AMED - İnsan Hakları Derneği (İHD) Yönetim kurulu üyesi Emine Özer, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısının ardından PKK’nin kendini feshederek cevabını verdiğini belirterek, “Şimdi cevap sırası iktidarda. Derhal adım atılmalı” dedi.

 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısıyla yeni bir süreç başladı. PKK’nin 1 Mart’ta ateşkes ilan etmesi ve 5-7 Mayıs tarihlerinde düzenlenen 12. kongresinde aldığı fesih kararını 12 Mayıs’ta kamuoyuna açıklaması, dünya çapında geniş yankı uyandırdı. Sürecin devamı için atılacak adımlara yönelik beklentiler ise hükümete yöneldi. 

İnsan Hakları Derneği (İHD)Yönetim Kurulu Üyesi Emine Özer, sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

 

‘Halen somut bir adım söz konusu değil’

Aylar geçmesine rağmen sürecin hala tek taraflı olduğunu anımsatan Emine Özer, sürecin başlamasının birçok kişide umut yarattığını kaydetti. Emine Özer, “Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine PKK kongresini yapıp, silah bıraktı. Aslında bu bir cevap oldu. Silah bırakılmasına rağmen devlet tarafından halen atılan bir adım yok. Geçmiş süreçlerden dolayı zaten halkın bir güvensizliği var. Henüz de halk tarafından oluşan bir güven yok çünkü somut bir adım söz konusu değil. Çok ağır hasta tutsaklar olmasına rağmen hala yasal bir zemin yok. Çünkü direk Cumhurbaşkanı’nın yetkisine bağlı” dedi.

 

‘Hasta tutsakların hiçbir gerekçesi olamaz’

 

Emine Özer, şöyle ekledi: “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ in (AHİM) tahliye kararlarına rağmen Kürt siyasetçiler özellikle Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ tutsak durumdalar.  Bunlar bize, halkta olumsuzluk yaratıyor. Yasal mevzuatlar düzenlenmeli ve af yasası gibi bir yol izlenmeli.  Adım atılabilmesi için en kısa zamanda hasta tutsakların bırakılması gerekiyor. Bugün biliyoruz ki yüzlerce kadın tutsak mevcut. Bunların içerisinde anne ve öğrenci olanlarda var. Bizler esir alındıklarını düşünüyoruz. Devlet artık kendi mevzuatını işletmiyor. Keyfi bir uygulama mevcut. Alanlarda bombardımanlar devam ediyor. Rojava’daki Kürt’leri kabullenmiş değiller ve daha nicesi... Bir an önce bu çekilen acıların, akan kanın durması için adımların atılması gerekmekte.” 

 

‘Barış için hiçbir zaman geç değildir’

 

“İnsan Hakları Derneği olarak sürecin yürümesi için elimizden ne geliyorsa yapacağız ve yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuşan Emine Özer, “Yüzyıl daha bu halkların kaybedecek evlatları yok. El birliği ile gecemizi gündüzümüze katıp sürecin yürümesi için zorlamamız gerekiyor. Başka çaremiz yok. Eğer Türkiye ekonomik ve siyasi anlamda ilerlemek istiyorsa bu süreci düzenli bir şekilde yürütmesi gerekiyor. Kazananı Orta Doğu ve Türkiye olacak, hepimiz olacağız. Herkes bunu üstüne görev olarak almalı. Bu süreci el birliği ile çözmemiz gerekiyor. İktidar bir halkın yaşayabilmesi adına bir toplumu haksızlığa, adaletsizliğe, açlığa ve çocuklarımızın geleceğini yok saymaya mahkum ediyor. Barış için hiçbir zaman geç değildir” sözlerine yer verdi.

 

‘Kaybedecek zamanımız yok’

 

Emine Özer, evladını kaybeden annelere de bir barış borcunun olduğunu kaydederek, son olarak şunları söyledi: “Halklar çok acı çekti. Bir an önce bu adaletsizliğin bitirilebilmesi adına mevcut iktidarın el atması gerekiyor. Kaybedecek zamanımız yok. Hepimizin evladını kaybeden annelere borcumuz var. Evlatlarını geri getiremeyiz ama başka evlatların gitmemesi adına bizim hala bir şansımız var. Bir kadın olarak evladını kaybeden annelerle bir araya geldiğimde o acıyı çok iyi anlayabiliyorum. En başta onlar bu sürecin barış ile sonlamasını istiyorlar.”