ANKARA - Abdullah Öcalan’ın yaptığı asrın çağrısına ilişkin açıklama yapan EFFP, “Meclis bu sürecin başat platformundan biri olmalı ve çözüm için somut adım atılmalıdır. Tüm tarafları sorumlu davranmaya ve kalıcı barış için çözüm odaklı adımlar atmaya çağırıyoruz” dedi. 

 

Avrupa Barış ve Özgürlükler Forumu (EFFP) Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı asrın çağrısına ilişkin yazılı açıklama gerçekleştirdi. "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nı tarihi bir fırsat olarak değerlendiren EFFP, “50 yıldır süren çatışmaların sona ermesi ve kalıcı bir barış sürecinin başlaması için atılan bu adım, tüm taraflarca karşılık bulmalıdır” dedi. 

 

‘Oyalama taktikleri bırakılmalıdır’

 

PKK’nin tek taraflı ateşkes ilan etmesinin önemli bir gelişme olduğunu ve Türkiye’nin de bu çağrıya uygun hareket etmesi gerektiğinin vurgulandığı açıklamada, “26 yıldır ağır tecrit koşullarında tutsak olan bir siyasi liderin her şeye rağmen bir kez daha uzattığı barış elini karşılıksız bırakılmamalı, Recep Tayip Erdoğan liderliğindeki Cumhur İttifakı oyalama taktiklerine  başvurmadan, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidir. Böylece, sadece ülkedeki değil bütün dünyadaki anti demokratik  sicilini düzeltmeye başlayabilir” denildi. 

 

‘Baş müzakerecinin fiziki özgürlüğü sağlanmalıdır’

 

“Bu tarihsel moment, devlet yetkililerinin insafına  bırakılmayacak kadar hayatidir” denilen açıklamanın devamında ise şunlara yer verildi: Başta muhalefet, hep birlikte hareket etmeli, iktidarı barış ve demokratikleşme yönünde adım atmaya zorlamalıyız. Öncelikle PKK’nin almış olduğu tek taraflı ateşkese Türk devletinin de uyması, can kayıplarının son bulması için elzemdir. Müzakerelerin olumlu sonuç verebilmesi için ise  baş müzakereci konumundaki Öcalan için Umut Hakkı’nın yürürlüğe sokularak fiziki özgürlüğünün sağlanması, müzakerelerin şeffaf olarak sürdürülmesi, konuyla ilgili hukuki  zeminin oluşturulması ve TBMM’nin başat müzakere mecralarından biri haline getirilmesi olmazsa olmaz koşullardır.

 

‘Tüm dünya haklarına ili gelecek’

 

Uzunca zamandır Türkiye sınırlarını asarak küresel bir gündem haline gelen Kürt halkının özgürlük mücadelesi şimdi her zamankinden daha fazla enternasyonal bir desteğe ve dayanışmaya ihtiyaç duyuyor. Abdullah Öcalan’ın büyük bir sorumlulukla destek verdiği yeni sürecin olumlu bir sonuca ulaşması için, uluslararası güçler de sürece dahil olarak Erdoğan iktidarının üzerine düşeni yapması için cesaretlendirmeli hatta zorlamalıdır.  Türkiye’de barışın ve demokratik çözümün önünün açılması, bir barut fıçısına dönen Ortadoğu ve genel olarak  dünyaya da olumlu bir katkı yapabilir, halihazırdaki çatışmalı alanlar için önemli bir örnek oluşturabilir. Silahların değil müzakerenin, kutuplaşmanın değil eşit, özgür bir arada yaşamın, devletlerarası rekabetin değil, halklar arası dayanışmanın güçlenmesi tüm dünya halklarına iyi gelecek.”