Kürt Dili ve Edebiyatı Topluluğu: Kürtçe resmi dil olmalı

  • 09:02 8 Aralık 2025
  • Kültür Sanat
Büşra Turan
 
WAN - Kürtçenin öğrenciler arasında konuşulmasını yaygınlaştırmak ve yaşam dili haline getirmek amacıyla kurulan Kürt Dili ve Edebiyatı Topluluğu yöneticileri, Kürtçenin önündeki resmi engeli eleştirerek, “Kürtçe resmi dil olmadığı sürece gelişimden bahsetmek pek mümkün değil. ‘Dilimiz kimliğimizdir’ belirlemesiyle dilimize sahip çıkmalıyız” çağrısında bulundu. 
 
Bir yıla yakın bir süredir devam eden “Barış ve Demokratik Toplum” süreci toplum üzerindeki etkisini gösterirken, toplumsal taleplerin de daha yüksek perdeden haykırılmasını sağladı. Kürt halkının en temel talebi olan Kürtçeye statü ve anadilde eğitim talebi de giderek yaygınlaşıyor. Kürt dilini yaşatmayı ve yaşamsal kılmayı amaçlayan bir topluluk da 15 Mayıs 2024’te kurulan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Kürt Dili ve Edebiyatı Topluluğu (YYÜ-KURDÎ). Kürt kültürü ve dili üzerine çalışmalar yürüten YYÜ-KURDÎ, aynı zamanda öğrenciler arasında Kürt bilinci oluşturmayı da amaçlıyor. Bu bağlamda, topluluk programlarına çeşitli çalışmalarla başladı. 
 
Üniversitelerde anadil ve kültür çalışmalarına yönelik ilgi artarken, gençler özellikle Kürtçenin görünürlüğünün ve kullanımının güçlendirilmesi için yeni topluluklar ve etkinlikler organize ediyor. Öğrenciler, hem kampüs içinde hem de günlük yaşamlarında Kürtçe düşünme, konuşma ve üretme pratiğini yaygınlaştırmayı hedefliyor. Kurulan topluluklar aracılığıyla dil atölyeleri, film gösterimleri, kültürel buluşmalar ve edebiyat odaklı programlar gerçekleştirilirken, gençler bu çalışmaların hem farkındalık yarattığını hem de üniversite içindeki sosyal iletişimi güçlendirdiğini ifade ediyor.
 
YYU-KURDÎ yöneticileri ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencileri Özlem Yegin ve Meryem Uluktekin, topluluklarının amaç ve faaliyetlerini değerlendirdi.  
 
‘Kürtçe düşünüp Kürtçe konuşmak istiyoruz’
 
Üniversitede kurdukları topluluğun amacının özellikle anadil ve kültür alanında ortak bir bilinç oluşturmak olduğunu vurgulayan Özlem Yegin, “Üniversitedeki öğrenciler içerisinde tüm öğrencilerin Kürtçe konuşmalarını ve Kürtçe düşünmelerini istiyoruz. Biz Kürtçe biliyoruz, konuşuyoruz; dışarıda, sosyal hayatta, aile içinde konuşuyoruz. Fakat konuştuğumuzda fikirlerimiz Türkçeye dönüşmüş; Türkçe düşünüp Kürtçe konuşuyoruz. Biz bunu istemiyoruz. Kürtçe düşünüp Kürtçe konuşmak istiyoruz. Diğer bir amacımız da Kürt gençlerinin Kürtçe düşünüp Kürtçe konuşmalarını, yazmalarını ve okumalarını sağlamak. İçimizde Türk olan arkadaşlar da var; biz istiyoruz ki onlar da Kürtçe öğrensin, kültürümüzü öğrensin ve bilsinler. Bundan dolayı bu topluluğu inşa ettik. Kültür, tarih, sanat ve edebiyat alanlarında kendilerini geliştirmelerini, ön plana çıkmalarını istiyoruz. Topluluğumuzu bilen tüm arkadaşlarımızın topluluğumuzu tanıtmalarını ve ön plana çıkarmalarını istiyoruz” dedi.
 
‘Gençler daha fazla program yapmamızı istiyorlar’
 
Yürüttükleri etkinliklerin amacına değinen Özlem Yegin, özellikle gençlerin Kürtçeyle daha fazla buluşmasını hedeflediklerini belirterek şöyle devam etti: “İstiyoruz ki gençler Kürtçe öğrensin; aktivitelerimize katıldıklarında kendilerini rahat hissetsinler. Etkinliklerimizin güzel geçmesini ve devam etmesini istiyoruz. Bu yüzden kısa filmler, tiyatro, konuşma ve Kürtçe okuma gibi programlar yapmak istiyoruz. Bizim için önemli günler var: Newroz, Kürt Dil Günü gibi. Bu günlerin neden kutlandığını, bizler için neden önemli olduğunu bilmek ve öğretmek gerekiyor. Etkinlikleri düzenlediğimizde gençlerin çok fazla katılım sağlamasını istiyorduk. Beklediğimizden daha fazla katılım oldu, bu da bizi çok mutlu etti. Gençler de çok sevindiler, memnun kaldılar. Tartışmalar yaptığımızda onların katkı sunması bizi mutlu ediyor. Daha fazla program yapmamızı istiyorlar.”
 
