Dillerinden vazgeçmiyorlar!

  • 09:07 21 Şubat 2024
  • Güncel
 
Elfazi Toral
 
İSTANBUL - Anadilleri Kürtçe’yi yaşatmaktan bir kez olsun vazgeçmeyen kadınlar, “Kürtçe bizim gerçeğimiz, kültürümüz, kimliğimizdir. Bizim davamız, dilimiz ve kültürümüzdür. Kürt halkının kendi diline sahip çıkması gerekiyor. Evlerinde çocuklarına Kürtçe öğretsinler. Çocuklarımız da kendi anadillerinden vazgeçmesin ve sürdürsün. Kürtçe anadilimize sahip çıkalım ve kaybetmeyelim” çağrısı yaptı.
 
Kültürel, siyasal ve ekonomik olmak üzere Kürt halkına dönük saldırılar hız kesmeden sürüyor. İktidarların Kürtçeye dönük asimilasyon politikaları ise yüz yıllardan beridir devam ediyor. Bir yandan Kürt halkını yok sayan iktidar, diğer yandan da yürüttüğü politikalar ile Kürtçeyi her fırsatta inkar ediyor. Kürt halkı müziği, sanatı ve dilinden koparılmaya çalışılsa da ne kimliklerinden ne de kültüründen vazgeçmedi. Bu politikalara karşı anadili bilincini her geçen gün daha da büyüten Kürt halkı, bu yıl da 21 Şubat Dünya Anadili Günü’nü büyük bir coşku ile karşılıyor.
 
Yaşamlarını Kürtçe ile ören kadınlar, Anadili Günü’ne dair  konuştu. 
 
Çocuklarını Kürtçe büyüttü
 
Devletin tüm asimilasyon politikalarına karşı anadilini konuşmaktan vazgeçmediğini paylaşan Gülten Sümbül, yaşamın her alanında Kürtçe konuştuğunu, Türkçeyi ise hiç bilmediğini ifade etti. 2005 yılında İstanbul’a taşındıklarını belirten Gülten, “Metropollere taşındığımız zaman çocuklarımı okula gönderdiğimde çocuklarım da anadilleriyle kendilerini ifade ediyordu. Çocuklarımı okula götürdüğümde öğretmenler bana, ‘çocuklarının Türkçesi yok. Neden evinde Kürtçe konuşuyorsun?’  diyordu. Benim de onlara tek bir cevabım vardı, ‘Ben Kürt’üm, evimde de Kürtçe konuşacağım’. Ben çocuklarıma sürekli diyordum. İster okula gidin ister başka bir yere kendi dilinizi asla unutmayın. Her zaman kendi anadilinizi konuşun. Türkçe değil, Kürtçe sizin dilinizdir diyordum” dedi.
 
Gittiği her yerde Kürtçe konuştu
 
Cezaevinde tutsak olan yakınının görüşüne gittiğinde de Kürtçe konuştuğunu dile getiren Gülten, gardiyanların kendisine Kürtçe konuşmayı dayattığını belirterek, “Bana, burada Kürtçe konuşamazsınız diye sorduklarında ben de, siz ölseniz de ben Kürtçe konuşacağım’ diyorum. Bizim dilimiz üzerinde her zaman bir asimilasyon ve inkar politikası var. Ama ben de nereye gittiysem kendi dilimi konuştum. Bir gün dahi Türkçe konuşmadım. Sürekli Kürtçe konuştum. Ben kendi evimde de çocuklarımı Kürtçe büyüttüm. Onları da uyardım. Hiçbir zaman dilini inkar etmemeleri gerektiğini söyledim. Biz Kürt’üz. Kürtçe dili bizim kültürümüz, kimliğimizdir” şeklinde konuştu.
 
‘Davamız, dilimiz ve kültürümüz’
 
“Kürtçe annemizin dilidir” diyen Xalîde Kartal da, “Biz Türkçe’yi bilmiyoruz” dedi. Torunlarına da Kürtçe öğrettiğini aktaran Xalîde, “Ben Türkçe konuşmak istemiyorum. Benim anadilim Kürtçedir. Evde Türkçe konuşan olursa da ben onlara kızıyorum Türkçe konuşmayın diye. Kürtçe bilsinler, öğrensinler ve konuşsunlar istiyorum. Ben istiyorum ki herkes kendi anadilini konuşsun. Bizim davamız, dilimiz ve kültürümüzdür. Sonuna kadar da dilimize sahip çıkarak yaşatacağız” vurgusunu yaptı.
 
Anadili yaşatma çağrısı
 
Çocuklarının okulda Kürtçe anadili eğitimi görmesini istediğini paylaşan Zeynep Elmas, “Çocuklarım Kürt, kendi dillerini konuşsun istiyorum. Çocuklarımın Kürtçe eğitim almasını istiyorum. Bizim dilimiz, eğitimimiz olsun. Bizim gerçeğimiz dilimizdir. Biz dilimiz için varız. Hiçbir asimilasyon politikasından korkmamamız gerekiyor. Her yerde kendi anadilimizi dile getirmeliyiz. Bir insanın kendi gerçekliğinden korkmaması gerekiyor. Bu gerçeğimizi her daim dile getirmemiz lazım. Her anne çocuklarına Kürtçe öğretsin, Kürtçe söyletsin. Bu sorumluluk ilk başta biz annelerdedir. Bu sorumluluğu her bir bireyin yerine getirmesi gerekiyor. Kürt halkının kendi diline sahip çıkması gerekiyor. Evlerinde çocuklarına Kürtçe öğretsinler. Çocuklarımız da kendi anadillerinden vazgeçmesin ve sürdürsün. Kürtçe anadilimize sahip çıkalım ve kaybetmeyelim” çağrısını yaptı.