Artan erkek şiddeti: Şiddet iktidar eliyle normalleştiriliyor

  • 09:03 13 Ekim 2024
  • Güncel
  
 
Nazlıcan Nujin Yıldız
 
İZMİR – Artan erkek şiddetini, kadın katliamlarındaki cezasızlık politikalarını ve iyi hal indirimlerini Serpil Erfındık davası kapsamında değerlendiren avukat Nevraz Sığın, kadına yönelik şiddetin iktidar eliyle toplum tarafından normalleştirildiğini ifade etti. Nevraz, artık kadın mücadelesi sayesinde mahkemelerden iyi kararlar da çıkabildiğine dikkat çekerek emsal kararların daha fazla çıkması gerektiğini belirtti.
 
Erkek egemen anlayışın bir sonucu olarak kadına yönelik şiddet tüm dünyada artarak devam ediyor. Türkiye ve Kürdistan’da da iktidarın politikaları nedeniyle önü alınamayan erkek şiddeti, cezasızlık politikaları nedeniyle de normalleştirilmeye çalışılıyor. Kadınların artan erkek şiddeti karşısında büyüyen mücadelesi de yadsınamaz bir gerçek. Kadınların mücadelesi sayesinde kadın, çocuk katliamları, kadına ve çocuğa yönelik taciz, tecavüz davalarından emsal kararlar çıkabiliyor. Bu emsal kararlardan biri de Serpil Erfındık davasından çıkmıştı. 2013’te boşandığı erkek Vedat Atik tarafından katledilen Serpil, daha önce defalarca şikayette bulunmuş, önleyici kararlar aldırmıştı. Buna rağmen katledilen Serpil’in faili hakkında 28 yıl ceza verilmişti. Ancak 2021’de Serpil’in ailesi ve avukatları Serpil’in korunması konusunda yeterli tedbirleri almadığı gerekçesiyle polis ve jandarma görevlileri ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürü hakkında suç duyurusunda bulundu. İzmir valiliği soruşturma izni vermediği için bu dosya kapatıldı. Dava, Anayasa Mahkemesi'ne taşındı. Anayasa Mahkemesi, 29 Eylül 2021 tarihinde devletin Serpil’i korumayarak yaşam hakkını ihlal ettiğine karar verdi. Kamu görevlileri yönünden kapatılan soruşturmanın açılmasına hükmedildi. Bu karar, Anayasa Mahkemesi’nin bir kadın katliamı davasında kamu görevlilerinin ihmali nedeniyle yargılanmasına karar verdiği ilk dava oldu.
 
Serpil Erfındık davasında avukat olan Nevraz Sığın, dava kapsamında son süreçte artan erkek şiddetine ve cezasızlık politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.  
 
‘Cezasızlık politikaları siyasi iktidarın kadına bakış açısıyla alakalı’
 
Artan erkek şiddetinin çok sıcak bir gündem olduğunu ve İstanbul’da iki kadının fail Semih Çelik tarafından katledildiğini hatırlatan Nevraz, cezasızlık politikalarına ve şüpheli ölümlere değinerek “Eğer İkbali ve Ayşenur’u katleden şahıs kendini öldürmemiş olsaydı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alırdı, bunda hemfikiriz. Çünkü ulu orta işlenmiş bir cinayetti ve ulu orta işlenmiş bir cinayette toplumun, tırnak içerisinde gazını almak için hâkimler de ağırlaştırılmış, en yüksek hadden, indirimsiz olarak cezalar veriyorlar. Ama her zaman bu kadar ulu orta işlenmiyor bu cinayetler. Şüpheli bırakılan kadın ölümleri çokça var ve bunların failleri hala aramızda. Birçoğu kadın cinayeti olan dosyalarda etkin soruşturma yapılmadığı için failler aramızda dolaşıyor. Bazı dosyalarda da delil yetersizliğinden beraat söz konusu oluyor. Sıkıntı bu dosyalarda. Şüpheli olan ölümlerde cezasızlık politikalarını görüyoruz. Bu da siyasi iktidarın kadına bakış açısıyla direkt alakalı bir durum” dedi.
 
‘İktidar hukuka da şekil verdi’
 
Sadece şüpheli ölümlerde değil, kadınlar katledilmeden önceki süreçte işleyen bir cezasızlık politikasının da olduğunu vurgulayan Nevraz, kadına yönelik erkek şiddetinin iktidar eliyle toplum tarafından normalleştirildiğini ifade ederek “Toplumsal çürüme de buna zemin hazırladı ama en temelinden siyasi iktidarın hukuka da şekil vermesi ve kadının insan yerine bile konmamasıdır sebebi” dedi. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldıktan sonra erkek şiddetinin büyük bir artış gösterdiğine dikkat çeken Nevraz, faillerin bu nedenle başlarına bir şey gelmeyeceğinden emin olduklarını belirtti. Nevraz, “Bir gecede cumhurbaşkanlığı kararıyla sözleşmeden çıkıldı. Bir kişinin inisiyatifine bırakılırsa bu sözleşmeden çıkmak, o kişi o sözleşmeden çıkar ve toplumun yüzde 50’sini oluşturan bir kitle savunmasız kalır. Kadınlar zaten korunmuyor, bir de uluslararası sözleşmeden çıkılması failleri iyice cesaretlendirdi” şeklinde konuştu.
 
