Mêrdîn’de 'Ölüye saygı ve adalet' paneli
- 18:51 8 Kasım 2025
- Güncel
MÊRDÎN - Mêrdîn’de düzenlenen "Barış inşasında ölüye saygı ve adalet" panelinde, cenazelere saldırılar ve hak ihlalleri tartışıldı, hakikat ve yüzleşme komisyonu çağrısı yapıldı
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi, Mêrdîn’de “Barış İnşasında Ölüye Saygı ve Adalet” paneli düzenledi. Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde hayatını kaybedenler için yapılan saygı duruşunun ardından İnisiyatif Sözcüsü Elif Bulut konuştu.
İnisiyatifin kuruluş süreci ve amaçlarını anlatan Elif Bulut, "Hayatta olmayanların adaletini arıyoruz bu topraklarda" dedi. Elif Bulut, mezarlıkların tahrip edildiği bir süreçten geçtiklerini ve bunlara karşı mücadele etmek amacıyla ortaya çıktıklarını ifade etti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" ile beraber önümüzdeki yüzyılın nasıl şekilleneceği yönünde çalışmalar olduğunu kaydeden Elif Bulut, "Barış yüzyılı olabilmesi için bu süreci destekleyecek ve mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi. olabilmesi için süreci destekleyecek ve mücadelemizi sürdüreceğiz” diye belirtti.
'Varlığın tanınması hayati önemde'
Ardından Av. Jiyan Abdüssamedoğlu moderatörlüğünde "Mezopotamya'da Ölüye Saygı Geleneği ve Adalet Talebi" konulu oturum düzenlendi. Maral Civanyan, Ermeni defin törenleri ve azınlıkların cenazelerine dönük hak ihlallerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Maral Civanyan, ölüye saygının tüm inançlarda farklı şekillerde ortaya çıktığını belirterek, ölümle beraber insan için vatanın durumunu "vatan artık bir toprak parçası değil, taşa kodlanmış kültürel bir haktır" diye değerlendirdi. Ölüye dönük devlet uygulamalarına değinen Maral Civanyan, "Varlığı tanınmayanın özü de tanınmaz" anlayışı ile hareket edildiği için öncelikli olarak devlet nezdinde insanın varlığın tanınmasının önemli olduğunu vurguladı.
Ölülere ve anılarına saygı
Akademisyen Abdurrahman Aydın, devletin cenazelere yönelik politikalarını anlatarak, “Ölme hakkımızı dahi elimizden aldılar” dedi. Din alimi Qasim Yiğit, tahrip edilen mezarlıklar ve topladıkları kemiklerle ilgili yaşadıklarını anlattı. Yiğit, Öcalan’ın süreci sayesinde daha güçlü bir mücadele yürütebileceklerini ifade etti.
'Kaybetmek ölümle değil, unutmakla olur'
Din alimi Qasim Yiğit, Cizîr’deki sokağa çıkma yasakları sırasında yaşananları aktararak, “Aslında kaybetmek ölümle değil, unutmakla olur. Bu nedenle unutmamak gerekir” dedi. Konuşmasını, “Ne zaman ki zafere ulaştık, o zaman ayağını üç defa yere vur ve haykır; Kürdistan artık özgür” diyerek tamamladı.
Birinci oturumun son konuşmacısı Şilan Bingöl, “Kürdistan'da Ölüm, Yas ve Kolektif Hafıza” başlığıyla sunum yaptı.
Basın ve hafıza
İkinci oturum, gazeteci Abdurrahman Gök moderatörlüğünde “Barış İnşasında Basının Dili, Ölüye Saygı ve Adalet Arayışı” başlığıyla düzenlendi. Gazeteci yazar Roza Metîna, çatışmalı süreçte hayatını kaybedenlere dönük medyanın diline işaret ederek, “Devletin aklıyla Kürtlere dönük özel bir savaş yürütüldü. Bunu Kürtlerin ölüleri üzerinden de yaptılar ve buna uygun bir dil oluşturdular” dedi.
Roza Metîna, medyanın devlet güçlerinin işlediği suçları gündeme getirmediğini ve mağduru doğrudan suçladığını belirterek, “Özgür Basın buna karşı ortaya çıktı. Önemli bir rol oynadı ve oynamaya devam ediyor” ifadelerini kullandı. Roza Metîna, “Bir hafızayı yok etmek için her türlü girişimde bulundular. Ahlaki olmayan çok şey yaptılar. Halepçe’de de aynı şeyi yaptılar. Ama basın karşılarında durdu” diye konuştu.
'Karanlıkta kalan hakikatler ortaya çıkarılmalı'
DEM Parti Milletvekili Sümeyye Boz, yas ve cenaze engellemelerinin politik bir yaklaşım olduğunu belirtti. Sümeyya Boz, barış süreci ile birlikte karanlıkta bırakılan hakikatlerin ortaya çıkarılması ve tartışmaya açılmasının güven için hayati olduğunu söyledi.







