Barış ve adalet için Barış Annesi oldu

  • 09:07 1 Şubat 2024
  • Güncel
 
Rojda Aydın
 
WAN - 1999’da oğlu Lokman Arslan’ın faili meçhul şekilde katledilmesinin ardından mücadeleye başlayan ve Barış Annesi olan hasta tutsak Hanife Arslan, sağlık sorunlarına rağmen tahliye edilmiyor. 
 
Kurdistan ve Türkiye cezaevlerindeki hasta tutsaklar, ağır sağlık sorunlarına rağmen ne tedavi ne de tahliye ediliyor. Ağır hasta tutsak Hanife Arslan (81) da yaşı ve hastalıklarına rağmen tahliye edilmiyor. Yaklaşık iki yıldır cezaevinde tutulan Hanife’nin KOAH, mide ve yüksek tansiyon gibi birçok hastalığı bulunuyor. Dizlerinde sıvı olmadığı için yürümekte zorluk çeken Hanife için Adli Tıp Kurumu (ATK) ise “Cezaevinde kalabilir” raporu verdi. Rahatsızlıkları nedeniyle defalarca hastaneye kaldırılan Hanife, kimi zaman tedavi edilmeyerek tekrar cezaevine götürüldü.
 
Faili meçhulle katledilen oğlu için mücadele etti
 
1999 yılında siyasi çalışmalara başlayan Hanife’nin oğlu Lokman Arslan, faili meçhulle katledilir. Tehditlere maruz kalan Lokman, 15 Mart 1999’da İstanbul’a gideceği sırada arabasının içinde katledilerek, “kaza süsü” verilir. Katledilen Lokman’ın ardından beraber çalışma yürüttüğü arkadaşı Celal Savaşan’da aynı yıl içerisinde Nisan ayının sonunda katledilir. Aradan 25 yıl geçmesine rağmen Lokman ve arkadaşı Celal’in failleri hala cezalandırılmazken, Hanife oğlunun katledilmesinin ardından faillerin bulunması için adalet arayışına girer. Mücadele içerisinde yer alan Hanife, Barış Anneleri Meclisi’nde yerini alır.
 
İlk olarak 2017’de tutuklanır 
 
Kendisine ve ailesine dönük baskılar hiç bitmeyen Hanife, ilk olarak 2017 yılında “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. O süreçte Hakkari ve Bitlis cezaevlerinde tutsak kalan Hanife, 11 ay sonra tahliye edildi. Hanife’ye aynı suçlamadan 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi ve 2021 yılında cezası onandıktan sonra 2022 yılında tekrar tutuklandı.
 
Hanife’nin kızı Reyhan Ören, annesinin durumuna ilişkin konuştu.
 
‘Başka anneler benim çektiğim acıyı çekmesin’
 
Reyhan, annesinin, abisinin katledilişinden sonra diğer anneler için de mücadeleye başladığını dile getirdi. “Annem barış ve adalet için Barış annesi oldu” diyen Reyhan, annesinin mücadelesinde durmadığını vurguladı. Reyhan, annesinin mücadeleye dahil olmasının başlıca sebeplerinden birinin faili meçhullerin aydınlatılması olduğunu belirterek, “Annem faili meçhul cinayetlerin failleri bulunsun diye bu mücadeleye başladı. Ne yazık ki hala failler ortaya çıkmış değil. Bunu yaşayan bir tek biz değiliz. Birçok insan bunu yaşamış durumda. Bugün arayış mücadelesi devam eden Cumartesi Anneleri bunun bir örneğidir” dedi.
 
Tekerlekli sandalye istedi, tehdit edildi!
 
Ciddi sağlık sorunlarından kaynaklı annesinin tahliye edilmesi gerektiğine işaret eden Reyhan, annesinin yaşadığı sağlık sorunlarını şöyle dile getirdi: “Annemin kalp, mide, KOAH, yüksek tansiyonu ve dizlerinde rahatsızlıkları var. Bunların yanı sıra dizlerindeki sıvının bitmesi nedeniyle iki dizinden ameliyat olması gerekiyor. Annem dizlerindeki rahatsızlıktan dolayı çömelemiyor. Bu sebepten lavaboya giderken de zorlanıyordu. Biz dilekçe ile başvuruda bulunarak annem için klozetin olması gerektiğini söyledik. Uzun uğraşlar sonunda klozet yapıldı. Ancak klozet üst kata yapıldığı için yine merdiven çıkması gerekiyordu ve zaten dizlerinde sorun olduğu için merdiven inip çıkarken sorun yaşıyor. Annem geçtiğimiz günlerde rahatsızlanması sonucu hastaneye götürülürken, gardiyanlardan tekerlekli sandalye istemişti. Gardiyanlar ise ‘Bir daha tekerlekli sandalye istersen seni getirdiğimiz gibi geri götürürüz ve doktora da göstermeyiz’ diyerek, annemi tehdit etti. Tekerlekli sandalyenin anneme verilmemesinin gündem olması üzerine daha sonraki hastaneye gidişinde tekerlekli sandalye veriliyor. Fakat annemin bu yaşta artık içeride değil, dışarıda olması gerekiyor. Annemin iyi bir tedaviye ihtiyacı var, cezaevi imkanları yetersiz kalıyor.”
 
‘Cezaevleri ölüm kamplarına dönüşmüş’
 
Annesinin serbest bırakılması için birçok kez başvuru yaptıklarını ve sonuç alamadıklarına dikkat çeken Reyhan, “Eğer ki biz bu ülkeyi beraber kurduysak ve beraber yaşayacaksak neden bu ayrımcılıklar yapılıyor? Biz annemize bakmak istiyoruz. Ülkeye yakışır bir tablo yok ortada. Cezaevleri ölüm kamplarına dönüşmüş” ifadelerine yer verdi. 29 Ocak günü cezaevine annesinin görüşüne gittiğini belirten Reyhan, annesinin durumunun iyi olmadığını vurguladı. Reyhan, “Annemin ameliyat olması gerekiyor. Annem yine çok bitkindi ve her yerinin ağrıdığını, nefes alamadığını belirtti. Her geçen gün annemin sağlık durumu daha da kötüye gidiyor ve biz annemizi canlı bir şekilde almak istiyoruz. Annem gibi birçok hasta tutsak şu an cezaevlerinde. Bu hasta tutsaklar neden bırakılmıyor? İnsan hakları ve aydın bir ülke olduğumuz söyleniyor ama pratikte bu yok. Annem gibi birçok tutsak cezaevindeyken nasıl kardeşlikten bahsedebiliyorlar. Kardeşlik bu mudur” diye sordu.