet ediyoruz. O gün birlikte olalım, tecridi birlikte kıralım” mesajını verdi.

 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) İstanbul İl Örgütü, partilerinin Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğlulları’nın da katılımıyla 12 Kasım günü “Kazanmak İçin Yeniden HEDEP Yeniden İstanbul” şiarıyla gerçekleştirdikleri 2’nci Olağanüstü Kongresi’nde yeni eşbaşkanlar ile il yönetim kurulu üyelerini seçti. Yapılan oylamanın ardından HEDEP İl Eşbaşkanları Gonca Yangöz ile Murat Kalmaz oldu.

 

HEDEP İl Eşbaşkanı Gonca Yangöz, yıllardır sürdürdüğü mücadele, partilerinin tüm baskılara karşı gösterdiği direniş, İstanbul halkının tecride karşı taleplerine nasıl yanıt olacakları ile yeni mücadele hatlarına ilişkin JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.

 

Örgütlü aileden kesintisiz mücadeleye…

 

İl eşbaşkanı olmayı ağır bir sorumluluk olsa da çalışma ve mücadelelerinde bir farklılık yaratmadığını dile getiren Gonca, “Nerede ihtiyaç varsa oradan devam ediyoruz. Bazen ilçe bazen il eşbaşkanlıkları, bazen de Parti Meclisi ve Merkez Yürütme Kurul’ları oluyor. Biz kendimizi de buralara hazırlayarak mücadeleden kopmuyoruz” dedi. Örgütlü bir ailede doğmasının hayatını şekillendirdiğini söyleyen Gonca, “Mücadeleye liseli yıllarda başlayıp bugüne kadar devrimci mücadeleden hiç kopmadan geldim. Hemen sonrasında cins bilinciyle kadın hareketleriyle mücadele ettik. Halkların Demokratik Kongresi’nin kuruluşu ve fikriyatıyla beraber de HDK’de çalışmaya başladım. Hemen sonrasında HDP PM, sonra ilçe eşbaşkanlığı, hemen sonrasında da burası. Aslında örgütlü mücadele hep devam ediyor” sözleriyle yaşamı boyunca mücadele ettiğini anlattı.

 

İstanbul’da da iddialılar: HEDEP’siz bir alternatif düşünülemez!

 

Yaklaşan yerel yönetimlere HEDEP’in, kozmopolit yapısı ile İstanbul’da soluksuz bir çalışma ve mücadele yürüteceğini paylaşan Gonca, “Yerinde ve yerelden bir örgütleme yaparak, yerelin ne söylediğini dikkate alarak, oranın ihtiyaçları doğrultusunda bir yönetime adayız. AKP-MHP faşist iktidarının bizim kazandığımız belediyelere saldırmasının esas nedeni de bölgeyi iyi biliyor, tanıyor ve çözüm yollarını ortaya doğru koyuyor olmamız. Bütün bu saldırılar karşısında İstanbul’da da iddialıyız. HEDEP’siz bir alternatif düşünülemez. Biz bu kentin doğasını, betonlaşmasını, betonlaşmasına engel olmasını, yaşam alanlarını korumasını, barınma hakkını, hepsini birden savunuyoruz. Sadece belediye binalarına tıkılı kalmış bir yönetim değil. Aynı Kurdistan’da olduğu gibi binaların dışına taşarak bölgenin bütün özel yapısını korumak, kenti kent yapan özelliklerini hayatta bırakmak ve aslında bu mirası taşımak. Çünkü biz kentlerin dokularını yok ederken aslında bir tarihi de, yaşanmışlıkları da, kültürü de yok ediyoruz. Başta o kültüre sahip çıkmak, ikincisi yaşam haklarımıza geri kavuşmak, doğasını, suyunu, insanı, canlıyı korumak, bu nedenle de hayatta kalmak. Bunu da bu kentte başaracağımızı düşünüyoruz” sözlerini kullandı.

 

Örgütlenmeyi büyüterek çözüm olacaklar

 

Mahallelerdeki yerelin ihtiyaçları, sorunları ve çözüm noktalarına karşı halklarla birlikte karar vererek ve örgütlenmeyi büyüterek çalışma yürüteceklerinin altını çizen Gonca, “Bu kentteki işçinin, emekçinin, yoksulluğun çözümünü birlikte bulmak, bunları tartışmak, o mahallede eğitimle ilgili bir sıkıntı varsa orayı onarmak, çok yoksul bir mahalleyse orada kooperatifleşmek, çok fazla kadın işsizse, ev içi sömürüsü çok yüksekse oraları onarmak, birlikte çözüm bulmak. Dinleyip, yerinde ve yerel demokrasiyi hayata geçirmek” sözleriyle hedeflerini vurguladı.

 

Gemlik Yürüyüşü’ne çağrı: Tecridi birlikte kıralım!

 

Gonca, İstanbul’da yaşam süren halkların 25 yıldır İmralı Adası’nda ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin son bulması ve fiziki özgürlük talebi için de mücadele ve çalışmalarını kaldıkları yerden sürdürmeye devam edeceklerinin altını çizdi. Gonca, “Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kırılması ve fiziki özgürlüğüne kavuşması, Kürt halkının talebi gibi görülebilir. Ama özgürlüğü savunan bütün devrimcilerin, demokratların da talebi olmalı. O nedenle de bu çağrımız barış, özgürlük diyen, tecridin kırılmasını isteyen herkese. Ve tecrit kime nasıl uygulanırsa uygulansın suç. Buradan yola çıkarak aslında hepimiz tecrit altındayız. Günlük konuşmalarımızdan tutun, zindanlara alındığımızdaki baskıya, işkenceye, günlük hayatımızdaki o korkuya kadar tecrit altındayız. Bütün bunları kırmanın yolu da ayın 18’inde Amed’den ve altı koldan başlayan, 19’unda da İstanbul’da devam edecek Gemlik Yürüyüşü’ne, barışı savunan herkesi davet ediyoruz. O gün birlikte olalım, tecridi birlikte kıralım” ifadeleriyle herkesi 19 Kasım günü saat 14.00'te, “Özgürlük Yürüyüşü” kapsamında yapılacak olan Gemlik Yürüyüşü’ne çağırdı.

 

Saldırılara yanıt: İnatla bu partide olmaya devam edeceğiz!

 

Öte yandan HEDEP’te mücadele etmenin bir ayrıcalık olduğunu belirten Gonca, “Benim bu partide en çok kendimi bulduğum yer eşit temsiliyet ve eşbaşkanlık sistemi. Kadın olarak var olmanın bana en iyi geldiği yer burası. O nedenle bu partide mücadele ediyorum. Ama onun dışında özgürlük mücadelesinden vazgeçmiyor, ekolojik bir parti, eşit temsiliyeti savunuyor oluşu ve daha bir sürü şey sayabiliriz. Ve de cesur oluşu, korkmadan alanlarda sözünü söylüyor oluşu. O nedenle de bu partide mücadele etmek, ne kadar zor olursa olsun baskıya, işkenceye, gözaltına açık olursa olsun biz söyleyeceğimiz sözü söylemekten vazgeçmeyeceğiz ve bu korkuya yenilmeyeceğiz. Bu ülkede AKP-MHP faşist iktidarının en çok zulmünü görenler ve barış isteyenler kadınlar. Onların savaş talepleri ve savaş çığırtkanlıklarına karşı biz inatla barışı savunanlar bu partide olmaya devam edeceğiz” diyerek mücadelelerinden asla vazgeçmeyeceklerinin mesajını verdi.