‘Uzaklaştırma kararlarının takip edilmesinde ciddi sorunlar var’
 
Kadınların en çok yakınları olan erkekler tarafından şiddete gördüğünü ve katledildiğini dile getiren Nevraz, kadına yönelik şiddet vakalarında birçoğunun üstünün kapatıldığını söyledi. Bu konuda Narin Güran’ın katledilmesine değinen Nevraz, “Narin’in katledilmesi münferit bir olay gibi görünüyor olabilir ama kesinlikle münferit değil. Birçok Narin var toplumda ve biz çoğunun haberini bile almadık, duymadık” dedi. Kadınların şiddete uğradıkları erkekler hakkında uzaklaştırma kararı almalarına rağmen şiddetin devam etmesi hakkında konuşan Nevraz, şiddete maruz kalan kadınların karakola gittiklerinde uzaklaştırma kararı almalarının kolay olduğunu ancak bu durumun takip edilmesinde çok ciddi sorunlar olduğunu sözlerine ekledi. Nevraz, “Uzaklaştırma kararı kâğıt üzerinde veriliyor ama ondan sonra kadının başına ne geliyor, hiçbir polisin çok da umurunda olduğunu sanmıyorum. Umurunda olsa bile yetmiyor” ifadelerini kullandı.
 
‘6284 sayılı kanunun ihlali çok sık yaşanıyor’
 
Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Büroları’nın yetersiz olduğunu kaydeden Nevraz, bu bürolara daha fazla destek gerektiğinin altını çizdi. Bu büroların daha fazla işlerlik kazanmasının kadınların yararına olduğunu ifade eden Nevraz, bu durumlarda bunun takibinin emniyet tarafından yapılması gerektiğini ifade etti. 6284 sayılı kanunun ihlalinin çok sık yaşandığını vurgulayan Nevraz, “Bunun da aynı şekilde takibi yapılmıyor. Bunu yapacak olan hâkimler ve savcılar ama yapamıyorlar. Bazen yapıyorlar ama yetersiz, Bir günlük on günlük tazyik hapsiyle çoğu ceza bile almıyor. Bunun çözümü de bu değil. Çünkü katledilen kadınların çoğu 6284’ün koruması altındaki kadınlar. Bu kadınları devlet korumayacaksa kim koruyacak? Buradan soruyoruz” diye ifade etti.
 
‘Serpil Erfındık davasındaki emsal karar önemli ama eksik’
 
Serpil Erfındık davasında devleti sorumlu tutan ilk Anayasa Mahkemesi kararının çıktığını ve bu kararın emsal olduğunu hatırlatan Nevraz, bu kararın güzel bir karar olduğunu ancak yeterli olmadığını vurguladı. Nevraz, “Devleti teknik anlamda mahkûm ettiren ilk karar olabilir ama tüm yetkililerin ceza almadığı ve yargılanmadığı kanaatindeyiz. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında da bunları söyledik ama en azından kısmi de olsa bir adaletin sağlandığı ilk karardır bu. Devamının geleceğini umuyoruz, başvurular da yapıyoruz. 6284’ün ihlali var mı diye bunun takibini de yapıyoruz. Başına gelen aileler de varsa bunun takibini yapmalılar. Bu açıdan evet, eksik ama memnun kaldığımız bir karar” diye konuştu.
 
‘Kadın mücadelesi sayesinde daha iyi kararlar veriliyor’
 
Kadın mücadelesi sayesinde mahkemelerin daha iyi kararlar da verebildiğini dile getiren Nevraz, iyi hal indirimlerine de değinerek indirimli cezaların hâkimlerin tutumuna bağlı olduğunu ifade etti. Bu durumun adaleti zedeleyici bir durum olduğuna dikkat çeken Nevraz, “Son zamanlarda cezaların indirimsiz olduğuna yönelik kararlar görmeye başladık. Bu da kadın mücadelesinin yargı tarafından görüldüğünü gösterdi bize. Bu da tabi ki sevindirici, böyle daha fazla kararlar bekliyoruz. Yargılama aşamasından bahsediyoruz ama soruşturma aşaması daha önemli oluyor bu davalarda. Neticede hâkim önüne gelen dosyaya bakar ve delilleri toplayacak olan da savcıdır. Özellikle şüpheli kadın ölümleri bu konuda sıkıntılı dosyalar. Çünkü her bir delil bile o cinayeti aydınlatmaya götürecek pozisyondadır. Bu konuda savcılara çok büyük ödev düşüyor. Savcıların bu konuda daha titizlikle çalışması ve kadın cinayeti varsa şüpheliye daha fazla şüpheli gözüyle bakması gerektiği taraftarıyım” dedi.