HABER MERKEZİ - Cezaevinden mektup gönderen BYC aktivist Gulzadi Beluc, Pakistan devletinin zor politikalarının kadınları durduramayacağını söyleyerek, “Beluc kadınları mücadelenin güçlü bir parçasıdır, bu tesadüf değil, bilinçli bir temeldedir.Dolayısıyla tehditler, zorla kaybetmeler ve öldürme ve taş atma politikası bu kadınları durduramaz” dedi.

 

Pakistan’ın Beluc halkına yönelik saldırılarına karşı eylemlerde tutuklunan ve Ketta’da cezaevinde tutulan Baloch Yakjehti Committee-Beluc Dayanışma Komitesi (BYC) aktivisti Gulzadi Beluc, Beluc halkına mektup gönderdi. Gulzadi Beluc, Beluc kadınlarına mücadeleyi güçlü bir şekilde sürdürmeleri mesajını verdi. 

 

Gulzadi Beluc’un mektubunda şunları kaydetti: 

 

“Benim Beluc halkım! Umarım hepiniz iyisinizdir, şüphesiz bugün bir yerlerde, bir yolda, bir kavşakta hakikat için sesinizi yükseltiyorsunuzdur. Bugün bile, cesur Beluc anneleri baskıya karşı direnişin sembolüdür, şüphesiz bugün sokaklarda dün baskının yankısında haykırdığım sloganları yükseltiyorsunuzdur. Uzun zamandır devam eden, zorla kaybetmeler, parçalanmış bedenler, çölde yatan işkence görmüş ve kaybolmuş insanların yarı ölü bedenleri ve diğer yürek parçalayıcı olayların yaşandığı devlet baskısının Belucistan'da normal haline gelmesidir, ancak şimdi devletin sorunu, ellerinde zorla kaybedilen sevdiklerinin fotoğraflarından başka hiçbir şey olmayan çaresiz Beluci anneler, kız kardeşler ve kızlar haline gelmiştir. Devlet mekanizması şimdi onları tüm enerjisiyle ezmek istiyor. Maaşlı devlet görevlileri artık Beluci kadınlarının çarşaflarına bile saldırmaktan geri durmuyor. 

 

‘Zorla kaybetmeler ve öldürme politikası bu kadınları durduramaz.’

 

Dolayısıyla, yalanlara dayanan içi boş devlet, şu anda Beluci kadınlarının bu mücadelenin bir parçası olmalarının tesadüf olmadığını, aksine bilinçli olarak kendi yaşam mücadelelerinin ve ulusun sorunlarının güçlü bir parçası olduklarını da öğretmelidir. Dolayısıyla tehditler, zorla kaybetmeler ve öldürme ve taş atma politikası bu kadınları durduramaz. Eğer insanlar zorla susturulabilseydi, o zaman 2006'dan sonra masum bir kız şehit olmazdı. Eğer zorla kaybetmeler sorunlara çözüm olsaydı, o zaman Duda'nın dönemin Yezidi için bir meydan okuma şansı olmazdı. Eğer ideolojiler şiddetle kontrol edilebilseydi, Rashid Hussain'in annesi Bas Khatun ve Zakir Majeed'in annesi Raj Bibi ünlü direnişi ortaya çıkmazdı. Eğer zihinler bir silahın gücüyle ele geçirilebilseydi, o zaman Gulzadi bugün elleri ve ayakları bağlı olmasına rağmen sizinle savaşmazdı. Kaybolan veya sakat bırakılan sevdiklerinin ardından devlet baskısına direnmek için hayatlarını riske atan insanların binlerce hikayesi var. Milletimize mesajım, bu faşist devletin baskısına cesaretle karşı koymamız gerektiğidir. Bizi zihinsel olarak parçalamak istiyorlar, ama mücadelemizden geri adım atmayacağız. Biz haklıyız, kayıp yakınlarımızın sözünün ve haklarının sesiyiz, bu ses her zaman yalanın karşısında gür kalacaktır."