
Gülistan Kılıç Koçyiğit: Meclis tatil edilmeden komisyon kurulmalı
- 10:31 12 Haziran 2025
- Siyaset
ANKARA - DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Siyasi partilerin adaya gitmesi ve Sayın Öcalan ile görüşmesi yönünde Sayın Öcalan'ın da bir talebi var” diyerek sürecin işlerliği için hem İmralı’nın önünün açılması hem de Meclis tatil edilmeden komisyonun kurulmasına işaret etti.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Mecliste güncel gelişmelere dair basın toplantısı düzenledi. Sürecin sağlıklı yürümesi ve adımların atılması için Meclis’te işler bir komisyon kurulması gerektiğini hatırlatan ve Numan Kurtlumuş’a çağrı yapan Gülistan Kılıç Koçyiğit, aynı zamanda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın siyasi partilerle birebir görüşme düşüncesinin hayata geçirilmesinin süreç açısından önemine dikkat çekti.
‘Halkın demokratik tercihleri cezalandırılıyor’
CHP Belediyelerine yönelik operasyonlarla başlayan Gülistan Kılıç Koçyiğit, büyük bir abluka yaşandığını söyledi. Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Bu operasyonun en nihayetinde muhalif belediyeleri çökertmeye dönük olduğunu görüyoruz. 12 Haziran 2025 itibariyle 11 CHP belediye başkanı tutuklu olarak bulunuyor ve görevlerinden alındılar. Çoğu itirafçı beyanları ile haksız ve hukuksuz soruşturma ve kovuşturmalarla tutuksuz yargılanmak esasken görevinin başında kalarak yargılama sürece edebilecekken tutuklu yargılanarak bir nevi yerel yönetimi çökertmeye halkın iradesini gasp etmeye yönelik bir operasyonun odağı olduğunu görüyoruz. İBB açısından 16 milyonluk kentin iradesi ile seçilmiş göreve gelmiş belediye başkanlarından bahsediyoruz. Burada halk iradesini savunma bilincinde bir kez daha söyleyelim. Bu CHP ve onun yerel yönetimlerine yönelik bir operasyon değildir. En temelinde halkın demokratik tercihlerini cezalandırmaya demokratik tercihlerini sınırlandırmaya, bu tercihleri yargı kıskacıyla el değiştirmeye zorlamanın bir aracıdır” diye belirtti.
Ekonomik sorunlar
Yargı kıskacının yanı sıra halkın ekonomik kriz eşiğinde yolsuzlukla baş etmeye çalıştığını söyleyen Gülistan Kılıç Koçyiğit, “AKP’nin tuzu kuru, onun yanında duran sermayedarların de tuzu kuru. Onlar açısından her şey güllük gülistanlık. Çünkü onların alım gücü, işsizlik kira edememek, çocuklarını okula göndermek, servisi ücreti ödemek gibi sorunu yok. Mehmet Şimşek bir açıklama yapmış demiş ki en zorlu dönem geride kaldı. En zorlu dönemin geride kaldığını tarladaki Mehmet amcaya bostanını eken getirip kendi ürettiğini satmaya çalışan Ayşe teyzeye sorduğumuzda herhalde diyecekti ki ‘kızım dalga mı geçiyorsunuz bizimle.’ Dalga geçmiyorlar, aklımızla oynamaya çalışıyorlar. Mehmet Şimşek'e söyleyelim en zoru geride kalmış ama yurttaşlar en temel ihtiyaçların karşılamaz duruma gelmişler. Kredi kartı borcunu çeviremez durumdalar. Bir kredi kartından çekip diğer kredi kartının borcunu ödemeye çalışıyorlar. Geçen yıl ara zam yapmadılar ve koca bir yılı aynı zam oranıyla işçinin emekçinin çalışmasına vesile oldular. Bu enflasyon koşullarında alım gücünün bu kadar derinleştiği bir ortamda mutlaka yıl ortasında ara zam yapılmalıdır. Bizim ara zam talebimiz de bugün itibariyle asgari ücrete en düşük emekli maaşları için yoksulluk sınırının en az yarısı olmalıdır” sözlerini kullandı.
Devamında Gülistan Kılıç Koçyiğit şunları ifade etti:
“İki hafta önce Sicilya’dan bir yelkenli gemi yola çıktı ve özgürlük koalisyonunca organize edildi. İçerisinde 12 tane aktivist vardı. Ama bu gemi yola çıktıktan sonra İsrail’in ve özellikle de İsrailli üst düzey yöneticilerin hedefi haline getirildi. Han Yunustaki çadır kamplar hedef alınıyor, Metzanin koridorunda yardım bekleyen insanlara ateş ediliyor oradaki insanlar katlediliyor. Bununla birlikte tıbbi yardımdan insani yardıma kadar Gazze’ye hiçbir şeyi ulaşmasına erişmesine izin verilmiyor. Filistin halkının haklarını, yaşam hakkını, toprak hakkını, mülkiyet hakkını ne zaman savunacaksınız. Bunların her birisi savaş suçudur, aynı zamanda bir soykırım sürecidir. Ortadoğu’da huzurun ve barışın anahtarının 2 temel başlığı vardır. Biri Kürt sorunun demokratik çözümüdür bir diğeri de Filistin sorunun adil eşit hakkaniyetli bir şekilde çözülmesidir.
