10. Yargı Paket değerlendirmesi: Barış bunun neresinde?

  • 09:05 6 Haziran 2025
  • Güncel
 
Rozerin Gültekin
 
İSTANBUL - 10’uncu Yargı Paketi'ne dair değerlendirmede bulunan ÖHD Kadın Komisyonu'nda yer alan avukat Sida Yıldız, “Yargı paketi barış sürecinin hassasiyetini karşılamıyor. Düzenleme barış bunun neresinde? diye sordurdu. Toplumsal barışın ve demokratik toplumun inşası için her partinin elini taşın altına koyması gerekiyor” dedi.
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısına ve PKK kongresinin ardından iktidarın atması beklenen adımlardan biri olan 10’uncu Yargı Paketi meclisten geçti. Barış inşası atılması gereken adımları içinde barındırmayan yargı paketinde hasta ve tutsaklar yönünde eşitlikçi, adil davranılmadı. Savaş politikası ile beraber derinleşen kadın katliamlarına karşı çözüm odaklı düzenlemeler pakette yer almadı. 
Paketin sürece denk olmadığı yönünde değerlendirmelerin yapıldığı yargı paketine dair Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Kadın Komisyonundan avukat Sida Yıldız, değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Yargı paketi barış sürecinin hassasiyetlerini karşılamıyor’
 
Meclise sunulan 10’ncu yargı paketinin içerisinde yer alan maddelere değinen Sida Yıldız, yargı paketinin eşitlikçi ve adil bir düzenlemeyi içermediğini belirtti. Sida Yıldız, “DEM Parti daha adil bir düzenleme yapılması için başvurularda bulundu. Ancak, pakete revizasyon yapılmadan meclise sunuldu. 10’ncu yargı paketi barış sürecinin hassasiyetlerini karşılayabilecek bir yapıda değil. Yargı paketi halkın ve hukukun beklentilerini karşılamadı. Barış ve demokratik toplum inşasını konuşuyorsak yargı paketinin de bu kapsamda olması gerekmekteydi ancak bunu göremiyoruz. Adalet, eşitlik ve özgürlük duygularını güçlendirecek düzenleme ile karşılaşmadık” dedi.
 
‘Kadınların ve haklarının olmadığı süreç eksik olacak’
 
Diğer yandan yargı paketinde “suça teşebbüs”, “kasten yaralama”, “tehdit” gibi cezaların oranında artırımın olduğunu ancak koruyucu ve önleyici mekanizmaların olmadığını dile getiren Sida Yıldız,  “Kadına yönelik işlenen suçlarda mağduriyetin azaltılması için destek hizmetlerinin yeni kanun ve düzenlemeler yapılması, toplumsal cinsiyet eşitliğini merkeze alan bir etikte ilerlenmesi gerekiyordu. Bu ülkede kadın sorunu, ezilenlerin, Alevilerinde sorunları var bunların çözümüne odaklı bir yasa tasarısı olsaydı daha faydalı çalışma olurdu. Kadınların, halkın taleplerini karşılayacak yasa tasarısı ile karşılaşamadık. Ciddi cins kırımı söz konusu. Şiddet sarmalı oluşmadan, kadın tehdide, yaralamaya uğramdan önleyici tedbirlerin uygulanması gerekiyor. İnfaz paketinden ayrı olarak bunların kanun olarak yapılması gerekiyordu. Kadın sorunu göz önüne alarak cins kırımını engelleyici tedbirler, politikalar üretilmesi gerekiyor. Kadınlar barış sürecinin öncüsü olmalı. Kurulacak komisyonlarda önce söz kurması gereken kadınlar derken bu taslak ile kadınların rolü yok diyor.  Kadınların ve haklarının olmadığı sürecin eksik olacağını düşünüyoruz” diye belirtti. 
 
Ayrımcı anlayışı sürdürüldü
 
“Bu düzenleme ile onurlu bir barıştan söz edemeyiz” diyen Sida Yıldız, siyasi ve hasta tutsaklar açısından da atılması gerekli adımların yargı paketinde yer almadığını belirtti.  Sida Yıldız, şunları belirtti: “Toplumsal barış sürecini konuşurken siyasi ve hasta mahpusların düzenlemeden sağlıklı bir şekilde yararlanamayacağını görüyoruz. Hasta ve yaşlı mahpusların ev hapsinden faydalanmasına yönelik düzenleme var taslakta ancak burada bir istisna düzenlenmiş ağırlaşmış müebbet hapis cezası alan ve cezası kesinleşen mahpuslar ayrı tutuluyor. Bu düzenleme ile onurlu bir barıştan söz edemeyiz. Nerden tutsak elimizde kalıyor. Siyasi mahpusların ve hasta mahpusların bu düzenlemeden ve umut hakkından faydalandırılmasını bekliyorduk. Uluslararası kararlar da sabit olan Türkiye’nin sorumluluğu olan umut hakkının uygulaması gerekiyor ancak taslakta bundan söz edilmiyor. Bu taslak barış sürecinin ilerlemesinde önemli rol oynayacaktı. İnfaz paketi kadın sorununda, Kürt sorununda, siyasi mahpuslar konusunda eksik kalıyor.” 
 
‘Her canlı cezaevini tadacaktır minvalinde bir düzenleme’
 
 Suça teşebbüs, kasten yaralama, tehdit gibi cezaların oranında artışının muhalif kesim açısından tehlike oluşturduğuna dikkat çeken Sida Yıldız, iktidara yönelik eleştirilerini dile getiren kişilerin, 8 Mart ve 25 Kasım’da sokaklara çıkan kadınların bu cezalar ile karşı karşıya kalma durumunun olabileceğini vurguladı. Sida Yıldız, “2 yılın altında ceza verilen dosyalar yatarı olmayan dosyalardır ama şimdi en az 5 gün cezaevinde infazı öngörülüyor düzenlemede. Her canlı cezaevini tadacaktır minvalinde bir düzenleme. Bu ifade özgürlüğünün kısıtlandığı anlamına geliyor” sözlerini kullandı.  
 
‘Düzenleme barış bunun neresinde diye sordurdu’
 
Sida Yıldız, son olarak şu ifadeleri dile getirdi: İnfazda eşitlik sağlanmalı ve insan hakları esas alan bir düzenleme olmalıydı, çünkü adalet herkesin hakkı. Bu düzenleme insanların ifade ve örgütlenme özgürlüğünü kısıtladı. Söz konusu düzenleme barış bunun neresinde? diye sordurdu. Bu taslak somut bir düzenleme içermiyor. Hala geç değil düzenleme ve ekleme yapılabilinir. Toplumsal barışın ve demokratik toplumun inşası için her partinin elini taşın altına koyması gerekiyor.”