Elfazi Toral

 

Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi) 20 Mart 2021’de, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın kararıyla bir gecede feshedildi. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının “uygun” olduğuna karar veren ve kadınların itiraz davasının reddedilmesinde imzası olan Danıştay üyelerinden Yılmaz Akçil ise 21 Ocak günü Anayasa Mahkemesi’ne (AYM)  üye olarak atandı. Yine Tayyip Erdoğan imzasıyla gerçekleşen AYM’nin üye seçimine dair karar Resmi Gazete’de yayınlandı. Buna göre, Danıştay üyesi Yılmaz Akçil, Danıştay Genel Kurulu tarafından gösterilen üç aday arasından Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilerek, kararın Anayasanın 146 ve 147’nci maddeleri ile Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 6, 7 ve 10'uncu maddeleri gereğince verildiği kaydedildi. Karara karşı her kesimden kadınlar tepki gösterdi.

 

Kadın örgütü temsilcileri, kararı değerlendirdi.

 

‘Atama bizim için yok hükmündedir!’

 

Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Tuba Ulu Yağışlı, “Erkek-devlet şiddeti iktidarın kaybetmeye, yıkılmaya yüz tuttuğu bugünlerde daha fazla artmaktadır. Elbette ki şiddeti tek başına AKP ve onun dönemi ile izah edemeyiz. Fakat bu iktidar döneminde kadınlar ve kazanımları hedeflenmiştir. Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen kararda imzası bulunan ve bunun hukuka aykırı olmadığını savunarak İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı alan Yılmaz Akçil, AYM üyeliğine atanmıştır. Bu hem kadın haklarına hem de anayasaya ve hukuka bir darbedir. Elbette bu atama bizim için yok hükmündedir ve mücadelemiz katlanarak her daim güçlenecektir” dedi.

 

‘Tek adamın’ hukuku yerle bir etmesine izin vermeyeceğiz!’

 

Kampüs Cadıları üyesi Seçil Murtazaoğlu, “Bu kararla birlikte İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmede imzası olan Danıştay üyesi Yılmaz Akçil, AYM üyeliğine atanmış oldu. Adeta bu karara imza atanlar ödüllendiriliyor. Biz genç kadınlar olarak bunu kabul etmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden de asla vazgeçmiyoruz” dedi. Yine Kampüs Cadıları’ndan Eylül Kara da, “AYM biz kadınların, emekçilerin,  Gezi tutsağı olan Can Atalay’ı savunması gerekirken, AYM kararlarını önemsemeyip şimdi de AYM’yi işlevsizleştirmek istiyor. Erdoğan kendi imzasıyla beraber Yılmaz Akçil’i AYM’ye üye olarak atadı. Bu hukuku tek bir adamın yerle bir etmesine izin vermeyeceğiz. Biz kadınlar bu kararı asla kabul etmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ne dokunan herhangi birinin de kesinlikle AYM’de olmaması gerekiyor. Bunun için mücadele edeceğiz” vurgusunu yaptı.

 

‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz’

 

Kadınlar Birlikte Güçlü üyesi Nazlı Andan ise, “Kadınlara yönelik şiddeti önleyen, koruyan, kadınları güçlendirecek destek mekanizmalarını oluşturan ve failleri cezalandırma yükümlülüğü veren bir sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede Türkiye çıkmış oldu. Sözleşmeden çekilmek, devletin bu yükümlülüklerden kaçması anlamına gelir. Kadın cinayetlerine karşı kadına yönelik şiddeti önlemek için sorumluluk almayı reddettiği anlamına gelir. Bu, devletin kadınlara karşı olduğu anlamına gelir. Biz kadınlar, feministler, kadın örgütleri olarak İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz, bizimdir diyerek sokakları mora boyadık” dedi.

 

‘Yaşamak için mücadelemizi büyüteceğiz’

 

AYM üyeliğine tepki gösteren Nazlı, “AYM’ye üye olarak atandı. Bu atamanın kendisini, İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkan biz kadınlara bir mesaj olarak alıyoruz. Bizlere, ‘kadın düşmanlığına devam edeceğiz’ demektir. Bunu kabul etmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi için imza verenlerin ödül gibi terfi ettirilmesi kabul edilmez. Kadınların öldürülmediği, çocukların istismara, LGBTI+’ların sistematik şiddet ve ayrımcılığa maruz bırakılmadığı bir ülkede yaşamak için mücadelemizi büyüteceğiz” ifadelerini kullandı.

 

‘Her türlü haksızlığın karşısında olacağız’

 

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Genel Sekreteri Fidan Ataselim de, “Cumhurbaşkanı tarafından İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi aslında AYM’nin yasalarında ihlali demektir. AYM kararlarının dahi uygulanmadığı günlerdeyiz maalesef. AYM’nin işlevsiz hale getirilmeye çalışılması ve buna dayanarak yeni bir anayasa ortaya koymak istediği siyasi iktidar ortada. AYM bu anlamda tehdit altında. Kadınların hakları bakımından da, bütün yurttaşlar bakımından da özellikle eşitsizliğe ve haksızlığa uğrayan kesimler bakımından da Anayasa işleyişi ihlal ediliyor. Bu adalet mekanizması, hukuk sistemi dediğimiz şey hepimizi ilgilendiren bir meseledir. Hayati önemdedir. Bu yüzden bizler mücadelemizi sürdüreceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nden hala vazgeçmedik. Mücadele edeceğiz ve her türlü haksızlığın da karşısında olacağız” mesajını verdi.