Krizin değiştirdiği gelenek: Fistanlar artık kiralanıyor

  • 09:02 8 Haziran 2025
  • Emek/Ekonomi
 
Memihan Zeydan
 
WAN – Ekonomik kriz, Kürt kültürünün simgelerinden olan ulusal kıyafetleri de etkiledi. Wan’da terzilik yapan Mehtap Tuğan, fistanların artık dikilmek yerine kiralandığını, alım gücünün düşmesiyle birlikte yeni bir sektör doğduğunu söyledi. 
 
Kürt kültürünün en belirgin simgelerinden biri olan ulusal kıyafetler, Kürdistan’da hem kimliksel hem de estetik anlamda önemli bir yere sahip. Ancak derinleşen ekonomik kriz, bu kıyafetleri de doğrudan etkiliyor. Önceden kişiye özel olarak dikilen fistanlar, artık satın alınmak yerine kiralanıyor. Ekonomik şartlar nedeniyle alım gücü düşerken, ulusal kıyafet üretimi ve kullanımı yeni bir sektöre evrilmiş durumda.
 
Wan’da hem terzilik yapan hem de ulusal kıyafet kiralama işiyle uğraşan Mehtap Tuğan, bu dönüşümün ekonomiyle nasıl iç içe geçtiğini ve geleneksel giyimin nasıl evrildiğini değerlendirdi.
 
‘Anne mesleğini sürdürüyorum’
 
Terziliği annesinden öğrendiğini belirten Mehtap Tuğan, “Annem Yüksekova’da terzilik yapıyordu. Anneme bakarak merak edip başladım. Aslında geç başladım, şu an anne mesleğini sürdürüyorum. Birkaç yıldır terzilik yapıyorum. Ekonomik koşullar da mesleğe başlamamda etkili oldu” diyor. 
 
‘Alım gücü çok düşük’
 
Ulusal kıyafet kiralamanın da ekonomiyle ilgili olduğunu ifade eden Mehtap Tuğan, “Alım gücü çok düşük. Dikimi çok fazla emek istiyor; öyle olunca fiyat da yükseliyor. Böyle olunca kiralama ortaya çıktı. Kadınlar bir kere giydiği fistanı en fazla üç kere daha giyiyor. Bu bölgede çok fazla düğün olduğu için her düğüne fistan diktirmek mümkün olmuyor. Bu yüzden kiralamak daha mantıklı geliyor” diyerek ekonomik zorlukların yol açtığı durumlara dikkat çekiyor. 
 
Mehtap Tuğan, kiralamanın bir sektör olarak son zamanlarda arttığına işaret ederek, “Eskiden kiralama yapan çok az yer vardı; artık çok arttı. Bu da bizi etkiliyor. Tabii düşüşün tek sebebi sektörün genişlemesi değil; günümüz ekonomisinde alım gücü gitgide düşüyor” ifadelerine yer veriyor. 
 
‘Emeğimin karşılığını alamıyorum’
 
Emeğinin karşılığını tam olarak alamadığını belirten Mehtap Tuğan, “Bu fistanlar mankenlerin üzerine gelene kadar birçok aşamadan geçiyor. Birinci elden ikinci ele, oradan bize ulaşıyor. Dikimi de masraflı. Hal böyleyken şahsım adına emeğimin karşılığını alıyorum diyemem. Bu ürünler yurtdışından geliyor ve gümrük vergileri çok yüksek. Kumaş almaya gidildiğinde yapılan masraflar da buna ekleniyor. Ürünü aldığımız noktaya varıncaya kadar ciddi bir masraf oluşuyor” sözlerini kullanıyor. 
 
Bir sene içindeki fiyat farkı
 
Fiyat farkının bir yıl içinde ciddi oranda değiştiğini söyleyen Mehtap Tuğan şunları dile getiriyor: “Geçen seneki fiyatlarla bu seneyi karşılaştırdığımızda çok büyük fark var. Bu fark hem bize hem müşteriye yansıyor. Genelde, ‘Geçen sene bu kadar pahalı değildi’ şeklinde dönüşler alıyoruz. Her seferinde durumu anlatmak zorunda kalıyoruz.”
 
Yakın zamanda yaptığı fiyat araştırmasına değinen Mehtap Tuğan, bu araştırmasına dair şunları anlatıyor: “Ağır taşlı kumaşlar 5-6 bin liradan başlayıp 15-20 bine kadar gidiyor. Geçen sene bu fiyatların yarısıydı. Geçen yıl 2 bin 500 TL’den başlayan kumaşlar 10 bin TL’ye kadar çıkıyordu ama şu an iki katına çıktı. Hafif taşlı kumaşlar bin 500 TL bandındaydı; şu anda neredeyse ağır taşlı kumaşlarla aynı fiyatta. Düz kumaşların metresi 250-500 TL arasında değişiyor. Tabii bu rakamlar ortalama; kumaşın kalitesine göre daha da artabiliyor.”
 
‘Üretici bir konuma gelinmeli’
 
Ekonomik krizin temel sebebi olarak iktidarı işaret eden Mehtap Tuğan, “Yönetimde olanların belirlediği vergi ve faizlerle hayatımıza devam etmeye çalışıyoruz. Elbette sadece yöresel kıyafetler üzerinden düşünemeyiz bunu. Ekonomi söz konusu olduğunda her şey birbirine bağlı hâle geliyor. Hayatın her alanına etki ediyor. Türkiye, eskiden daha üretici bir konumdayken şimdi tamamen tüketici konumuna geldi. Dışa bağımlı bir noktadayız. Yeniden üretici bir yapıya geçilmesi gerekiyor. Bu tamamen çözüm olmasa da geçimi kolaylaştırabilir” diye belirtiyor.  
 
‘Ekonomi hiçbir zaman gereken düzeyde olmamış’
 
Mehtap Tuğan, eski filmlerdeki ekonomik temalara değinerek, “Birçok komedi filminde ekonomi işlenirdi. Bu da gösteriyor ki Türkiye ekonomisi hiçbir zaman gereken düzeyde olmamış, ekonomik bağımsızlık tam olarak sağlanamamış. Bugün baktığımızda ise ekonomi resmen dibe vurmuş durumda. Temel sebeplerden biri dışa bağımlılık ve günümüz insanında yaygın olan tüketim çılgınlığı. İşsizlik oranı çok yüksek, istihdam yok. Artık herkes bir şekilde yurtdışına gitmenin yollarını arıyor” diye kaydediyor.  
 
‘Kadınlar iş hayatında daha çok yer almalı’
 
Son olarak kadınların ekonomik özgürlüğüne vurgu yapan Mehtap Tuğan, “Günümüzde tek maaşla geçinmek mümkün değil. Eğer kadın çocuk sahibiyse masraflar daha da artıyor. Meslekleri ne olursa olsun tüm kadınlar mücadele etmeli ve iş hayatında yer almalı. Kadınlar iş hayatında daha fazla yer almalı ve çalışmalı” diye ekliyor.