İzmir Barosu’ndan 8 Mart açıklaması
- 19:14 7 Mart 2025
- Güncel
İZMİR - İzmir Barosu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.
İzmir Barosu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. İzmir Barosu önünde gerçekleştirilen açıklamada, “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “Kadın dayanışması yaşatır”, “6284 yaşatır”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır, sözleşmeden vazgeçmiyoruz” yazılı dövizler taşınırken sık sık, “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır, vazgeçmiyoruz” sloganları atıldı. Basın metnini İzmir Barosu Yürütme Kurulu Üyesi Zöhre Dalkıran okudu. Açıklamaya çok sayıda kadın katıldı.
‘Şiddet olayları münferit vaka söylemiyle meşrulaştırılıyor’
Siyasi iktidarın, küresel sağ popülist politikaların gücünü arkasına alarak ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti yok saydığını, yaşanan şiddet olaylarını münferit vaka söylemiyle meşrulaştırmaya çalıştığını ifade eden Zöhre Dalkıran, “Ancak gerçekler ortada,2025 yılında kadınlar hala en büyük mücadeleyi yaşamak için veriyorlar. 2024 yılında 444 kadın, 2025 yılının ilk iki ayında 65 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Kadınlar evlerinde, okullarında, işyerlerinde, sokakta öldürüldü. Mine, kış geldi cezaevine girmem lazımdı diyen bir erkek tarafından sokakta bıçaklandı. 13 yaşındaki S.Y., babası tarafından telefonunda sevgilisiyle fotoğraflarını gördüğü için öldürüldü. Ceren, birini öldürmem gerekiyordu karşı koyamaz diye onu seçtim diyen bir erkek tarafından öldürüldü. Güleda, sevgilisiyle barışmak istemediği için öldürüldü. Kadınlar, insanca eşitçe adil bir yaşam sürmek istedikleri için öldürülüyor. Bu ölümlerin hiç birinin münferit olmadığını biliyoruz” dedi.
‘Katliamlar iktidarın söylemleri nedeniyle artıyor’
Kadın katliamlarının aynı zamanda, siyasi iktidarın politikalarının bir ifadesi olan söylemler nedeniyle arttığını söyleyen Zöhre Dalkıran, “Siyasi iktidarın özneleri yıllar içerisinde kadınlara yönelik 'Böyle tiplerle takılmasaydı', 'hayatına aldığı erkeğe dikkat etseydi' dediler; 'Su testisi suyolunda kırılır' dediler; "Adam da cinnet geçirmiş, tahrik etmiştir, demek ki haklıdır' dediler. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, toplumsal cinsiyet temelli şiddetin son bulması için politikalar üretme konusunda uluslararası sorumluluğu bulunan siyasi iktidarın bu sorumluluğunu yok sayması, aksine kadınların yıllar içerisinde mücadele ederek elde ettikleri haklarını ellerinden almaya çalışması kadınların hayatlarına mal oluyor” diye belirtti.
‘Mücadeleyi güçlendirmenin önemine inanıyoruz’
İktidarın kadını aileye hapsetmeye çalışan politikalarına karşı talepleri olduğunu kaydeden Zöhre Dalkıran, şu ifadelere yer verdi: “Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve toplumsal cinsiyet temelli şiddetin son bulması için örgütlenme özgürlüğünün ve ayrımcılıktan korunma hakkının temini; toplumsal cinsiyete duyarlı istihdam politikaları üretilmesi, eşit işe eşit ücret hakkının sağlanması, kreş hakkı gibi kadının sosyal hayattaki konumu güçlendirecek politikalar üretilmesidir. Tüm bu yaşananlar karşısında siyasi iktidar tarafından üretilen kadın ve LGBTİ+ düşmanı söylemlere karşılık üretmenin ötesinde, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için, sürdürdüğümüz mücadeleyi güçlendirmenin önemine inanıyoruz.”
Zöhre Dalkıran, son olarak şunları söyledi: “Kadınların en temel insan hakları için her gün mücadele etmek zorunda kaldığı bu günlerde her 8 Mart olduğu gibi bu 8 Mart’ta da kadınların sokakta arkasına bakmadan yürüyebileceği, istedikleri gibi giyinebildiği, kahkahalarla gülebildiği, okuyabildiği, büyüyebildiği, öldürülmediği, aileye hapsedilmeye çalışılmadığı, toplumda eşit bireyler olarak yer aldıkları bir dünyanın umuduyla mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Açıklama sloganlarla sona erdi.