‘Zindanda kadın olmak’ panelinde direniş vurgusu

  • 15:18 22 Kasım 2025
  • Güncel
MERSİN - TJA’nın Mersin’de düzenlediği “Zindanda kadın olmak” panelinde, kadınların cezaevlerinde sistematik baskılara rağmen güçlü bir dayanışma ve direniş hattı oluşturduğu vurgulanarak, erkek egemen tahakkümün hem içeride hem dışarıda aynı biçimde sürdüğü ifade edildi.
 
Tevgera Jinên Azad (TJA), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında Mersin’in Akdeniz ilçesinde “Zindanda kadın olmak” başlıklı panel düzenledi. Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAY-DER) binasında gerçekleşen panele çok sayıda kadın katıldı. Panel, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşuyla başladı.
 
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Mersin Şube Eşbaşkanı Melek Şaraldı, TJA’lı Sara Kaya ve Emine Kaya panelde konuşmacı olarak yer aldı.
 
‘Her zaman direndik’
 
Nisêbîn Belediye eski Eşbaşkanı ve TJA aktivisti Sara Kaya, kadınların cezaevinde ve dışarıda aynı erkek egemen baskı döngüsüne maruz bırakıldığını belirterek devletin kadın iradesini hedef aldığını söyledi. Sara Kaya, cezaevlerinin kadınlar için hem baskı hem de direniş mekânı olduğunu vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti: “Yirmi yıldan fazladır çalışıyorum; bir halkın iradesi olmaya yönelince devlet gözünde suçlu hale geldim. Hapse girmeden önce hiçbir şeyim yoktu, çıktıktan sonra halkın temsilcisi olduk ve yolumuz yine hapisle kesişti. Sekiz yıldan fazla Mardin, Ankara, Wan ve Tarsus hapishanelerinde kaldım, sürgün sevklerle bizi ve ailelerimizi cezalandırdılar. Bu seviyeye kolay gelmedik, çok bedel verdik, her zaman direndik ve bir adım geri atmadık.”
 
İhlallere dikkat çekti 
 
Panelin diğer konuşmacılarından Emine Kaya, kadın tutsakların kimlikleri ve mücadeleleri nedeniyle yıllardır sistematik baskılara maruz bırakıldığını aktardı. Emine Kaya, keyfi aramalar, iletişim engelleri, disiplin cezaları ve psikolojik baskıların kadınları sindirmeyi amaçladığını söyledi. Tüm bu uygulamalara rağmen kadınların içeride güçlü bir dayanışma ağı oluşturduğunu belirten Emine Kaya, cezaevlerinin bu nedenle aynı zamanda bir direniş alanı olduğunu vurguladı.
 
‘Kadınlar iki kez cezalandırılıyor’
 
ÖHD Mersin Şube Eşbaşkanı Melek Şaraldı, cezaevlerinde kadınların sistematik olarak hedef alındığını vurgulayarak şunları ifade etti: “Kadınların iki kez cezalandırıldığını görüyoruz. Hijyen koşulları kadınlara uygun değil; zaten cezaevlerinin yapısı başından beri kadınlara göre tasarlanmamış. Erkekler yurttaş, kadınlar istisna olarak imgeleniyor ve cezaevleri de buna göre dizayn ediliyor. Kadının sağlığa erişimi, hijyene erişimi, kelepçeli muayene… Bunların hepsi kadını ikinci kez cezalandırmaya yönelik.”
 
‘Engellenen hakları açığa çıkarmakla sorumluyuz’
 
Fiziki işkencenin bittiğinin söylendiğini ancak çıplak arama dayatması dahil birçok ihlalin sürdüğünü belirten Melek Şaraldı, “Kadın bedeni üzerinden tahakküm kurularak kadın denetim altında tutulmaya çalışılıyor” dedi. Avukatlar olarak görevlerinin ihlalleri görünür kılmak, raporlamak ve uluslararası mekanizmaları işletmek olduğunu söyleyen Meral Şaraldı sözlerini şöyle sürdürdü: “İçeride bir kadının sesi birse, dışarıda biz o sesi görünür kılmak ve engellenen haklarını açığa çıkarmakla sorumluyuz.”
 
Etkinlik, katılımcıların panelistlerle yaptığı interaktif sohbetle sona erdi.