Annelerin yol arkadaşları: Mücadelelerini sürdüreceğiz

  • 09:04 28 Ağustos 2023
  • Güncel
Rojda Aydın
 
COLEMÊRG - Gever Barış Anneleri Meclisi üyeleri olan anneler trafik kazasında yaşamlarını yitiren yol arkadaşları Perişan Akçelik ve Adalet Safalı’yı anarak, mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.
 
15 Ağustos'ta Colemêrg ve ilçelerinde yapılan ev baskınlarında aralarında Barış Anneleri’nin de olduğu 23 kişi gözaltına alındı. Adalet Safalı ve Perişan Akçelik’te haklarında gözaltı kararı olan annelerdendi. Baskın sırasında evde olmadıkları için gözaltına alınamayan anneler daha sonra savcılık tarafından ifade işlemleri için Gever’den Colemêrg’e çağrıldılar. 22 Ağustos’ta ifade vermek için Colemêrg’e giden anneler ve Cihan Akçelik dönüş yolunda geçirdikleri kaza sonucu  yaşamlarını yitirdiler. Kazada ağır yaralanan Avukat Erdal Safalı ise Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
 
Adalet ve Perişan annenin yol arkadaşları olan Gever Barış Anneleri Meclisi üyeleri, yaşanan kaza ve annelere dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Anneler barış elini uzattı’
 
Mahsume Yaşar, iki Barış Annesi’nin de yıllardır barışın hakim olduğu bir yaşam için mücadele ettiğini belirterek, şöyle konuştu: "Perişan anne toplum içinde Sîsin anne olarak tanınıyordu. Her zaman iki annemizle birlikte etkinliklere katılıyorduk. Hepimiz birlikte hareket ettik. Onlar barış isteyen annelerdi. Annelerimiz barış ellerini uzattı. Ancak yetkililer bu çabaya karşılık vermedi. Anneler kimsenin incinmesini istemez. Ancak bugün baktığımızda annelere karşı büyük bir zulüm var. Annelerin hiçbir suçu yoktu ve bu şekilde hayatlarını kaybettiler. Evlere baskınlar yaptılar sonrasında da Adalet ve Sîsin anneyi ifadeye çağırdılar. Birkaç kez aradılar. Sîsin anne barış istemek dışında herhangi bir suç işlememiştir. Annelerimizin suçları barış, eşitlik ve özgürlük istemektir. Bu haksızlıklar ve zulümler annelerimize yapılıyor. İktidar hiçbir insanlık bırakmadı. Ne Adalet Bakanı, ne devlet, ne de siyasiler görevlerini yerine getiriyor. Kimse bu anneler için üzerine düşen görevi yerine getirmedi. Anneler her zaman barış yanlısıdır. Asla savaş ve ölüm istemezler. Annelerimiz de buna karşı mücadele etti. Artık yeter diyoruz. Bu zulme son verin. Annelerin sesini, dileklerini herkes duysun."
 
‘Ne kaza ne de kader’
 
Mahsume, o annelerin hiçbir suçunun olmadığını ve bu politikalarla annelere psikolojik savaş açıldığını belirtti. Gever'de annelerin ifadelerinin neden alınmadığını soran Mahsume, "Gever'de de aynı savcılar, hakimler var. Neden burada ifadelerini almadılar? Devlet sadece annelerimize baskı yapmak istiyor. Ama biz bu zulmü asla kabul etmeyeceğiz ve karşısında durayacağız. Bütün konuşmalarında her iki anne de bu zulmün son bulmasını istedi ve sadece ‘Barışçıl bir yaşam kurulmalı’ dedi. Annelerimiz de onurlu bir yaşam istiyordu. Hayatta olduğumuz sürece onların davasından asla vazgeçmeyeceğiz. Sonuna kadar barışı ve özgürlüğü isteyeceğiz. Herkes görevini yapsın. Kürtler binlerce yıldır eziliyor. Dilimiz ve kimliğimiz için mücadele ediyoruz. Bizi öldürseler, tutuklasalar bile bu zulmü kabul etmeyeceğiz. Biz var oldukça bu mücadelemiz devam edecek. Her iki annemiz durumuda onların davasıyla ilgiliydi. Anneler zulmü ve şiddeti görmelerine rağmen davalarından vazgeçmediler. Çünkü davamız kutsal bir davadır. İktidar bu politikalarıyla anneleri ve Kürt halkını susturmak istiyor ve bu zulmü bu yüzden yapıyor. Bu zulüm politikaları yüzünden annelerimiz hayatını kaybetti. Bizi teslim almak istiyorlar ama yapamıyorlar. Biz güçlü bir ruha sahibiz ve bu ruhla mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Annelerimizin mücadelesini yaşatacağız. Bu davadan vazgeçmeyeceğiz. Annelerimiz zulüm yolunda şehit oldular. Bu ne bir kaza ne de kaderdir" şeklinde konuştu.
 
