
Katledilen İlayda Alkaş sistematik şiddete uğramış
- 09:08 24 Temmuz 2025
- Güncel
Medine Mamedoğlu
AMED – İlayda Alkaş, sistematik şiddete maruz bırakıldığı Cemal Alparslan tarafından katledildi. Annesi Hülya Alkaş, failin hâlâ yakalanmamasına ve tehditlerin sürmesine tepki gösterdi: “Taziyesini bile kuramadık.”
Temmuz ayının ilk iki haftasında iki kadının katledildiği Amed’de, 7 ay içerisinde 5 kadın erkekler tarafından katledilirken, 6 şüpheli kadın ölümü yaşandı. Son olarak, Yenişehir ilçesine bağlı Şehitlik semtinde İlayda Alkaş (22), dini nikâhlı birlikte yaşayıp sistematik şiddete maruz bırakıldığı Cemal Alparslan (30) tarafından ateşli silahla katledildi. 15 Temmuz akşamı yaşanan katliamdan sonra Cemal Alparslan hâlâ yakalanmazken, İlayda Alkaş’ın taziyesi henüz kurulamadı.
İlayda Alkaş’ın annesi Hülya Alkaş, JINNEWS’e konuştu.
Fail Cemal Alparslan’ın ailesi tarafından tehdit edildiklerini söyleyen Hülya Alkaş, kızı İlayda Alkaş’ın fail ile bir yıl boyunca dini nikahla birlikte yaşadığını belirtti. Bu süre zarfında İlayda Alkaş’ın fiziksel şiddet ve hakarete uğradığını söyleyen Hülya Alkaş, kızının bir kez sığınma evine gittiğini, sonrasında ise iki defa kendi yanına geldiğini paylaştı. Hülya Alkaş, kızı yanına geldiğinde “Polisi arayalım, şikayetçi olalım” dediğini, İlayda Alkaş’ın ise, “Bunlar tehlikeli insanlar” yanıtını verdiğini aktardı.
‘Kızım hem fiziki hem cinsel şiddet görüyordu’
İlayda Alkaş’ın gözleri önünde katledildiğini söyleyen Hülya Alkaş, “Kızım, geçtiğimiz yıl evlendi. Evlendiği kişinin ve ailesinin çok tehlikeli insanlar olduğunu öğrendikten sonra ben kızımı uyardım, ama kızım gitti, evlendi. Bu kişi daha önce evlilik yapmış, ancak o kız da evden kaçmış. Benim kızım sonra kaldığı evde her gün fiziki şiddet ve hakaretlere maruz bırakıldı. Yine kızım bu süreçte cinsel tacize de maruz bırakıldı. 7 ayın sonunda kızım eve geldi ve yaşadıklarını anlattı. Bu olaylardan sonra kızım korkudan sığınma evine gitti. Orada da bir süre kaldıktan sonra yapamadığını söyleyip çıktı. Benim kızım daha 22 yaşındaydı. O evde bizim bilmediğimiz, bize anlatmadığı çok şey yaşadı. Babasına, ‘yardım et’ demesine rağmen, babası kızımı kendi elleriyle yeniden o eve gönderdi” sözleriyle yaşananları hatırlattı.
‘O kadar çabaya rağmen kızımı katlettiler’
İlayda Alkaş’ın bu süre zarfında çok daha ağır olaylarla karşı karşıya kaldığını ifade eden Hülya Alkaş, ancak bu olayları kendilerine anlatmadığını söyledi. Son şiddet olayından sonra kızıyla beraber şehir dışına çıktığını kaydeden Hülya Alkaş, bunca çabaya rağmen kızının hayatta kalamadığını belirtti. Hülya Alkaş şöyle devam etti: “Kızım sadece Cemal’dan değil, diğer aile bireylerinden de şiddet görüyordu. Bu Mayıs ayında da yeniden kızım gözleri mor bir şekilde eve geldi. Kızım, gördüğü şiddeti anlatarak, camdan atlamaya çalıştığını ama birilerinin onu son anda tuttuğunu anlattı. Kimse benim kızımın arkasında durmadı. Ben kızıma, ‘Şikayet edelim, darp raporu alalım’ dedim. Ama bana, ‘bunlar tehlikeli insanlar, buradan kaçalım’ dedi. Ondan sonra biz buradan çıkıp haftalarca başka şehirlerde yaşamaya başladık. Ondan sonra kızım bana, ‘Cemal, eski eşini öldürmedi; beni de öldürmezler’ deyip Diyarbakır’a yeniden dönmemizi söyledi. Ben de kızımı dinledim ve evime geri geldim. Ama başıma bunların geleceğini bilmiyordum.”
‘Can güvenliğimiz yok’
Kızının katledilmesinin ardından failin ailesi tarafından tehditlerin devam ettiğini söyleyen Hülya Alkaş, can güvenliklerinin olmadığını yineledi. Hülya Alkaş şöyle devam etti: “Döndükten sonra başımıza bunlar geldi. Olayın olduğu gün küçük kızımın doğum gününden geliyorduk. Eve vardığımız anda dışarıdan ‘çekilin!’ diye bir ses duyduk. Meğer bu adam kahvede saatlerce bizi beklemiş. Birileri ona yerimizi ve ne zaman geleceğimizi söylemiş. Çok yakın mesafeden defalarca ateş etti. Kızım o anda yaşamını yitirdi. Kızımın taziyesini dahi kuramadım. Katil hâlâ yakalanmadı ve bizim de can güvenliğimiz yok. Korkudan ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bu cinayetten sorumlu olan herkesten şikayetçiyiz. Bu süreçte yaşamadığımız şey kalmadı.”
Hülya Alkaş, son olarak kadın örgütlerine dayanışma çağrısında bulunarak, sözlerini tamamladı.