Zeytinlikler için seslendi: Talan yasasına asla izin vermeyeceğiz

  • 09:03 2 Temmuz 2025
  • Ekoloji
 
MERSİN- Zeytinlikleri ve doğa koruma alanlarını maden ve enerji şirketlerine açacak torba yasaya karşı ekolojistler tepkili. MERÇED Başkanı Sabahat Aslan, “Ekolojiye, halk sağlığına ve geçim kaynaklarımıza zarar verecek bu talan yasasına asla izin vermeyeceğiz” dedi.
 
Zeytinliklerin, doğa koruma alanlarının ve yaşam alanlarının ranta açılmasını öngören torba yasa teklifi, Meclis Komisyonu’ndan geçti. Önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulu’na gelmesi beklenen yasa tasarısı, çevre örgütleri ve ekolojistler tarafından “ihanet yasası” ve “talan yasası” olarak nitelendiriliyor. Ekolojistler, yasa tasarısının geri çekilmesi için mücadeleyi sürdüreceklerini vurguluyor.
Mersin Çevre ve Doğa Derneği Başkanı Sabahat Aslan, teklifin yasalaşması halinde tehlike altındaki bölgelerin ekolojik denge, insan sağlığı ve sosyal yaşam üzerinde yaratacağı olası etkileri değerlendirdi.
 
Maden faaliyetleri için halkın arazisi acele kamulaştırmayla elinden alınacak
 
Komisyondan geçen yasanın, halkı değil, enerji şirketlerinin sahiplerini koruduğunu dile getiren Sabahat Aslan, “Daha çok rant elde etmek için hazırlanmış bir yasa. Şirket sahiplerinin işini kolaylaştıran bir düzenlemedir. Böylece şirketlerin işi kolaylaşacak, buna karşılık halk ve doğa mağdur edilecektir. Örneğin bir madenci bir bölgede işletme açmak istiyor, ancak o bölge ekolojik açıdan korunması gereken bir alandır. İşletmeci, kâr amacıyla bu doğal koruma alanını hiçe sayarak üretime başlayabilecek. Bunun için de yasal altyapı onların lehine hazırlanmış durumda. Yasal sürede alınması gereken belgelerin süreleri kısaltılmış.
 
Maden açılmak istenen yer hazine arazisi değilse ve halkın malıysa, bu durumda o alan çok hızlı bir şekilde kamulaştırılacak. Bu alan mera, zeytinlik veya halkın geçim kaynağı olabilir, ancak bu durum işletmeciyi ilgilendirmeyecek. İşletmeci doğrudan ilgili kurumlara başvurarak maden ocağı kurmak için talepte bulunabilecek ve kurumlar bu talebi kısa sürede yasal olarak yerine getirecek” dedi.
 
Bölge halkı işsiz kalacak
 
Doğa koruma alanlarının hiçe sayılacağını belirten Sabahat Aslan, “Bu yasa ekolojiye zarar verecek, halkın sağlığını bozacak ve geçim kaynaklarını da etkileyecek. Zeytinlik bahçenizden geçiminizi sağlarken bir anda acele kamulaştırmayla bu alan elinizden alınacak. Oradaki halk işsiz kalacak. Bu kabul edilebilir bir yasa değil. Bu yasa ekolojistleri, çevre ve meslek örgütlerini rahatsız ediyor. Mevcut yasalara aykırı bir düzenlemedir ve her yeri talan edecek. Üstelik bu talan yasası sadece maden şirketleri için değil, enerji şirketleri için de geçerli olacak” ifadelerini kullandı. 
 
Yaşam alanlarında enerji santralleri kurulabilecek
 
Daha önce kamuoyuna yansıyan Akbelen direnişini hatırlatan Sabahat Aslan, bu yasayla Akbelen Ormanı’nın ve bulunduğu bölgenin birinci derecede etkileneceğini dile getiren Sabahat Aslan, “Muğla’da, özellikle Kemerköy Termik Santrali’nin bulunduğu bölge çok etkilenecek. İl olarak en fazla etkilenecek yer Muğla olacak. Ancak bu etki, Türkiye’nin her yerindeki koruma alanları için de geçerli; madencilik faaliyetleri her yerde kolayca yapılabilecek. Ülkemizin her bölgesi ciddi risk altında. Bu yasa ile bölgelerde yaşayan insanların ekonomik geçim kaynakları ellerinden alınacak, zeytinlikle geçinen halkın toprakları bir anda maden ya da enerji şirketlerinin eline geçecek. O bölgede yaşayan insanlar işsiz kalacak. Ayrıca, bu yasayla kurulacak maden şirketlerinin alacağı Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporları da değersizleşecek.
 
