Yıkılan binanın sahibinin serbest bırakılmasına tepki: Bırakanlar onlar kadar suçlular

  • 09:05 6 Şubat 2024
  • Güncel
 
Öznur Değer
 
SEMSÛR - Depremde yıkılmasının ardından yapımında birçok usulsüzlüğe rastlanan Hasoğlu İnşaat’ın arsa sahibi Mahmut Portakal’ın serbest bırakılmasına tepki gösteren depremzede Fatma Kaşıyoğun, burada kaybettiği anne ve babası için hukuk mücadelesi vereceğini belirterek, “Mahmut Portakal’ı serbest bırakanlar onlar kadar suçlular, ortakları oluyorlar” dedi.
 
Mereş merkezli 6 Şubat depremlerinin en çok etkilediği kentlerden biri olan Semsûr’da (Adıyaman) depremin izleri ilk günkü gibi taze. 8 bin 387 kişinin yaşamını yitirdiği Semsûr’da 17 bin 499 kişi ise yaralandı. Resmi verilere göre 5 bin 826 bina yıkılırken, 8 bin bina ise ağır hasar aldı. Resmi rakamların aksine Semsûr’daki tahribatın daha ağır olduğunu belirten depremzedeleri, kentin görünümü de destekliyor.
 
Hasoğlu Yapı’da 32 kişi yaşamını yitirdi
 
Devletin girmediği ve depremzedelerin “unutulduk” dediği Semsûr’da yıkılan binlerce bina arasında 3’üncü Çevre Yolu Yenimahalle 26340 Sokak’taki Hasoğlu Yapı da yer alıyor. Yıkılan binada dere kumu kullanıldığı tespit edilirken, arsa sahibi Mahmut Portakal, müteahhit Ünal Gökbulut, şantiye şefi Adem Turan ve Derya Atay 23 Şubat 2023’te tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sorumlular binayı deprem yönetmeliğine göre yaptıklarını ifade ederken, arsa sahibi Mahmut Portakal “Biz binayı 2007 deprem yönetmeliğine göre yaptık. Kahramanmaraş depreminin şiddeti 2019 deprem yönetmeliğine göre yapılan binaları bile yıkabilir” sözleriyle kendini savundu.
 
Geçtiğimiz günlerde görülen duruşmada hakkında tahliye kararı verilen arsa sahibinin serbest bırakılmasına ilişkin binada yaşamını yitiren Bacı (68) ve eşi Aziz Küçükşahin’in kızları Fatma Kaşıyoğun (42) tepki gösterdi.
 
‘Biz davacıyız ve peşini bırakmayacağız’
 
Anne ve babasının bir yıl önce taşındığı evin henüz borcunun dahi bitmediğini ve binanın yeni olması nedeniyle o evi aldıklarını kaydeden Fatma, görgü tanıklarının evin depremin ilk anında yıkıldığını söylediklerini kaydetti. Binada dere kumu tespit edilmesine rağmen müteahhidin bir yıl bile kalmadan tahliye edilmesine tepki gösteren Fatma, “Binada üç kat iç içe girip gömülmüş. Annem, babam, kuzenim ve çocukları olmak üzere 6 kişiyi kaybettik. Binanın yıkılmasının ardından yapılan araştırmada, en düşük ve kalitesiz betonun kullanıldığı ortaya çıktı. Binada dere kumu kullanıldığı açığa çıktı. Fazla kat da çıkmış. Kolonları kesmiş, santimetrelerini eksik yapmış. Parayı düşünmüş sadece, başka bir şey düşünmemiş. Annem, babam daha evin borcunu ödüyorlardı. Yazık değil mi onlara. 32 kişinin hayatına mal olan kişi 10 ay yattı. Biz davacıyız ve peşini bırakmayacağız” dedi.
 
‘Tahliyeyi duyduğumuzda ikinci bir deprem vurmuş gibi olduk’
 
Binanın depremden önce duvarlarının çökmeye başladığını ve sürekli binada asansörün arızalandığını dile getiren Fatma, “Ev dökülüyordu. Biz binanın yeni olmasına aldandık. Hakkımızı devlete helal etmiyoruz. Daha kanımız kurumadı. Kendilerini bizim yerimize koysunlar. Tahliye edildiklerini duyduğumuzda bizi ikinci bir deprem vurmuş gibi olduk. Zengin oldukları için, birilerine yedirdikleri için serbest bırakıldılar. Herkes sesimizi duysun. Ömür boyu da ceza alsa biz affetmeyeceğiz. Babamın 4 gün boyunca enkazdan sadece başı görünüyordu. Annemi 21 gün sonra bulduk. Annemi alıp kimsesizler mezarlığına gömmüşler. Sonradan kendi imkanlarımızla bulup çıkardık. Mahmut Portakal’ı serbest bırakanlar onlar kadar suçlular, ortakları oluyorlar” şeklinde konuştu.
 
‘Milletin parasını, altınını enkazdan çıkarıp alıyorlar’
 
Fatma, annesinin evde bir takım ziynet eşyası olduğunu ancak bunları alamadığını eklerken, “Üç defa Altınşehir Polis Karakolu’na gittik. Ancak bizi oyaladılar, para ve altınları vermediler. Tüm ailelerin birlikte gelmesi gerektiğini söylediler. Ancak biz ölü insanları nasıl getirelim. Milletin parasını, altınını enkazdan çıkarıp alıyorlar. Neden vermiyorsunuz” diye sordu.