TTB hakikati söylediği için hedefte!

  • 09:03 23 Ocak 2023
  • Güncel
Melike Aydın
 
İZMİR - Şebnem Korur Fincancı’nın ve diğer TTB Merkez Komite üyelerinin hakikati söyledikleri için iktidarın hedefinde olduğunu söyleyen Dr. Selma Güngör, TTB’nin Sağlık Bakanlığı’nın bir müdürlüğü haline getirilmesine izin vermeyeceklerini belirtti.
 
Türkiye'nin Güney Kurdistan’a yönelik saldırılarında kimyasal silah kullanımına ilişkin bağımsız heyetler tarafından araştırma yapılması gerektiğine dair değerlendirme yapmasının ardından AKP-MHP iktidarı tarafından hedef gösterilen Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı ve Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı 26 Ekim 2022’de gözaltına alındı. Ertesi gün “örgüt propagandası” iddiasıyla tutuklanan Şebnem hakkında 11 Ocak 2023’te İstanbul 24’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın üçüncü duruşmasında 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası verilerek tahliye edildi. Karar istinafa taşınacak. Bu dava ile bağlantılı olarak TTB Merkez Komitesi üyelerinin görevden alınma davasının karar duruşması ise 8 Şubat’a ertelendi.
 
İzmir Tabip Odası, Şebnem’in tutuklanmasının ardından başlattığı Adalet Nöbeti eylemlerine devam ediyor. Her hafta salı günleri 17.00–19.00 saatleri arasında gerçekleşen TTB’ye açılan davanın görüleceği 8 Şubata kadar devam edecek. 2016-2020 yılları arasında merkez komite üyesi olan emekli aile hekimi Selma Güngör, konuya ilişkin değerlendirme yaptı. 
 
TTB’nin kapatılması için hep bahane arandı
 
Yapılanların hekimlik uygulamaları dâhilinde olduğunu bildikleri için oluşturmaya çalışılan linç girişimlerine karşı eyleme başladıklarını ifade eden Selma, nöbette güncel gelişmelerin yanı sıra saldırıların neden gerçekleştiğini kamuoyuna anlattıklarını belirtti. 20 yıllık iktidarın sağlıkta dönüşüm projesini başarı olarak yansıttığını belirten Selma, “Bu projenin pandemi sürecinden başlayarak lime lime döküldüğünü gördük. Yine ‘büyük eser’ olarak yansıtılan şehir hastanelerinin kurulduğu andan itibaren sağlık hizmetlerine ulaşmayı ne kadar zorlaştırdığını aktardık. Sağlık hizmetlerine erişimde eşitsizliği artıracağını sağlık için ayrılan bütçenin halka, sağlığa değil, inşaat şirketlerine, hastane işletmecilerine aktarılacağını söyledik. Bu çöküş döneminde kendisine dönük muhalefeti yapacak kurum olarak TTB’yi gördükleri için TTB’nin sesini kısmak için bahane arıyorlardı. Pandemi sürecinde TTB’nin veri istediği her güçlü seste TTB kapatılsın istendi. Bu dönemde de neden, sağlıkta dönüşümün iflas ettiğini TTB’nin söyleyecek olmasıdır” diye belirtti.
 
‘Şebnem cezaevinde tutulduğu için ceza aldı’
 
İktidarın kendisine karşıt olanlara yaptığı gibi Şebnem’i de masumiyet karinesini hiçe sayarak tutukladığını belirten Selma, tümüyle ifade özgürlüğü kapsamında, mesleğinin gerektirdiği bir konuda yaptığı konuşmadan dolayı Türkiye’ye dönüp ifade verebileceğini söylediği halde tutuklandığını belirtti. Selma, şöyle devam etti: “Türkiye yargısı iktidarın bu cezalandırma politikasına olanak sağlıyor. Sonrasında kendisini aklamak için yattığı süreyi kapsayacak bir ceza veriyor. Bu ceza Şebnem Korur Fincancı cezaevinde tutulduğu için verilen bir cezadır. Söylediklerinin propaganda veya örgütle ile ilgisi yoktur.”
 
‘Şebnem gerçekleri söylediği için cezalandırıldı’
 
Tutuklamanın ve davaların hipokrat yeminine ve hekimlik değerlerine yapılan bir saldırı olduğunu belirten Selma, “Hekimlik değerlerinin en önemlisi hiçbir ayrım yapmaksızın herkesin sağlık problemleriyle ilgilenmektir. Bize yönelik mesleğimizi yaparken hiçbir baskıyı kabul etmemektir ve baskı uygulayanların tarafını değil, hastanın tarafını tutarak çalışmaktır. Bu son durumda da Şebnem Korur Fincancı Adli Tıp profesörü olarak öğrencilerine hiçbir ayrım yapmadan ve herkes için doğru neyse onu rapor etmeleri ve kamuoyuyla paylaşmayı öğretiyordu ve onu uyguladı. Gerçekler siyasal iktidarın hoşuna gitmiyordu. Bundan dolayı da cezalandırıldı” diye konuştu.  
 
‘TTB Sağlık Bakanlığı’nın müdürlüğü haline getirilmek isteniyor’
 
TTB’ye yapılan baskıların ise TTB Merkez Komite üyelerini susturmak, TTB’yi Sağlık Bakanlığı’nın bir müdürlüğü haline getirmek üzere yapıldığını kaydeden Selma “Bu baskı kurma meslek örgütlerine 12 Eylül ile getirilmiştir. Demokratik kitle örgütlerini darbe mantığı ile denetleme yöntemidir. Bunu siyasal iktidar da kullanarak dava açmıştır” ifadelerini kullandı. 
 
‘Yasal düzenleme getirmek isteyebilirler’
 
TTB’yi kapattırmayacaklarını belirten Selma, “Merkez Komite Üyeleri demokratik şekilde seçildiler. Hiçbir güç bize rağmen onları alamayacak” dedi. Selma, Türkiye Barolar Birliği’ne (TBB) getirilmek istenen düzenleme gibi TTB’ye  ilişkin de farklı bir yasa taslağından bahsedildiğini ancak henüz Meclis’e getirilmediğini ancak böyle bir saldırı beklediklerini söyledi.