ÇED raporu gözetilmeden verilecek ruhsatlar, ekolojiye, çevreye ve insan sağlığına zarar verecek. Mevcut uygulamada yasalara uyulmadan ÇED raporu onaylanabiliyordu, ancak en azından bu olumsuzluğu dava ederek kazanabiliyorduk. Bu yasayla birlikte hukukun işletilmesi de imkânsız hale gelecek ve şirketler hukuksal anlamda hak kazanmış olacak. Bu durum insan sağlığını da çok ciddi şekilde etkileyecek. Artık yaşam alanlarında çok rahat bir şekilde enerji santralleri kurulabilecek” diye belirtti. 
 
‘Akbelen direnişini kıramadığı için bu yasaya başvurdu’
 
Akbelen Ormanı için verilen mücadelenin o alanın talan edilmesini engellediğini söyleyen Sabahat Aslan, “Hükümet, Akbelen direnişini kıramayacağını bildiği için bu yasaya başvurdu. Artık birçok yerde halk bilinçlendi. Bu tür enerji projelerinin insan sağlığı üzerinde yarattığı ciddi olumsuz etkiler nedeniyle halk direnişe başlıyor. Hem hukuki hem de demokratik mücadeleler yürütülüyor. Demokratik mücadeleler büyüdüğü için böyle bir yasaya ihtiyaç duydular. Bu yasa komisyondan geçtiğinde Türkiye ayağa kalktı, Meclis önünde eylemler yapıldı. Tüm temsilcilerimiz oradaydı. Biz fiziken gidemedik ama tüm çevre örgütleri ve meslek odaları bulundukları yerlerde basın açıklamaları düzenledi. Bu yasaya karşı duruşumuz net bir şekilde ifade edildi” diye konuştu. 
 
‘Geçim kaynaklarının talan edilmesine izin vermeyeceğiz’
 
Yasanın Meclis Genel Kurulu’na geldiğinde daha güçlü bir mücadele vereceklerini vurgulayan Sabahat Aslan, “İki gün önce gerçekleşen eylem çok kısa sürede örgütlendi. Şimdi yasanın ne zaman Meclis’e geleceği belli olacak ve o tarihte hem merkezi hem de yerel düzeyde eylem ve mitingler düzenlenecek. Bu sürecin peşini bırakmayacağız. Talan yasasına kimse ‘evet’ diyemeyecek. Zeytinliklerimiz ve ormanlarımız en önemli geçim kaynaklarımızdır. Artık bunun bilincine varan insanlar sokaklarda ve sosyal medyada mücadele etmeye başladı. Buradan hükümete sesleniyorum: İnsanların tarihten bu yana var olan geçim kaynaklarının talan edilmesine asla izin vermeyeceğiz” dedi. 
 
‘Doğal varlığı ortadan kaldırmak ne ahlaki ne de yasal’
 
Dünya çapında iklim kriziyle mücadele edildiğini hatırlatan Sabahat Aslan, son olarak şöyle konuştu: “Zeytinlikler, gıda güvenliği açısından son derece önemli. Bu doğal varlığı ortadan kaldırmak ne vicdani, ne yasal, ne de ahlakidir. Yasayı Meclis’ten geçirmemek için çok ciddi bir mücadele yürütüyoruz. Yasa geçse bile, bölgelerde talana yol açacak projeler başladığında biz, halkla birlikte buna izin vermeyeceğiz. Karşımızda nasıl duracaklar merak ediyorum. Yol yakınken bu yasa tasarısını geri çekmeleri için çağrıda bulunuyorum. Biz halkız ve güçlüyüz, karşımızda kimse duramaz. Bu nedenle hükümetin halkın taleplerine kulak vermesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyorum.”