‘Topluluk sayesinde aramızda daha çok Kürtçe konuşuyoruz’
 
Üniversitede kurdukları topluluğun öğrenciler arasında Kürtçe konuşmayı artırdığına dikkat çeken Özlem Yegin, bu durumun günlük iletişimlerine de olumlu yansıdığını belirtti. Topluluğun öğrenciler üzerindeki etkisine değinen Özlem Yegin, “Birkaç arkadaşımız vardı, yanımıza geldiler. ‘Siz bu topluluğu inşa ettikten sonra biz kendi aramızda daha çok Kürtçe konuşuyoruz ve anlaşıyoruz. Bu sayede bilmediğimiz kelimeleri de öğrenmiş oluyoruz. Kendi aramızda konuştukça öğreniyoruz ve bundan dolayı mutlu oluyoruz’ dediler. Örneğin, bizi dışarıda gördüklerinde topluluğun yönetiminde olduğumuzu biliyorlar; bu yüzden yanımıza geldiklerinde direkt Kürtçe konuşuyorlar. Bu tarz konuşmalar üniversite içinde daha yaygın bir hal almaya başladı; bu da bizi mutlu ediyor. Dijital medya üzerinden yoğun paylaşımlar oluyor, bu da bizi mutlu ediyor” ifadelerine yer verdi.
 
‘Kürtçe düşünün, Kürtçe yaşayın’
 
Hazırladıkları her program sürecinde karşılarına birçok zorluğun çıktığını belirten Özlem Yegin, resmi prosedürlerin çoğu zaman işlerini aksattığını ifade ederek, “Hayatın içinde, aile içinde, yaşam içinde her yerde Kürtçeyi konuşabilirsin. Kürtçe bilmiyorsa onun için başka dillere çeviri yapabiliriz. Kürt biriyle konuştuğumda Kürtçe konuşmak istiyorum. Kürtçe düşünün, Kürtçe yaşayın” sözlerine yer verdi.
 
‘Yapılan etkinlik farkındalık yarattı’
 
Meryem Uluktekin ise düzenledikleri film etkinliğinin öğrenciler arasında büyük bir ilgi ve heyecan yarattığını belirterek, etkinliğin katılım ve yarattığı farkındalık açısından oldukça umut verici olduğunun altını çizdi. Meryem Uluktekin, “Çok fazla öğrenci katılım sağladı, salon dolup taştı. Gelen arkadaşlar mutlu oldular ve biz de onların gelmelerine, katılım sağlamalarına sevindik. Program çok güzel ve renkli bir program oldu. Bu etkinlikler kesinlikle farkındalık yaratıyor. Arkadaşlar bizi gördüğünde, ‘Sizin etkinlikleriniz birinci ve ikinci etkinlik dahi olsa çok güzel oluyor; bu tür programları daha fazla yapın, üniversitenin içinde de kendi aramızda daha çok Kürtçe konuşalım’ diyorlar. Bu yüzden hem bizim hem de onlar için bu tür etkinlikler çok güzel ve etkisi çok büyük” diye konuştu.
 
‘Üniversitede yeni dil atölyelerimiz açılacak’
 
Üniversitede Kürtçe anadil çalışmaları ve kültürel etkinlikleri büyütmeyi hedeflediklerini vurgulayan Meryem Uluktekin, planladıkları çalışmaları şu sözlerle aktardı: “Üniversitede yeni dil atölyelerimiz açılacak. Bu atölyeler dil üzerinde çalışmalar yapacak. Birinci çalışmamız dil üzerinde atölye çalışmaları olacak. Onların seviyesine göre sınıflar belirlenecek. Kürtçe öğrenmek, okumak isteyenlere sınıflar açılacak. Onun haricinde sıra geceleri düzenleyeceğiz. Burada Kürtçe şiirler, hikâyeler, şarkılar, dengbêjler; ayrıca edebiyat üzerine konuşmalar düzenlemek istiyoruz. Birinci amacımız üniversite içerisinde başarıya ulaşmak. Üniversite içerisinde Kürtçe konuşulsun, daha fazla Kürtçe yazılsın ve öğrenilsin. Bunun yanında Kürt kültürünü ön plana çıkarmak istiyoruz ki öğrencilerin dikkatini çeksin. Bu konuda çalışacağız.”
 
‘En büyük çağrımız: Dilimiz kimliğimizdir’
 
Meryem Uluktekin, kültür ve eğitim alanlarındaki mevcut tabloya göre Kürtçenin gelişiminin önündeki en büyük engelin eğitim alanındaki resmiyet eksikliği olduğunu söyledi. Meryem Uluktekin, “Bu durumu kültür ve eğitim olarak iki başlıkta sıralayabiliriz. Kültür için televizyon ve dijital medya üzerinde çalışmalar var; fakat eğitim üzerine aynı belirlemeleri yapmak pek mümkün değil. Nedeni ise eğitimde büyük bir sorunla karşılaşıyoruz. Eğitimde resmiyet yok. Kürtçe resmi dil olmadığı sürece gelişimden bahsetmek pek mümkün değil. Bu konular üzerine en büyük çağrımız ‘Dilimiz kimliğimizdir’ belirlemesiyle dilimize sahip çıkmalıyız. Her yerde ve her zaman da sahada pratik olarak dilimizi konuşmalıyız. Zaten bu beklentimizin birinci ayağı ailede başlıyor. Aile çocuğuyla Kürtçe konuşmada hassas yaklaştığında, arkadaşlar arasında da bu hassasiyet göz önünde bulundurulduğunda sorunlar çözülmüş olur” şeklinde konuştu.