‘Mücadelelerinin yarım kalmasına izin vermeyeceğiz’
 
Nurten Sancak da annelerin mücadelesini ve kararlılığını asla unutamayacaklarını belirterek, Perişan anne ile Adalet annenin büyük bir mücadele verdiğini söyledi. AKP iktidarının annelere yönelik saldırı politikalarını kınayan Nurten, şöyle devam etti: "Annelerimizi ifadeye çağırdılar ve dönerken hayatlarını kaybettiler. Bu zulüm yüzünden hayatlarını kaybettiler. Çünkü ifadeye çağırmasalardı hayatlarını kaybetmeyeceklerdi. Gever'de ifadelerini alabilirlerdi. Amaçları zulüm yapmaktır. Sîsin annenin 7 çocuğu vardı. Çocuklarının ardından eşi de hayatını kaybetti. Şimdi geriye sadece 4 çocuk kaldı. Adalet annenin de 4 çocuğu vardı ve hepsi küçüktü. Eşi devletin baskıları nedeniyle ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Devlet annelerimize hep baskı yaptı. Anneler her zaman büyük bir kararlılıkla mücadelelerine devam ettiler. Barış Anneleri ne yaptı? Barış Anneleri yüreği yaralı ve acılı annelerdi. Annelerin tek dileği huzurlu bir yaşamdı. Barış Anneleri sadece barış istiyor. Artık hiçbir annenin kalbinin kırılmasını istemiyoruz. Annelerimiz de bu yüzden zorlandı. Onların mücadelesine tanık oluyoruz. Bu zulmün son bulması yeterlidir. Annelerin yürekleri yansa da onlar bu yoldan asla vazgeçmezler. Barış Anneleri bu yoldan vazgeçmiyor. Barış Anneleri hayatlarını kaybedene kadar barış için dua etti. Bu zulüm daha ne kadar devam edecek ve biz zulme uğrayacağız? Anneler olarak annelerimizin mirasına sahip çıkalım. Annelerimizin mücadelesinin yarım kalmasına izin vermeyeceğiz."
 
'Her iki annenin de ölümünden iktidar sorumludur'
 
Gülçin Karaburk da devletin baskıları nedeniyle her iki annenin de acılar çektiğini vurgulayarak, "Sîsin anne 3 çocuğunu ve eşini kaybetti. Adalet annenin de 4 çocuğu yalnız kaldı. Bu sistemi lanetliyoruz. Gever'de annelerin ifadesinin alınabileceği bir yer yok muydu? Barış isteyen annelerimiz tutuklanıyor, gözaltına alınıyor. Veya haklarında soruşturma açılıyor. Her iki annenin de ölümünden iktidar sorumludur. Annelerimiz her zaman yanımızdaydı ve çalışmaların içindeydiler. Annelerimiz sıradan anneler değildi. Anneler bu zulmün başlarına gelmesi için ne yaptı? Barışın anneleri sadece barış ve eşitlik ister. Kardeşiz diyorlar. Ne kardeşliği? Annelerimizden korkanlar her şeyi yapabilirler. Bu annelerin ifadeye çağrılmasının nedenini söylesinler. Anneler kötülük istemez. Bir damla kanımız olduğu sürece annelerimizin yolunda olacağız. Bu yoldan ayrılmayacağız. Var olduğumuz sürece annelerimizin mirasına ve mücadelesine sahip çıkacağız. Bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Sonuna kadar bu yolda olacağız" ifadelerini kullandı.