Meclis tatile girmeden komisyon kurulmalıdır
Türkiye tarihi bir süreçten geçiyor. Sayın Kurtulmuş siyasi partilere yaptığı ziyaretlerde bütün partilerin yapıcı bir üslupla sürece katkı sunması ve yeni dönemin başlaması gerektiğine dair verdiği mesajlar bizler açısından çok önemli ve değerlidir. Bu açıklamalarda vurgulanan sürecin şeffaf katılımcı sağlıklı bir şekilde yürütülmesi gerektiği yönündeki temennileri biz de paylaşıyoruz. Ama bunların temenninin ötesine geçmesi gerek. Mecliste kurulacak bir komisyonun bugün toplumsal barış ve demokratikleşme konusunda çok önemli en acil görevlerden biridir. Bütün bu torba yasalarla geceli gündüzlü hafta sonuna kadar çalışan Meclisin Kürt sorunun demokratik çözümü, Türkiye’nin demokratik geleceğinin inşa edilmesi gibi tarihi bir sorumluluk konusunda hala bir adım atılmamış olması kabul edilemez. Derhal Meclis tatile girmeden ilk iş olarak bu komisyon kurulmalıdır. Bunu sadece teknik bir komisyon olarak ele almıyoruz. Aynı zamanda halkın taleplerini umutlarını ve acılarını temsil eden güçlü bir toplumsal iradeyi yansıtan mekanizma olmalıdır. Bu komisyonu önemsiyoruz, bizim açımızdan önemli ve tarihi bir başlıktır.
Komisyon sürecin gidişatını planlamalı ve denetlemelidir
Barış sürecinin gerçek anlamda toplumsallaşması için komisyonlara kadınların, feministlerin, akademisyenlerin, gazetecilerin STK’ların sendikaların meslek odalarının baroların ve tüm toplumsal kesimlerin katılımını sağlayacak bir mekanizmanın mutlaka kurulması gerekiyor. Özellikle alt komisyonlarla bu sürecin sağlıklı yürütülmesi gerekiyor. Öncelikle sürecin nasıl ilerletileceğini hangi adımların atıldığını daha atılması gereken adımları çalışmaların nasıl yürüdüğünü ve hangi mutabakatların oluştuğunu şeffaf biçimde anlatmak ve bu süreci denetlemekle mükellef olmalıdır. Tatil gibi bir gerekçeye hiç kimsenin sığınmaması gerektiğini düşünüyoruz. Meclis tatile girecek ama bu komisyon derhal kurulmalı. Tatil vermeden yaz boyunca da çalışmalı ve yeni yasama dönemine de acil olan bütün yasal hazırlıkları yaparak bir an önce bu sürecin ilerlemesi için sorumluluk almalı. Bütün siyasi parti ve çevrelere bu komisyonun kurulması sürecine katkı verme konusunda çağrı yapmak istiyoruz.
Sayın Öcalan farklı çevrelerle bir araya gelmek istiyor
Biz bütün siyasi partilerin mutlaka İmralı'ya gitmesi Sayın Öcalan ile bu süreci tartışması Kürt sorunun demokratik çözümü ve barış açısından kendi görüş düşüncelerini iletmesinin çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Sayın Öcalan'ın farklı çevrelerle aydınlarla yazarlarla kadınlarla buluşmak istiyor, farklı siyasi partilerle bir araya gelmek istiyor ve bu sürecini ilk elden aracısız tartışmak istiyor. Biz bunun yürüyen sürece büyük bir katkı sunacağını ve süreci geliştireceğine inanıyoruz. Bütün siyasi partilerin İmralı’ya gitmesinin önünde hiçbir engel olduğunu düşünmüyoruz. Bunun yolunu Adalet Bakanlığı ve hükümet bir an önce açmalıdır.
Sayın Öcalan'ın da talebi var
Siyasi partilerin adaya gitmesi ve Sayın Öcalan ile görüşmesi yönünde Sayın Öcalan'ın da bir talebi var, bunun katkı sağlayacağını düşündük. Özel olarak şu parti gitmek istiyor, bu parti gitmek istiyor temelinde bir tartışma yok. Bizim de istediğimiz özellikle de Mecliste bulunan bütün siyasi partilerin, sol sosyalist çevrelerin herkesin adaya gitmesi ve Sayın Öcalan’la bu süreci tartışmasıdır. Bütün Kürt aktörlerle Kürt çevreleriyle de Kürt sorunun demokratik çözümü sayın Öcalan’ın görüş alışverişinde bulunmasının sürece muazzam katkı sağlayacağını düşünüyoruz. O anlamıyla hem Sayın Talabani ile hem Sayın Barzani ile hem Sayın Abdi ile ve diğer bütün çevrelerle görüşme olması çok önemli. Sayın Öcalan da bu konuda görüşmek istediğini ifade ediyor.”